Amedspor; Dama ve Futbol
TFF 2’inci Lig Beyaz Grup’ta Amedspor, geçtiğimiz Cumartesi günü oynanan maçta Rize temsilcisi Pazarspor’u kendi sahasında 1-0 yenerek haftayı galibiyetle kapadı. Üç puanı hanesine yazdıran Amedspor, 17 puan ve maç fazlasıyla ligde 2’nciliğe yükseldi.
Maçla ilgili bir yazı kaleme alan Evrensel’den Sekan Delidere, "Bünyamin’in merkezinde olduğu bağlantılı bir girişimde kurgusal olarak en iyi golünü attı Amedspor ve bu golle maçı kazandı. Bence oturup bu gole çalışmak lazım." ifadelerini kullandı.
Delidere’nin yazısı şöyle:
Dama oyunu çok oynanırdı bir dönem buralarda. Hala oynayanlar var ama eskisi gibi değil. Bir süredir futbola dair düşünürken aklıma geliyor, dama ve futbolla epeyce benzerlikleri olduğuna kanaat getirdim.
Mesela günümüz futbolunda blokların birbirine yakın olması öngörülür. Blokların birbirine yakın olması savunma yaparken rakibe boşluk vermemeyi, hücum ederken de bağlantı ve pas seçeneklerinin güçlü olmasını ifade eder. Yani kaleciyi saymazsak geri kalan on oyuncu kompakt halde bir savunma yaparsa rakibin pas seçenekleri azalır. Ya da hücum ederken bir oyuncunun diğer bütün oyunculardan kopuk bir biçimde bireysel bir hücum girişimi büyük oranda saman alevi gibi parlayıp söner.
Şimdi bunu dama üzerinden düşünelim. Günümüz futbolundaki 4-4, 3-5 veya 3-4 gibi birinci ve ikinci bölge blokları damada yerini 8-8 gibi iki bloğa bırakır. Bu 8’li bloklar birbirinden ne kadar uzaklaşırsa o kadar büyük boşluklar verme ihtimali doğar. Rakip için büyük nimettir bu. Ya da aynı şekilde hücum ederken… Diyelim ki aynı 2 taş ile sürekli ileriye oynadığınızda onları gerideki bloktan koparmış olursunuz ve çok büyük bir ihtimalle yutulurlar.
Amedspor’un Pazarspor karşısındaki defansif oyununu bu bağlamla izleyince, geçmiş haftalara nazaran beğendim. Urfaspor maçındaki kötü görüntü yoktu en azında. O maçta en geride 6’lı hat olarak dizilmenin doğru olmadığını, en gerideki ve önündeki bloğun birbirine yakın oynamasının, aralarında boşluk bırakmamalarının modern savunma yöntemi olduğunu umarım anlamışızdır.
Pazarspor maçındaki bu savunma performansının elbette rakip ile de ilişkisi var. Kendi takımımız üzerinden düşünürüz hep aksiyonları ama rakibin yapabildikleri veya yapamadıkları da bizim eylemimizi belirler. Dolayıyla Pazarspor’un, örneğin Urfaspor gibi oynayamaması da önemli bir unsur olarak değerlendirilmeli. Damada kendi hamlelerimiz kadar rakibin hamleleri de oyunun biçimini belirler.
İşin öte yanı ofansif tabi. Yani top bizdeyken ne yapabildiğimiz… Bu anlamda iyi olduğunu söyleyemem Amesdpor’un. Hala birinci bölge ile üçüncü bölge arasında organizasyonel bir problem var. Ne kadar yapabildiği bir tarafa ama plan itibariyle hala ya rakibin öne çıkmasını bekleyerek arkaya uzun toplarla, ya da topu kanatlara taşıyarak şişirme ortalarla sınırlı bir hücum organizasyonu görüyoruz.
Oysaki hücum planı çok çeşitli varyasyonlar üzerine kurulu olmalıdır. Öte yandan ikinci yarının neredeyse tümünü kendi yarı sahasında kabullenen Amedspor, rakip savunmanın gerisinde oluşan boşluklara dair de hücum varyasyonlarına sahip değildi. Bir kez organize gelebildiler, o da etkili oldu, rakip savunma topu çizgiden çıkardı.
Birinci bölge ile ikinci bölge arasındaki bağlantı problemi nedeniyle forvet Üstün ve 4-2-3-1 dizilişinde forvet arkası olarak sahaya çıkan Mervan top almak için epeyce gerilere gelmek zorunda kaldılar. Damada hücum ederken blokların birbirinden uzaklaşması meselesi… Damada taşlar geriye gelemez ama Üstün ve Mervan gelmek durumunda kaldı.
Mervan ilk yarıda sakatlanarak erken bir değişiklikle oyundan çıkmak zorunda kaldı ve yerine Bünyamin girdi. En azından iç saha maçları için söyleyebilirim; Bünyamin’in merkezinde olduğu bağlantılı bir girişimde kurgusal olarak en iyi golünü attı Amedspor ve bu golle maçı kazandı. Bence oturup bu gole çalışmak lazım. Bu bir hücum varyasyonu ve bu varyasyonlar çeşitlenirse farklı şeyler konuşabiliriz ilerleyen haftalarda.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.