Neyse oyuz

Kendimize yüklediğimizi bütün klişeleşmiş lafların arkasına sakladığımız ne varsa kep düştü kel göründü

En yalın haliyle kendimi emanet ediyorum yarınların mütevazı ama cengâverlerin sırtını yere getiren iradeye

Bir baktım ki esas cevherim kalkmış ayağa ve bana öncülük ediyor herkesin sessiz kaldığı ortamda

Bana ayak uyduracak yeni canlar arama endeksindeki tüm enerji bu gün dünyayı aydınlatır senin arzın merkezi olduğun yerde

Ben kendime beslediğim bütün ereklerin sessizliğinde boğulan nice beklentilerin nerelere kaybolup tekrar nerelerden peydahlandığını karşılaşınca anlamlandırmaya çalıştım

Belki yeni romanlar yazılır, belki yeni kitabeler ve yeni lahitler bulunur, tarihin akış seyri değişir

Cevherimde saklı duran yıldızların sabaha sakladıkları ereklerindeki kayboluş ve varoluşların şafağı günüme kendini yazdırdı

Giyindiğim bir elbise gibi beni sarmalar, beni dış etkenlerden korur ve kendimi o giyside daha rahat hissederim

Biz kendimizi başka yerden getirmedik annemizin büyük emeği vardır bu işte ve babanın efsanevi dokunuşu bizi bize getirdi

Yeniden yaradılış efsanesindeki muhteşemlik beni bir tılsım kadar, bir sır kadar, bir iksir kadar sığdırılacak dünya arama çabasına koşturdu

İlham kaynağım olan durup gözlerinin içine bakarak kendime eveeet işte ben bu gözlerde var olabilirim çünkü kendimi bu günlerin coşkusunda eritecek kadar hazır hissediyorum

Başlar senle dalgalanmalarımız dere yatakları dar gelir bu odadan diğer odaya kaçarak kendimizi biraz daha var etmeye çalışırız

Hislerim beni yanıltmadı bu güne kadar ve nerelere giderse gitsin beni bana bırakıp benden hareket edenlere seslendiğinde dikkatli gidin bir gün yine gelebilirsiniz ama lütfen kendiniz olarak gelin

Seslenirim, haber verişim yıkılan duyguların altında kalmak, yığınakların en kötüsüne yenilmektir

Yıkmadım dünyaları sen benden ayrılırken ve hüsrana uğrayan bütün virane kişilikleri barındırdığım coğrafyada yine seni ağırlama hazırlığındayım

En güzel kuşakları gökyüzünden indirip daha renkli bir yaşama karışıp yabancılık çekmeyesin ve kendini evinde hissetmek için hiç özveriden kaçınmadım

Hani ekili ne varsa nadasa bırakılmış toprakta gür çıkar karşıma ve kendinden korkanların içine girmeye çekindiği yalnızlıkta bir ben demem herkesin yaptıkları kendi karşısına çıkar der yalnızlığın canına okurum

Okunan bir sela gibi cenazesini kaldırmayı dahi senle olan hukukumuzun mütevazılığinde kalsın diye senin gözlerinde yama olmaya çalışırım

Sen düşkünler yurdunda kendince bir olur ararken; ben kendime yeni yerin tenhalığına nasıl varılacağına dair yürek yorardım

Bir vuruş vardı sinemin tam ortasında gözlerimden ateş fışkıran tarzda dudaklarım kratere döner sen eriyişte

Sen yarattıysan en güzelini yaratırsın diye sana olan güvenimi bir daha tekrarlar olacaklara bir göz kapatmalık bakış daha eklerdim en son gördüğüm tablo ölümsüzleşsin diye bir daha gözlerimi açmadım

Açarsam bütün iksiri bozulacak diye ödüm kopuyordu dağdan kopan karın önüne kattığıyla oluşacak çığa hazırlıklı değilim diye

Belki kuş sürüsüyle yerini yurdunu terk ederek başka yurtları aramaya çıkabilir diye her yönüyle, her imkânla ve dahasına olanak bırakmadan yurtlanmaya zemin hazırlıklarımın tümünü devreye koyar bağları güçlendiririm

Sen gözlerimin içinde saklısın en değmedik duygular gibi gelinin damada ikramından öte bir içselleniş

Sen gözlerimin içinde bayraksın bir damadın geline bahşedeceği yüreği düzeyinde dalgalanarak dörtnala koşan sörfçü yüzünün tebessümünde yaşamak ister

Sen gözlerimin içinde yüreğime su taşıyan kaynaksın dünyayı yeniden suyla kaplayan ve yeniden yaşam sıfırdan başlasın diye hazırlıkların tümünü yapmış tarzdayım

Bilirim senin kendine sakladığın duyguların icazeti sende ve bana bahş etmek istediğin lütuf olarak görüldüğü sürece kendince tıkanırsın

Biz neysek oyuz derdim sana ve sen bu gün gerçek yüzün gösterdin, sen zaten oymuşun ve kimseye söylemedin duyguların en tenha anında seni yakalar

Bilinmez bir akşamın ufkunda gibi saklı davranışları sürme kendi kamuflajına sen neysen osun ben neysem oradan sesleniyorum bir tek görmen gereken bir fotoğrafım gökyüzünde asılı

Çiçeklerle bezenmiş sima niyetine yıldızlarla bezenmiş yüzüm sana amade lakin sen bu amadeliğin neresindesin bir haber, bir jest ve mimiğine ihtiyaç var

Açlıklarımızı nasıl gideririz, tokluklarımızı kiminle paylaşırız ve gidişatın seyri ne tuhaflık ve güzellikleri yaşatır bize göreceğiz

Biz kendimizi terk etmediğimiz sürece biz neysek oyuz, biz başkasını yaşamaya başlasak bile başkasının da ekosunu bozarız

Hikâye olmayı becerdiysek artık o hikâye hep var olacak ve var olan hikâyenin neresinde tutarsan tut kendinle karşılaşırsın

Bazen yüzün asılır hiddetinle dünyaları yeniden kurmaya kalkarsın, var olan savaşların tümünü durdurmaya kalkarsın, yönünü sen tayin edersin ama kendince bir kahraman olursun,

Bazen güleç yüze kesilirsin kimden geldiğini bilmeden asılı güzel bayrağı sallandırırsın görünen otuz iki dişin eşliğinde

Yaşamak istediğin tabloda anılmak istediğin biçimiyle kendini var et ve sen neysen osun denildiğinde kaşlarını kaldır son bir gülücük fırlatmak için jest ve mimiğinle dişlerini gösterecek kadar emeğin olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi