DTK: Eylemcilerin çığlığı duyulmalı

DTK: Eylemcilerin çığlığı duyulmalı
Türkiye’de ve dünyanın farklı yerlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk,...

Türkiye’de ve dünyanın farklı yerlerinde devam eden açlık grevlerine ilişkin düzenlenen basın toplantısında konuşan DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, 71. Gününe giren Leyla Güven’in açlık grevinin hayati riski barındırdığına dikkat çekti. Öztürk, açlık grevlerine karşı uluslar arası kamuoyuna “Eşbaşkanımız Leyla Güven ve diğer açlık grevi eylemcilerinin çığlığını duymalı ve acil bir biçimde AKP hükümeti nezdinde girişimlerde bulunmalıdır” sözleri ile çağrıda bulundu

Mehmet Uğur ÇAKIL

DİYARBAKIR- Abdullah Öcalan’a karşı uygulanan görüş yasağına yönelik olarak gerçekleştirilen açlık grevi eylemleri sürüyor. Devam eden ve kritik aşamaya geldiği belirtilen açlık grevi eylemlerine ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında açıklamalarda bulunan Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Berdan Öztürk, Abdullah Öcalan’a karşı uygulanan görüş yasağının evrensel insan hakları ilkesinde yer almadığını söyledi. Öztürk, uluslar arası kamuoyunu açlık grevlerine karşı duyarlı olmaya ve çözüm üretmeye çağırdı.

“Güven, uluslar arası toplumun vicdanına seslendi”

Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Berdan Öztürk tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı, aynı zamanda da Halkların Demokratik Partisinin Hakkâri milletvekili olan Sayın Leyla Güven’in, Sayın Abdullah Öcalan’a karşı 2015 yılından itibaren kesintisiz bir biçimde uygulanan mutlak tecritin ortadan kaldırılması amacıyla başlattığı süresiz açlık grevi direnişi 7l’nci gününe girmiş bulunmaktadır. Cezaevlerinde,  Erbil’de,  Strazburg’da ve değişik merkezlerde 300’ü aşkın devrimci, demokrat ve yurtsever insanın aynı amaçla başlattıkları açlık grevi direnişleri de 50’li günlere yaklaşmış bulunmaktadır.  DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in mutlak tecritin kırılması amacıyla başlattığı açlık grevi eylemi kritik eşik sınırını da aşmış ve hayati riskle hepimizi karşı karşıya getirmiştir. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, başlattığı açlık grevi eylemi ile TC devletine, AKP hükümetine seslendiği, çağrıda bulunduğu kadar,  ulusal ve uluslararası toplumun vicdanına da seslenmiş, çağrıda bulunmuştur. DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, bedenini açlığa yatırırken, tek bir kaygı ve beklenti ile hareket etmiştir. Türkiye ve Kürdistan’ın bütün halklarının barış, kardeşlik, huzur ve istikrar içerisinde yaşama ideallerini sabote eden, halklarımızın birliğini ve beraberliğini tehdit eden politikaların en yoğunlaşmış ifadesi olan mutlak tecrit uygulamasını kırmak,  halklarımızın geleceğe daha büyük bir güven ve zihin açıklığı ile bakmasının önünü açmayı amaçlamıştı.

“Tecrit uygulamasının insanlık vicdanında yeri yoktur”

Sayın Abdullah Öcalan’a karşı uygulanan mutlak tecrit uygulaması, Kürt düşmanlığının, Kürt varlığını inkâr etmenin ve tarihsel yok etme zihniyetinin en keskinleşmiş ve derinleştirilmiş stratejik halidir. Bu uygulamanın, anayasa’da, yasalarda, evrensel insan hakları ilkelerinde ve insanlık vicdanında yeri yoktur. Mutlak tecrit Sayın Abdullah Öcalan şahsında topyekün Kürt halkına karşı uygulanan bir zulümdür.  Eşbaşkanımız Leyla Güven’in açlık grevi eylemi bu düşmanlığı ve zulmü yok etmek, halklarımızın ve insanlığın vicdanı - sesi olabilmek içindir. Bilinmelidir ki; bu çığlıka kulaklarını tıkayanlar ve görmezden gelenler gerçek manada bir insanlık suçu olan bu suça ve yarın yaşanabilecek olası can kayıplarına ve de bunun yaratacağı siyasal ve toplamsal sonuçlara objektif anlamda ortak olmaktadırlar.

Demokratik değerleri savunduğunu iddia eden siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, aydınların, hukuk çevrelerinin ve toplumsal vicdanla özdeşleşen bilim insanlarının varlık sebebi, hiç şüphesizdir ki, devletin ya da hükümetin yaptığı yasa dışılıklara, anti-demokratik uygulamalara, halklarımızı birbirine düşman ettirmeyi amaçlayan politikalara ve ortak geleceğimizi karartmaya çalışanlara karşı dik durmak ve ses çıkartmaktır.

AİHM ve CPT’ye çağrı

Kuruluş amaçları ve varlık sebepleri,  evrensel insan haklarını ve hukuk ilkelerini gözetmek, adaletsizlikleri ortadan kaldırmak olan AHİM, CPT gibi uluslar arası kurumların bütün bu gelişmelere kulaklarını tıkamaları, verdikleri kararlarla adeta Türkiye’deki faşizm uygulamalarına meşruiyet kazandırmaları son derece trajik, içler acısı bir duruma düştüklerinin somut göstergesidir. Yine buradan ilan ediyoruz ki, bu kurumlar, gerek mutlak tecrit, gerekse de mutlak tecrit uygulamasını kaldırmak için bedenlerini açlığa yatıranların yaşayabilecekleri her türlü olumsuz sonuçlarından,  AKP-MHP faşist ittifakı kadar sorumlu olacaklardır. AHİM ve CPT başta olmak üzere Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Birleşmiş Milletler, Avrupa insan hakları ve hukuk kurumları AKP-MHP faşist ittifakının siyasal ve toplumsal sonuçları son derece yıkıcı olan mutlak tecrit uygulaması karşısında Eşbaşkanımız Leyla Güven ve diğer açlık grevi eylemcilerinin çığlığını duymalı ve acil bir biçimde AKP hükümeti nezdinde girişimlerde bulunmalıdır. AKP hükümetini, bir akıl tutulması olan Kürt düşmanlığından vazgeçmeye,  Leyla Güven ve diğer açlık grevi eylemcilerinin taleplerine kulak vererek, demokratik ve adil bir barışın temel güvencesi olan Kürt Halk önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit uygulamasına son vermeye çağırıyoruz.

“Yarın çok geç olabilir”

Bu nedenle, başta Halkımız,  ayrımsız Kürdistan’i ve Türkiyeli bütün demokratik siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, aydın, demokrat, yurtsever şahsiyetler olmak üzere, bütün uluslararası toplumu Çok Acil Olarak; halklarımızın ve insanlığın geleceği uğruna bedenini ölüme yatıran Leyla Güven ve diğer açlık grevi eylemcilerinin sesine ses vermeye, taleplerine sahip çıkmaya ve onlarla dayanışmaya çağırıyoruz.  Susmak ve sessiz kalmak, telafisi mümkün olmayan ölümlere ve acı sonuçlara açık davetiye çıkartmaktır. İçinden geçtiğimiz sürecin son derece tarihi bir süreç olduğunun farkında ve bilincinde olarak vicdanımızı ve insanlığımızı ayağa kaldırmanın tam vaktidir!”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.