Acımasız

El emeği göz nuru ürettiklerime sen göz koymadan önce çok mutluydum kendi dünyamın bütün insanlarıyla

Ürettiklerimizi önümüze koyup beraber tüketirdik ama ihtiyaçta da beraber üretirdik, üretmek için kendimiz ile yarışırdık

Ellerimizden geldiğince gezerek sosyalleşirdik coğrafyaların bilgilerini ve doğal olayları yarına bilgi mirası bırak

Doğal felaketlerden değil de senin kendini düşünmenden kaynaklı felaketlere sebep sürgünler, savaşlar ve gözler olunca durup bir daha düşündük

Ve sen bir canavarın uyanışı gibi uyandın bize rahat bırakmayarak kendine huzur bulmaya çalıştın.

Ne doğayla barışık ne de kendinle işte o zaman anladım ki sen acımasızsın ve kendine bile hor davranıyorsun

Birinin huzursuzluğu var ise domino taş etkisi gibi vücudun sinirsel bağlantıları gibi bir yerdeki ağrıyı bütün vücut hissederdi, biz de öyleydik

Ama sen sanki beynini yitirmişçesine ve ağrıyı hissetmemecesine davranıyordun, sarhoş olan ağrıyı hissetmez sen de öyle davranıyordun

Sen kendine rahatlık adına haklarımı gasp ettiysen, bende kendi haklarımın özgürlüğüne çalıştım ne kadar sevenlerim var ise onlarla beraber senin acımasızlığına karşı direndik

Sen birikimlerimize göz koyarken biz kendimize biraz daha biriktirip insanlığa mal etmeye çalışırdık tüm mevsimlerin tüm zamanlarında

Bir tek beslenen biz olmadan tüm insanlığa sunduk artılarımız

Yaptıklarının yanına kar kalacağını mı düşündün de bu kadar pervasızca davrandın, bil ki hiçbir şey kusursuz değil ve mutlaka bir iz geride kalır

İşte gerçek yüzün ortaya çıktığı an, işte gerçeklerle yüzleşme anı dediğimizde senin de bizim aramızda kalacak yerin olsun isterim

Olumlu davranışa bahanene çok olsun ve uygula ki tüm dünya barışa doysun ama kötülüğün engeline de öyle

Kötülüğün uygulanmasına sırtını çevirmezsen zalimler payidar olmak için çok çaba sarf eder ve hazırlıkları bizden çok ise yenilen sen kazanan onlar olacak

Geride bıraktıkların senin seceren, benim bıraktıklarım ise çoğulun, çünkü sen acımasızsın ben ise annemin şefkatine nail olup âllahın her günü o şefkatten terbiye alan biriyim ve o elbiseden hiç çıkmadım ki çoğul olan benim, azdan yalnızlaşmaya giden sensin

Kimin kimsen yok mu diye sorduklarında ne diyeceğini şimdiden düşünsen iyi olur veya sen dersin ki benim egoistliğim yüzünden acımasızlaştım ve çok geçmeden bu uyanıklığım fark edildi ve şimdi ise yalnızım

Yâda yine başka bir yüz takarak kendini değil de bir başkasının kılığına girerek başka senaryolarla, başka tuzaklarla insan ve insanlığın avına devam edeceksin

İşte tam zamanı sen çocukken annenden aldığın kırıntıların var ise getirip benimkilere eklemenin tam zamanı

Çocukken oynadığımız oyunlardaki gibi mutlu olalım, çöplerden insan oluşturalım, çakıllardan evler ve evimizin önünden nehirler geçirelim

Belki hep içine gizlediğin çocukça davranışlarını şimdi tam zamanı deyip dışarı çıkarırsın da sana estirmek istediğim gülücüklerimi o zaman senin tuhaf davranışların yüzünden estiririm sen de yakalarsın

Yarın geç olmadan, duygular virane olmadan, sevgi kendine sığınacak bir yer bulmadan topladıkların ve konulacak yerler başka şeylerle dolmadan son şansı kullan

Benim seni alacak, göğsümde senin yurdunu yurt ettirecek ormanlarla süslü bir dünyam gövdemin üst kısmında var

Sen kendine fiziki bir arıyor isen yap taşlardan örme surlar evler ve gir içine ama sıcak bir yuva arıyor isen göğsüm sıcacık ve seni bekler

Lakin senin girecek yüzün kalmışsa ve içine sinecek ise bende bir sorun yok sen sorunsuz isen buyur gel diyecek yüreğimin son atımları olacak

Bunca devinimde ortaya çıktı ki sen üstün olduğun zaman bile; ben senin korkulu rüyan olmuşum, sen rüyaların sonlanması için acımasızlığını sınırsızlaştırmışsın

Artırdığın aslında korkularına korku katmakmış ama cilalı olduğu için, kamuflaj olduğu için sen kendin bile görmemiş olabilirsin

İlerleyişin genelden perifere olduğu için yalnızlaşan sen çoğulun içinde kalan ben oldum, belki kendini toplum üstü görebilirsin ama inan ki senin yerine olmak istemezdim, çünkü sen acımasız ben isem senin yarattığın acıları çekiyorum sana beddua okumadan

Dünya bir ayna ise ve insanların yaptıkları aslında bir aynanın karşısında yaşamaktan ibaret ise; kendine rol ve elbiseyi kendin biçeceksin ve o günleri sen de göreceksin

Daha senin aranacak köşe bucağın var ise mücadele var demektir ama eğer köşe bucaklara gerek yok deyip bu dünyanın hepimize yettiğine inanmaya başladıysan tam da şimdi sulh ve barış zamanı

Uzat elini havada elim sana uzatık halde kurumak üzere.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi