Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yusif Bedîrxan Yazdı: Elçi; Acının mihenk taşları

Eşinin ve kızının çığlıkları hala kulağımızda ve bence hiç silinmemeli o sesler kulağımızda.

Ben ahir zaman diyorum o günlere, kulağımızın pasını silen acı bir şarkının ezgisi gibi.

Tahir Elçi, coğrafyanın kaderini üzerine giyen zamanının ve sonrasının iz bırakanlarından. O yüzdendir ki ölümü toplumsal bir uyuşukluğu kısmen de olsa attı üzerimizden.

Bir türlü hayata geçiremediğimiz toplumsal birlikteliğin yolunu miras bıraktı da biz anlayamadık ya da anlamlandıramadık.

Dün yine binlerce paylaşım yapıldı bu güzel insana güzel yazılar yazıldı.

Kimdi hatırlamıyorum, “Bazı yaralar zamanla iyileşmez” diye bir kelam edilmişti Elçi’nin ölümünden sonra. İyileşmesin de bu yara, acı toplumsal hafızamızın mihenk taşlarını acıyla hatırlayalım.

Hepimiz paylaştık acıyı ama bölünen acıdan en büyüğü ateşin düştüğü yerde korlandı kuşkusuz.

Türkan Elçi’nin 'Kış Uykusundan Uyanmak yazısından; Sonra bunun bir rüya olduğunu, sabah bu rüyadan uyanacağımı düşünmeye başladım. Sabah kalkacak Tahir'e belki de bu rüyayı anlatacaktım. Belki de kıyamayıp anlatamayacaktım. Rüyadır kandırmacası üç gün sürdü, gitti. Gece hafiften bir kar yağdı, kış erken gelmişti ve toprağın altında onun üşüyeceğini, soğuğu hiç sevmediğini düşünmeye başladım. Erken gelen kışın soğuğu gibi erken gelen ölümün acısıyla ürperdim. Artık rüya olduğu oyunundan vazgeçtim. Çünkü bir günde binlerce insan "başın sağ olsun, başın sağ olsun" cümleleriyle karşıma dikiliyordu…

Ve yine şiirlerden en yakışanını yine eşi Türkan Elçi’nin dökmüştü kağıda; o şiir ile bitirmek anlamlı olur sanırım.

“Yine her zamanki gibi

Sen gelmişsin ben varım

Sen susmuşsun ben yazarım

Konuş diyorum gülüyorsun

Aklım suyunu çekti diyorum

Susuyorsun

Biliyor musun diyorum

Ceket diyorum

Her şey sana ceket yakıştığı içindi

Beni dinle,

Susmadan dinle

Bak

Bir gün

En güzel ceketten alacağım

Gelirken içine bir gömlek,

Üstüne bir kravat

Her zamanki gibi

Seçim benden olacak

Ceketin rengi ne olsun diyorum

Susuyorsun

Bekliyorum gelmiyorsun

Ellerimde kasımpatılar,

Ben geliyorum

Geliyorum, gitmek bilmiyorum

Biliyor musun?

Susmalarından sonra

28’e bölündü bende günler

Fakat ben biliyorum

Her şey sana

Ceket yakıştığı içindi”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi