.. /Hasta yoldaşım Ahmed'in ziyaretine gittik. Daha önce istediği Bot'u ortak arkadaşlarımızdan biri aldı ve birlikte hastanenin yolunu tuttuk. Aldığımız Bot'u bir poşete koyarak hastaneye giriş yaptık. Kat görevlisi hemşire, elimizdeki poşeti yiyecek sanarak, "Amca yiyecek yasak, onu burada bırakıp içeriye öyle girin!" dediğinde, poşettekinin yiyecek olmadığını, bot olduğunu söyledik. Hemşire, "Burası hastane, kamp değil, burada hasta terlik giyer" dediğinde, yanımdaki arkadaş, "Şimdilik bot bulduk, bir dahaki gelişimizde terlik getiririz" dedi. Hemşire bozuldu, "Yasak kardeşim yasaakk!! laftan anlamıyor musunuz?" diye bağırdı.

Biraz tartışmadan sonra zar zor ikna ederek hastanın yattığı odaya girdik. Hoş beş sohbetten sonra Hemşire ile yaşadığımız olayı anlattık. Ardından getirdiğimiz botu ona giydirdik. Ahmed o kadar sevindi ki yatağından kalkıp odada yürümeye başladı. Sonra ara koridora çıktı. Zaten öfkeden jokere per arayan hemşireye gün doğmuştu. Ahmed'i azarlayarak odaya girmesini söyledi bağırarak.

Ahmedi odaya doğru çekiştirerek yatağına götürmeye çalışırken, bağırtıyı duyan Doktor odaya girerek, "Neler oluyor? " dedi. Biz hiç konuşmadan olduğumuz yerde başımızı önümüze eğdiğimizde Ahmet, doktor'a, "Hocam arkadaşlar bot almış onu test etmek için biraz yürümek istedim" dedi. Doktor, "Kardeşim burası sürücü kursu mu? test sürüşü falan.. olmaz böyle şeyler, hastasın yatağında olman lazım" diyerek o da bastı kalayı.. Ahmed de az değildi, Doktora, "Hocam vücudumuzda her türlü ilacı denerken, biz deney faresi miyiz?" Doktor hiç beklemediğimiz bir kahakaha atarak, "Walla Ahmed abi, senden fare mare olmaz, olsa olsa Kedi olur, buraya geldiğinden beri ha bugün, ha yarın gidicidir dedik maşallah gittikçe canlanıyorsun" dedi. Odadan çıkarken de Ahmed'e, Arapça bir şeyler dedi. Ahmet ve Doktor karşılıklı gülmeye başladılar.

Ahmed'e, "Doktor ne dedi de öyle güldünüz?" diye sordum. Ahmed, doktorun da Mardinli olduğunu, kendisi ile sürekli şakalaştığını ve kendisi ile çok yakından ilgilendiğini, kendisine Arapça, "Botunu ....yim" dediğini söylediğinde katıla katıla gülmeye başladık.

Biz Ahmedi ve iğfale uğrayan botunu hastanede bırakarak, ilk kez gülümseyen bir yüzle hastaneden ayrıldık.