Ufuk Çimen
Bilemediklerimiz: Toprağı bol olsun
Yakın zamanda koronavirüsten kaynaklı bir ölüm haberi içinde yakın arkadaşlarının “toprağı bol olsun” temennisi, belki de ölümlerin yarattığı ağır travmadan bir kaçış hikayesi çıkarma teleşıyla dikkatimi çekti.
Ne demek “Toprağı bol olsun”?
İlk bilgi şöyle: Deyim, Osmanlı döneminde gayri müslimler için kullanılırdı. Osmanlı döneminde taziyelerde kullanılan bu sözle, ölenin müslüman veya gayrimüslim olduğu anlaşılıyormuş. Günümüzde de bazı din alimlerimüslümanlar için kullanılamayacağını (Küfür, yani dinden çıkmaya sebebi sayarak) savunsa da artık halk arasında dillere pelesenk olmuş "başımız sağolsun"a denk düşüyor.
Hatta bu yüzden Mecliste tartışam bile yaşanmış.
İsmet İnönü için "toprağı bol olsun" diyen Chp'li milletvekiline Ak Partili bir vekil sözün Osmanlı'da gayrimüslimler için kullanıldığını hatırlatmış…
Ama “toprağın bol” olması ölene ne sağlar, mesele bunu anlayabilmekte.
Bir iddiaya göre ise; İlkçağ inançlarına göre insanlar öldükleri vakit birtakım eşyalarıyla birlikte gömülürlerdi. "Tanrılarına" sunmak ve öte dünyada kullanmak üzere mezarlara birlikte götürdükleri bu eşyalar, genellikle kıymetli maden ve taşlardan mamul kap kacak ile takılardan oluşurdu. Türk beyleri de İslamiyetten önceki zamanlarda "korugan" dedikleri mezarlarına altın, gümüş ve mücevherleriyle birlikte gömülürler, sonra da üzerine toprak yığdırtarak höyük yapılmasını vasiyet ederlerdi. Eski medeniyetlerin beşiği olan Ortadoğu ve Anadolu'da pek çok ünlü hükümdarlara ait bu tür mezar ve höyükler hâlâ bulunmaktadır. Altın ve hazine, her zaman insanoğlunun ihtiraslarını kamçılamış, nerede ve ne kadar kutsal olursa olsun, elde edilmek için insanı kanunsuz yollara sevketmiştir. Höyüklerdeki hazineler de zamanla yağmalanmaya başlanınca, ölenin ruhunun muazzeb edildiği düşünceyle üzerine toprak yığılır ve gittikçe daha büyük höyükler yapılır olmuş. O kadar ki ölenin yakınları ve cenaze merasimine katılanların birer küfe toprak getirip mezarın üstüne atmaları gelenek hâlini almış. Öyle ya, mezarın üzerinde toprak ne kadar bol olursa, düşmanlar ve art niyetliler tarafından açılması ve hazinenin yağmalanması o kadar engellenmiş olurdu. Bu durumda toprağı bol olan kişi de öte dünyada rahat edecek, en azından kullanmaya eşyası ve tanrılarına sunmaya hediyesi bulunacaktır.
Bir başka çıkarım da şöyle; Toprak az olursa ceset çeşitli doğal etkenler sebebiyle (yağmur, rüzgâr vs.) açığa çıkarak ve kurda kuşa yem olabilir. Böyle olmaması için yapılan iyi niyetli bir temenni.
Mesele deyimi anlamak, ancak bir ayrımcılık çıkmaz mı karşımıza diye düşünmedim de değil ki; o da varmış içinde. Tıpkı ışıklar içine uyuşuna denk düşen, inanç kaynaklı temenniler gibi.
Önemli değil, hepsi de bizim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.