A. Vahap Kaya yazdı: Bile bile

Yaşamdaki ilişkilerin bazen muhtaç olduğu samimiyet bir sınav gibi kendini dayattığında siz de kendinize ait gözlemleriniz ve eleklerinizle karşıyı gözlemlersiniz.

Belki bakmanın gerekliliği ama bir ihtiyaçta aynı zamanda.

Eskilerin yaptığı gibi yola çıkacağı zaman dönüp havaya bakarlardı ve yolculuk hakkında yorumlarla yola çıkıp olabileceklere hazırlıklı yolculuk başlardı.

İhtiyaçtan doğan şartlar kendini vazgeçilmez olarak dayatır ve siz o şartlar içerisinde kendinizle beraber başkalarını da var etmeniz gerekir.

Hiçbir zamana yalnız başınayken mutluluğun olmayacağına inanan ben bu iş ve başka işler gerek bilim alanında ve gerekse aşk alanında birlikte olmak mutluluğun sırrı olduğunu düşünürüm.

Mitolojik hikayelerdeki yalnızlıklara verilen örneklerin hiçbir zaman elle tutulur bir belirtisi olmadığı söylemek bir yaklaşımdır.

Bazen aşkı tek başımıza başardığımızı düşünürüz ama gelgelelim insanların senin düşünceni onaylaması bile sende bağlılığın ölçütünü değiştirir.

Siz daha rahat yaşar veya daha fazla stresli olursunuz, buda ayakta kalmanızı etkileyecektir.

Karşı partnerle olan aşkınız eğer o cevap verirse alevleri göğü sarar, eğer o cevap vermezse bir süre sonra sizde bıkkınlık yaratır ve bir süre sonra unutulur.

Hani derler ya gözden uzak olan gönüldende uzak olur,

Dinlerdeki aşk ise yine eğer taraftar bulursanız sizin bağlılığınız, memnuniyetiniz artar ve bir başka üretkenlik sürecine girersiniz,

Teşvik insanı inanılmaz sıçramalara vesile kıldırır.

Bunların tümünde yüzde samimiyet, gönülden samimiyet sınavlarında geçer ki samimiyetsiz yaklaşımlar insanda onarılmaz güvensizlik yaratır ve her yaklaşım veya hareketlilikte şeytanlaşma inancı geliştiği için inanılmaz ve güvenilmez olur.

Artık her şeyin müsebbibi ve suçlayıcısı durumuna düşürür.

Bile bile eşeğini kaybeden insanın samimi ağladığını gören olmaz ve mimikleri ağlarken içi başka hesaplar yaptığı için yüzündeki güvenilmez tablo asla silinmez.

Halk arasındaki bir terimde derler ki riyakar yüz insanı iğrendirir.

Sizin bir hesabınız var ve yüze çıkardığınız başka bir hesap ise mutlaka sizin davranışınıza, sizin konuşmanıza ve sizin herhangi bir boş anınızda sizi gafil avlayıp gerçek konuyu yüzünüze yansıtır.

Hiçbir giz iki kişi arasında konuşulmuş ise artık o giz giz olmaktan çıkar.

Çevredeki kişiler eğer kişiyi doğru takip ediyor ise; onların gözünden de kaçması mümkün değil çünkü kişi başka şey zurnası başka şey söylemiş olur ve bu bağlantısızlık gün gibi aşikar görünür.

Her şeyin ve her tavrın kendince özellikleri ve karakteristik yaklaşımları vardır, bunda da kendi isteğiyle yalan söyleyenin önünü alazsın ve bahanesi her zaman kendini haklı gördüğü pozisyondan takılı bıraktırır.

Eski ilişkiler ve eski toplumlarda yalanın bile söylendiğinde kendini zorda hisseden insanların günümüz devrinde o kadar profesyonel hale gelmişler ki ilk bakışta anlamak biraz zor olsa da verdiği açıklar ve girdiği samimiyet pozlarında kaybediyor.

Çünkü insanlığın gelişmesi samimi duygular üzerinde olmuş ve hep birbirine yardım ile birbirini tamamlama üzerine konumlanmıştır.

Oysa eskiden samimiyetsizlik mi âllah muhafaza adınız bir kere çıksaydı kimsenin sizi anmasına, çağırmasına gerek bile olmadan; kişi kendisi rahat etmez kendince rotaya girme çabalarına girişirdi.

Yanlışın neresinden dönersen kardırı büyüklerimiz onun için bir küpe gibi insanlık kültürüne eklemişlerdir.

Bu kadar çivisi çıkmış ilişkilerin samimiyetsizliği de varsın bu yazıma da konu olsun artık yeter diyeceğimiz bir yerde ve hata zamanı geçti bile geç kalmadan kendimize gelsek iyi olur yoksa bu samimiyetsiz ilişkiler nereye kadar

Çıkarcı, ihanet kokan ve bir tek kendisini seven duygular, ilişkiler inanın toplumu geliştirmez ve çürümeye götüreceği kesin ki bu kadar çalkantılı ilişkiler yaşıyor dünya.

Evet, görüyorum bile, bile eşeğini kaybettin ve ağlayışın Samim değildir inan görüyorum, senin yüzündeki mimiklerin bile birkaç telden gidiyor haberin olsun.

Ben kendince seni fark etmişimde seni fark etmeyenlerin zaman kaybına, yaklaşım duygularına ve sana inanıp yolacaklara üzülüyorum.

Sen yalancısın, sen inanılmaz güvensizsin ve git kendi yoluna kimseye bulaşma.

Ama bulaşacak olursan da senin kendi mecran ve hücreleri, senin dünyaya miras olarak bıraktığın görüntüleri ve vücut buldurduğun yapılanmaların olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi