Toplumun tüm hareketlerini iyi gözlemleyen amansız yaşam koşullarındaki kız her şeyi görür ve bilinç eleğinden geçirir ama ses çıkarmaz, benim onu gözüme kestirdiğimi bilmesine karşılık bana da ses çıkarmaz

Bıraktığı yerden alacağını düşünmeden, kendisini bir sonraki aşamaya geçirip geri geldiğinde seni kendini aşmış bir halde bulunmayı ister.

Bu kadarına pes dedirtecek ayrıntı kavramıyla baş eden birinin kendini neden bu kadar sessizleştirerek hiçleştirdiğine baktığımda hayretin daha da artıyor

İnsan anlamayabilir ve sessiz kalır bunda kişinin kendi psikolojisi korunmuş olur ama her şeyi biliyor, görüyor ve duyuyor ve her şeye rağmen sessiz davranabiliyor ise ciddi bir muharebe gerektiriyor

Bu bir hiçleştirme miydi veya fark edilmeyen bir özgüvenin suskunluğunu topluma yaşatıyor muydu ki atasözü derki “ biliyorsan konuş âlim desinler, bilmiyorsan sus adam desinler” i onaylar bir hal alıyordu

Ben senin yerine de düşünürüm dedirtecek kadar derinliğe sahip bir ütopyaya sahip birinin kendisini ne kadar kandırdığını kim ve nasıl dile getirebilir ve nasıl kabul göreceğine dair hangi tasavvur bunu fotoğraflaştırır

İyi güzel de bu suskunluk nereye kadar sorgusuyla başlayan yeryüzünü arşınlama duygusuna, gökyüzünü elekten geçirme istemi devreye giriyor bahanesiyle insanın yıldızlara yakın durma isteği ana rahmindeki doğum sancılarına dönüşüyor

Sen ne kadar baskılarsan baskıla bir gün biriktirdiğin ambarların tümü dolacaktır ve en son nokta, damla her tarafın batmasına sebep olacaktır ve bu batmayı kurtaracak yegâne planlama daha önceden aldığın tedbir ve ambarların dolmaması için zamanında yapılan boşaltmalardır.

İhtiyaca karşılık gelen gerekli yer ve zamanında davranışlar insana yaşamın tadının var olduğunu hissettirecek kadar zaman bıraktırır, başka tarların yaşamasına ve başka meziyetlerin ortaya çıkmasına imkan tanır

Sen duygularını açıklamazsan bile senin duygunun çıkardığı kokunun farkında değilsen aşk olsun senin duygularının geride bıraktığı koku insanı istediğin ve inanılmaz arenaların şaheserliğine taşıyor

Sen duygularını açıklamazsan ben duygularımı açıklamazsam bu duyguların kime ne anlatacağını veya toplum içindeki ilişkilerin akıcılığı kime mal edilecek, kim sahiplenecek?

Açıklanmayan duygular; bir tek seni rahatsız etse ne ala ama etkisi, kokusu çevredeki elektrik insanların sebebi açıklanmayan rahatsızlıklarına sebep olacağını unutmamak lazım ve bir süre sonra sen ortamlara girdiğinde elektriklenme başlayacağı için kaynak sen olduğun anlaşılır

Sen konuşma ben konuşmayayım peki insanların insan olmasını sağlayan duyguların tercümanı dil ne işe yarar ve kimler birbirlerine nasıl rahat yardım edebilir? Oysa dil insan yaşantısı kolaylaştıran kültürünü oluşturan başat araçtır

Duyguları bastırmak için bu kadar emek ve çaba sarf ettiğine bakıldığında şunu söylemek daha rahat bir tespit ki başarı için aynı çaba ve emek sarf edilseydi inan bulunduğun konum ve düzeyin çok farklı olurdu

İyi peki konuşmuyorsun duygularını açığa vurmuyorsun senin nasıl yaşadığını ve nasıl yaşamak istediğini kim bilebilir ve kim sana nasıl imkân sunarsa cevap bulabilir

Baskıla baskılayabildiğin kadar ama kontrolden çıktığında toplayabileceğin herhangi bir duygun kalmayacağını hangi kaybolmuş duygudan sana hitap çıkar bilemem.

Yapacağın en doğru davranışı yarına ertelemeden kendine ve insanlara ait olan doğal akıcılığı kullan ve duygularını yerinde ve zamanında kullan ki travma gelişmesin, çatışma olmasın.

Sen duygularını açıkladığında topluma bir yük olarak binmiyorsun veya bir problem olarak yaşamın önüne bent olarak çıkmıyorsun, her kim nasıl etkiye sahip olduysa sende aynı etkiye sahip olur ve toplumdaki hareketli yerine yerleşirsin

Duygularını açıkla ki duyguların olduğunu bilelim ve toplum içinde bir yere, bir konuma sahip olmak için kendinden emin bir kişiliğe sahip olduğunu bilelim.