Dr. Vahap Kaya
A.Vahap Kaya yazdı: Kopuş - II
Her şeyin sonsuza kadar yaşaması beklenemez ama sonuçta insanlar bir birlerine yaptırım olarak dayattıkları yaptırımlar ve koparmalar herkese sinerjik yansımasını yaratır
Gidilen yolun anısı olabilir, ilişkide bulunulan şahsın özellikleri ve gördüğü görevlerdeki açıklık olabilir ama ne olursa olsun insanlar kaybettiklerine yanarlar!
Burada kaybedilen şeyin ne olduğuna bakarlar, kaybedilen şey geri dönüşümle topluma geri fayda sağlıyorsa bir olumsuzluk beklenmez ama kaybedilen toplumun kendi kesesinden kayıp ise toplum ve halk aile bunu hazmetmez, bu nedenle koparılmalarda her zaman hüsran olmazsa da genellikle hüsran vardır ve bu hüsran tepkiye, olumsuza altyapı oluşturur
Bu günü kendinize ayıracağınız güzellik bahçesindeki etkileşimden hareket edin ve olası güzelliklere siz bahçe olun ve çevrenize yayın.
Olumsuzluğu düşünmeyin koparılmaları düşünmeyin ve oluşumuna da izin vermeyin ki sizi yarattığınız bahçe kaygısız önüne bakıp yürüsün, yaşamasına devam etsin…
Her işin bir sonu ve başlangıcı var olduğu muhakkaktır ve bugün de sizin güzellikleri başlattığınız gün olsun.
Yeter ki koparma hiddet kelimesi olmasın, yeter ki koparma bir yaptırım erki olmasın o zaman gelin karnavaller oluşturalım ve içinde insan selini andıran mesire yerlerin yaşamasına müsaade edelim.
Herkesin yarattığı etkinliği kendisinin başarısı olarak görüp o oluşan etkinliği herkesin ortak başarısı olarak görelim.
Böyle bir yaklaşımda herkes kendinden bir parça görür ve bu parçayı geliştirmek istediğinde toplumsal zenginlik ortaya çıkar.
Peki kim böyle bir zenginlikte emeği olmasını istemez? Ancak beyinsel engeli olanlar istemez. Eğer beyinsel engeliniz yok ise bu gün güzelliğe bir adımda sen at ve kendini bu toplumun bir parçası olarak görmenin tam zamanı deyip adım at.
Benim korktuğum bir kelimeden çocuklar daha fazla korkar, hele çiçeklerle bütünleşen o güzelim saflık ödünü patlatmamak için kontrollü korumaya çalışır ama nafile…
Ne dersen de, ne yaparsan yap bugün ben seninle olan ilişkimi koparmayacağım, bu gün ben senin ümitsizlik değirmenine su taşımayacağım.
Bu günde benim yeniden aşık olabileceğim bir gününün sehere aşık atan ve yarenlik kokan bir işvesi olsun.
Ben kendime ayırdığım bir günde o gün ile ne yapacağım hakkı bende bulunsun ki bir gün bile olsa benim rengim koksun.
Ben yazacaklarımı yazayım, isteklerimi yazayım ve gelişmeler beni hangi serüvene sürükleyecek ise ne ala deyip kadere bir işve de benden olsun. (SON)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.