Öngörüsüz bir Türkiye tablosu - 2

Dün ülkenin genel durumu ve siyasi tablo ile beraber yeni parti oluşumlarından bahsetmiştim.

Bugün karşıdan yeni hükümet çevresinden daha çok Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan cephesinden olaya bakalım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi karizmatik ve baskın bir kişiliğin karşısında durmak kolay değil.

17 yıllık aktif Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı dönemindeki devlet ve parti tecrübesi de cabası.

Tüm olumsuzluklara rağmen (PİAR tahminlerine göre) en kötü ihtimalle yüzde 30 bantlarında seyrettiği iddiası olumsuz görünse de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürpriz çıkışları ve girişimleriyle rüzgarı tersine çevirme olasılığı hala var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye İttifakı’ başlığı altında CHP ve İYİ Parti’ye bakanlık teklif ettiği ve ilk görüşmenin Akşener ile Arınç’ın arasında gerçekleştiği yönünde iddialar bu noktada kafaları karıştırdı.

İddialara İYİ Parti Genel Sekreteri ve İzmir milletvekili Aytun Çıray son noktayı koydu: “Sayın Meral Akşener’e başkan yardımcılığı teklifi getirildiği ve onun da kabul ettiğine dair sosyal medyada yer alan paylaşımlar gerçek dışıdır.”

Ancak durup dururken ortaya atılmış olduğu düşünülmeyen bu çıkış bir nabız yoklama olabilir.

Ne Ak Parti ne de MHP cephesinden bir açıklama yapılmaması düşündürücü.

Ak Parti’nin 31 Mart’ta 3 büyük şehirde seçimleri kaybetmesinin ardından Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefete ‘Türkiye İttifakı’ çağrısında bulunması ve MHP’nin tepkisi düşünüldüğünde, öylesine ortaya atılmış bir iddia gibi gelmiyor. MHP’nin de onayı alınmış olabilir.

MHP’nin Ak Parti’ye puan kaybettirdiği yönünde bir iç tartışmanın sürdüğü düşünüldüğünde İYİ Parti’nin daha iyi bir ortak gibi duracağı tartışılıyor olabilir.

…

Diğer taraftan gerek Abdullah Gül’ün ihtiyatlı yaklaşımları, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun parçalı görüntüleri Ak Parti’nin elini güçlendiren kozlar.

Bu yeni oluşumlar, kendi içlerinde birleşirler mi bilemiyoruz ancak “ayrı ayrı parti kurarlarsa ayrı ayrı yok olur giderler” algısı güçlü.

Türkiye’nin sıcak gündemi hem siyasette hem de ekonomi de (olumlu/olumsuz) öngörülemeyen gelişmelere gebe. Kimsenin bırakın Eylül ayında; yarın nelerin olabileceği konusunda fikir beyanında bulunamayacağı bir ortamdayız.

Farklı alternatiflere gebe bir siyasi tabloyla beraber; rüzgarın yönünü Ak Parti özelinde Erdoğan, yeni parti üzerinden Gül ayarlayacak gibi. Bitti