Kanserden en yakınlarınızı peşpeşe kaybedince paranoyak oluyorsunuz. Her check up arifesinde bu korkuyu yaşıyorum, ya birşey çıkarsa!

Kansere çare bulunsa hayat ne güzel olurdu halbuki. Kalp ameliyatlarında ikiye böldükleri hastaları yaşatıyor doktorlar.

Renk renk hikayeler de uyduruluyor. Efendim çare bulunmuş da, ilaç devi şirketler taş koyuyormuş.

Öyle olsaydı Apple’in sahibi Steven Jobs kurtulurdu. Parayla olmuyor henüz.

Ölmeden iki şeyi yaşamak isterim:

1. Bu iktidarın gidişini.

2. Kansere çare bulunuşunu.

…

Bu spontan bir öfke değil, bir proje. Yıllardır bunu yapıyorlar. Tehlikenin şiddetine göre oktavını artırıp azaltıyorlar. İyice itibarsızlaştırırlar. Gözden düşürdükten sonra son darbeyi indirirler. Yanında kimseyi bulamazsın. Tren kaçmıştır çünkü. (Sarı öküz meselesi)

Dün söyledin ya, ''Biz itiraz etsek ne olur. YSK”ya karşı çıkacak gücümüz mü var?''

İşte tam da bu dediğin şeyi yapmaya hazırlanıyorlar.

Yoksa, sebebi nedir bu çukur siyasetin; şerefsiz, namussuz, alçak...

Yanlış yapıyorsunuz!

İtirazınız kayda geçsin!

Bakın 28 Şubat'ın hesabı kaç yıl sonra görülüyor?

…

Face akışında enteresan ürünlerin reklamları dönüyor.

-Tansiyon tarih oluyor.

-Şeker hastalarına müjde.

-Prostatı bitiren formül.

-Bağırsak parazitleri hayatınızı zehir etmesin. Şişkinliğe son.

-İktidarsızlık kader değildir.

Liste uzayıp gidiyor. Hepsinde de prof ünvanlı bir zatın resmi var. Tanıtım konseptini böyle tasarlamışlar.

Tv’lerde malum reklamları yorumlayan harbi bilim insanları da, doktor tavsiyesi olmadan kullanılan bu ürünlerin olası risklerine dikkat çekiyor.

Para için daha ne şaklabanlıklar yapılıyor. “Ukraynalı kızlarla tanışın” başlıklı afiş, Rus işgalinden beri açık ara önde tıklanıyor. Onu Avrupa’da vatandaşlık teklif eden siteler izliyor.

Umut tüccarları sosyal medyada olta sallıyor, kim takılırsa artık!

İçişleri bakanlığı da habire mesaj yolluyor, “filan amaçla arayan dolandırıcılara” karşı vatandaşı uyarıyor.

Sağlıkla kalın!