Masumiyet

Kaygıların kendini toplumsal veya insani bir refleks olarak koruma alanına çektiğinden beri insanların masum davranış veya masumiyetlerine anlam biçmek gerekir, kendine de bir anlam verdirmiş olursun

Masumiyeti bir tek günahsızlık olarak algıladığınızda masumiyet kavramının anlamını daraltmış oluruz ki masumiyet bir doğuştaki istek sadeliğidir, arınmış bir yüzün ardındaki hastalıksız bir dünyadır

Öyle bir haz oluşturduğunu bilmeyen insanlık masumiyet cenininden özgürlüğün alanına adımın attığı ilk andan itibaren kendi çevresinde oluşturulan çember sağlıklı şekillenmediğinden bu kadar acımasızlık yaşama hâkim olmuş, her geçen günde daha da çıkar ilişkisine kurban edilmeye çalışılıyor

Öyle bir temele oturtulmuş bir yaklaşım, bir davranış ve bir özellik ki henüz el değmemiş ve bilgi edinilmemiş bir alana müdahil olanların bu hassas ortamı iyi sezmesi lazım ki kırılmalar olmasın, normal çıkar ilişkisinden uzak çocuksu bir dünya istese bile günümüz normlarından yaşama bakamaz

Kişinin kendi içindeki sadeliği, hâkimiyeti ve dokunulmazlığını sığdırdığı bir kalesi bir dünyası bir öz güvenliğini koruduğu sahasıdır, kendindeki bu sadeliği kaldırdığınızda ne yapacağını bilmeyen bir canlı bulursunuz karşınızda

Ben; seni “masumiyet” kelama davet ettiğimde, zırhını kuşanıp silahlanarak gel demedim orası savaş alanı değildir seni paylaşımlarıma, ekili alanlarıma ortak olabileceğin rahat ortamım olduğunu görmen için çağırdım, hedefine kelam alanın çıkarı yoktur sende, hem ne kadar zırh alabilirsin ki?

İçeride gizde saklanan enerjinin kendini iyi kalıplarla dışarı yansıtma tezahüründeki insan; yoga seanslarındaki haliyle birilerine cezp edici saha da yaratabilir, bende seni gize çekilmiş, ben baş edemiyorsam kendimle baş ederim dediğini var sayarak hareket ediyorum, hiçbir şey yapamıyorsam, bari yogasına ortak olabilirim diye seni çağırdım.

Önce kendini korumasını bilen ama aynı zamanda senin saha ve alanına sensiz girmeyen günahsız lığın bana verdiği hâkimiyet anlayışımı sınırlarımın içinde tutuyorum, sana gelirken işgal için değil paylaşım için geldiğimi bil

Masumiyet bir hakikattir ki ilk doğuşu temsil eden bir günahsızlık, bir sadelik, bir temizlik ilişkisi ve ilk yaratılıştaki duygu hakikattir, kirlenmeler sonra gelir

Masumiyet sonsuz bir çabadır ve insanların bu kadar sınır tanımayan istek ve ereklerinin ortamında hala sade ve saf kalabilmeyi becermek sonsuz bir çabadır, toplum içinde büyüyüp hala masum kalabilme becerisindeki süreklilik arz edem emektir

Suçu öteleyen davranışların anlatımındaki sadelik veya çocuklardaki masumiyetin dile getirilişindeki günahsız lığın dile getirilişi, ortamda kendini gösterme, ön plana çıkarma çabası yoktur ve günahı da bilmediği içindir ki masumdur, günahsız şey bu ne kadar sürer böyle

Masumiyetin kendine göre bir zekâsı ve bir sosyal konumu vardır ki içine reel çıkarcı ilişkilerin dâhil olmadığı kendine ait bir düzleme sahiptir, yaşamı boyunca böyle şekillendiğinden! Bir anda günaha banması mümkün değildir alışması için bir süreç gereklidir

Masumiyet doğal halin kendini korumasıdır. Günahsız, kirlenmemiş, çıkar ilişkisindeki hastalıkları bilmeyen ve her zaman kendini koruyan bir hal, çevreden çok anlaşılmayan ve genellikle kapalı bir kişilik veya saf olarak değerlendirilir

Dolaysız lığında yaşadığım alan bu gün saldırı altında ve suça bulaşan mitolojik hikâyelerin bile aleyhine çalıştığı sadelik toz bulutları veya kir katmanlarının altındaki olması gereken doğallığında duruyor, her ne kadar sis olsa bile o doğal kalabiliyor

Toplumumuzdaki görgü ve adap kuralları gereği masumiyet günahsızlık, sadelik ve doğal hal iken bunun her zaman böyle nitelendirilmediğini de bilmek gerekir ki saf biraz yarım akıllılıkta anlaşıldığı dönemleri de yaşadık. Bunları geride bırakan sade yaklaşımların olduğunu da söylemek gerekir

Masumiyet karine si ise hukukta günahsızları, suçsuzları korumak için geliştirilen evrensel bir hukuk normudur, masum “suçsuz” karine de “belirti” yani suçsuzluk belirtisi.

İşte sana biçtiğim elbise, tanım, rol ve anlatım buydu, bu benim sana yaklaşımımdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi