Vahap Kaya Yazdı: Yeni bir gün

Yeni bir güneşin doğuşuyla randevuda çok garip duygular içindeyim, heyecanım ve seni bana veya beni sana getirecek zaman.

Doğayla gecikmiş randevudaki pişmanlıklar beni benden alıp özel işkence seansları yapıyor sonra da halden düşmüş yığıntıda değilim

Bu kadar peşinde koşuşturduğum aşkım, doğam, hülyam beni çaresiz bırakıp başka yüreklere göç etmeye temayül etmeden benim ile bir seansta buluşmaya tüm hünerlerini harcamış ve artık beraber bulutların üzerinden galaksi yolculuğuna başlamışız bile

Gözlerimizdeki rengarenk gökkuşağını tüm yaşantımıza sarmaya ve herkes ile paylaşmaya söz verdiğimiz anda dağların ardından bize tün hünerleriyle gülen bir aydınlık salkım saçak üzerimize akmaya başladı

Yeni bir gün umut ile başlar ve bu umudun sabah aydınlığıyla buluşmasında alevlenen sinerji günün akıcılığı içinde umudun gerçekleşme imkânı verir duygulara

Artık kimse üretkenliğimizin önüne set çekemeye cesaret, temayül veya yönlenmek için bakış bile atacak durumda değil, devler dönemlerindeki savaşlar misali harlanmaların doruğunda kendimize geliş heyecanını paylaşıyoruz

Geride, derinliklerde ne hünerlerimiz var ise kendini bize yaşamaya davet et imkanı verir ve bizim bir parmak şıkırtısı kadar rahat bir edayla çağırmamızı bekler

Hüner bir meziyet olarak kendini senin hizmetine sunarken senden birazcık daha ihtimam ve itina ister ki karşılıklı Hoşseda yaşamda hüsran yaşanmasın diye

İşte tüm efsanelerin gerçekleşeceği sahne sinem artık sen ile buluşma heyecanının dalgalanmalarını bırakıp seni gönül rahatlığıyla içeri davet etmektedir.

Yeni bir heyecan ve gerçekleşecek dağların esintisini bahar renginde ovalara salması ve ovaların dağların dinç ve direngenliğine denk canlanması

Susuz kalan tün derinliklerin senin serinliğinle alevlere ramak adımdan geri döndü ve tekrar yaşamaya başlandı yetim kalan tüm yüreklerin anaya kavuşma misali

Umudunu sabahın şafağına bağlayan bütün çilelerin, aslı astarı olmayan bütün absürt yaklaşımların pılını pırtını toplayıp ortalıktan kaybolma telaşı hazların en totaline, bunca çekilmiş çilelerin bütün bedeline sahne yaşatır gözlerime dikilmiş bayrakta sen dalgalanmada

Her bir anı bin yıllara bedel yaşam başlar hayalini kurduğun senle gezdiğimiz cennetten parçalar serpiştirilmiş hülyalar ellerimize dolanır

Yeni bir gün bana da seni tarife kalkışma imkânı verir, bazen kelimelerde, bazen garip e duyduğum duygularda

Ve garip bir daha efsaneleşir; uzanıp, uzanıp yetişemediğim şahlanmalardaki selena (ay tanrısı) olup elimden her seferinde kaçarken bu sefer olacak yorumu gündelik bir imkân

Nakkaşları toplayıp dünyadaki bütün dağlara taşlara seni resmetme gongu çaldı, herkes kendi alanında döker hünerlerini ama en hünerlisi ben seni yüreğimdeki boya ile kalbimden çıkan damarlardan kalem ile işlemeye başladım umudun gökyüzündeki bayrağına

Bir afrodiya misali Mısıra, mitolojiye sığmaz tarifin ve karların soğuk teni tenini yaksa da yanmış ten renginde kabulüm senin yaklaşımına

Ben görev edinmiş isem seni tarife emek bana ait lakin senin beğenmen için kendimi bir daha ispatlama imkanı işte bu yeni günde ve burnunu gösterir güneş başlanır sen heyecan dereler yüreğimden akmaya

Helak olmuş dünya sen heyecanla kana kana susuzluğunu giderir çatlamış dudaklarda kaygıya yer yok misali şenlenir sen doygunluğa

Yaşananlarda; bazen insan bir garip oluyor bazen de garip in kendisi insan oluyor ve karda donmuş haliyle karşına çıkıyor.

İşte sen olmanın heyecanını tekrar, tekrar yaşamaya başlıyor ve yaşamın canlı oluşuna bir daha tanık oluyor şahlanan duygularda

Artık ne alevlere teslim gövdem durmak bilir, nede bahara yeni çatlamış tohumuyla giren duygularım hisseder seni, yanma sahnesindeki davet ve sonrası acıların varlığı

Modlanmam bahara ve onun umudu olan toprağı kabartan filizin burnunu çıkardığı tohum seramikten çelikleşmeye dönüşen kabuğundaki esaret bitti artık

Bahar cıvıltısı ve coşkusu, inanç misali bir abide ve seni anlatmaya yetmeyeceğinden emin olduğum bir gün seni asırlarca beklerim yeni gündeki garip duygum

Anlatmaya başlamışım ya; emeğim bu, asıra bedel günde anlatırım seni kelimelerin heyecanlı ama yetersiz oluş sahnesindeki dilden düşüş hikayesine

Beni yollara düşürür, beni sana getirir, sen ilahlaştıkça sen büyür duygularım ve farkında olmadan senle büyürüm ama bil ki senin kadar mütevazı kalacağım.

Verilmiş bir söz ve tarihe düşeceğim bir çiziğim olsun diye değil, sen elekten elendim, sen aydınlıkta yıkandım ve sen hamur ile yoğruldum artık sofraya gelecek cevher belli

Aydınlığını herkese veren, herkesin aydınlığınla temizlenme imkânı veren ve kuytulara saklanmış asalakların yaşamdan izolesinde

Senin renginde akarım yaşamın üstüne, bir örtü gibi örtünür dünya açıkta kalıp soğuk almasın diye; sana muhtaçlıkta sıra bekler duygular

Senin kadar mütevazı, sen olmak bir başka aydınlık artık güneşi sönmeyecek coğrafyalara taşınmak gibi konmuşum sen dağlarda kuş misali bir yaşam

Bayramda senle buluşmak, bayram olmak, insanlarla bir araya gelme imkânı vermektir yeni bir günün sen heyecanıyla tomurcuğunu açması, güneşe göz kırpıp tekrar rahatlığa başlamasıdır yeni bir gündeki umut ışıltıları

Yeni bir gün bana bu duyguları yaşatır, ya size?

Bu gün bütün kelimelerim sana

Yüreğimin kanı sana

Ve sana ulaşayım diye gözümün gördüğü gökyüzü maviliği sana

Gel ki sabah sen renginde çözülsün

Aydınlık akarken sabaha

Bir daha garip duygular oluşmasın bende, bende garipleşmeyeyim sürgün yaşamda

Seni yaşamaya başladığım bu an

Dökerim hünerlerimi

Misafirliğin mutlu geçiyor ise kal

Aksi uçarsan maviliğini bırak hep gökyüzüm kal.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi