Cevat Korkmaz
Şeyh Said'den Sivas'a; İktidarlar değişiyor, devlet değişmiyor
Devlet, Sivas katliamı ile ilgili bugüne kadar tatmin edici bir açıklama yapmadı. Dönemin siyasi liderleri ve medya, aynı ağızla Madımak Otelde diri diri yakılan aydınların, özellikle de Aziz Nesin'in, halkı tahrik ettiğini ve eylemin bu tahrike karşı bir refleks olarak geliştiğini anlattılar.
Olay, öyle bir noktaya taşındı ki, yargılamalar, katledilenlerin suçlu, katledenlerin ise mağdur kabul edildiği gösterilere dönüştü.
Müslüman olduğunu iddia eden bir gruh, cennete gidebilmek ıcın ''kafir'' avına çıkmıştı. Tıpkı İŞİD'in Irak'ta, El Nusra'nın Suriye'de yaptığı gibi...
Madımak davası, Akparti döneminde zamanaşımına uğradı.
Yakılan canların hesabı mahşere kaldı. Türkiye'de Devletin değiştiğini iddia edenlere sormak lazım: Taksim Meydanı’nda düşen canlara kıyanlarla, Sivas cehennemini ateşleyenler arasında ne fark var?
İktidarlar değişiyor ama devlet değişmiyor. Bırakalım şu değişen Türkiye palavralarını! Kanayan yaralar henüz kabuk bağlamadı...
***
Şeyh Sait ile ilgili tartışmaların bugün hala özgürce yapıldığına inanmıyorum.
Muhafazakar Kürtlerle, seküler Kürtlerin isyana bakışları farklı.
Sosyalist Türklerle, dergah müridi Müslümanlar (Zehra Grubu) farklı bakıyor.
Eski yayınevleri, Koral, Komün, Yeni Asya yayınları ki benim nesil o kaynaklardan beslendi, farklı bakıyor.
Meraklılara iki kitap önereceğim: ilki Uğur Mumcu’nun “Kürt İslam ayaklanması” Bu kitabın son sayfalarına Şeyh Said’in torunu Melik Fırat’la yapılan bir röportaj eklenmiş. Fırat, açık açık Şeyh Said isyanının ideolojisinin İslam olduğunu anlatıyor.
İkincisi, İlhan Bardakçı’nın Yeni Asya yayınlarından çıkmış, “Adım Şeyh Said” isimli kitabı.
Şeriat yanlısı bu kitap kıyamın İslam adına yapıldığını söylüyor.
Yıllar sonra İngiliz arşivlerinden ortaya saçılan bilgiler, Kürtlerin, ulusal taleplerden çok dini taleplerle destek aradığını ispat ediyor.
Uğur Mumcu’ya göre, Kürt Teali Cemiyeti Başkanı Seyit Abdülkadir İngilizlerle isyana destek amaçlı görüşmeler yapmıştır.
İsmail Beşikçi ise, Uluslararası Sömürge Kürdistan çalışmasında, isyanda İngilizlerin varlığını red etmiştir.
Şeyh Sait ile Seyit Rıza’yı kıyaslayan marjinal sol örgütler de var ki, ben buna PKK’yı da katıyorum; kıyamete kadar uzlaşamazlar.
Ahmet Kahraman’ın, günün koşulları nedeniyle bastıramadığı RIZO isimli kitapta, iki isyan liderinin 1925 kıyamında buluştuklarını ve Rızo’nun Şeyh Said’e destek vermeyi reddettiğini anlatılıyor. Ben taslağından bu bölümü okumuştum.
Türkler, Tayyip Erdoğan menşeli ikinci bir resmi tarih yazma telaşındayken, Kürtler kendi deyimleriyle “taluk” atmaya devam ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.