Mesut Çokur Yazdı: Zincir Dertler Oluşumunun Dertli Kasıyeri/Bölüm 1
Yaşı desen yok denecek kadar küçük. Yüreğine iyiliklerden incir çekirdeği sığdırmaya imkan bulunamayan nadide bir ömürcük. Ruhunun derinlerinde umutlar yeşertmiş bir matruşka sanki. Yalnızca zülüfünde örtüsü eksik. Saçlarını tarasa bırakın taramayı elleriyle savursa perçemlerini dört bir tarafa güneş anlam kayması yaşar ve kainat kararır. O karartmaya çalışmaz hiçbir zaman. Varsa kusur eğer nadide ellerindedir. O minicik elleri kelepçelenmeli saçlarından uzak bir alanda. Volta atmalı narin bedenini taşıyan ayakları, arşınlamalı köşe bucak bütün sokakları. Çocuk olmayı hatırlatan sesiyle kırk beş desibel aralığında gülmeli. Tam da o zaman kekemeler avukat, dilsizler hakim ilan edilmeli. Karar mekanizması bunca yıl susana verilmeli ve istemeden yaptıklarıyla bağnaz düşünceler diyarına adaleti getirmeli. Onu sevdiğini dile getiren her nefis onun manzarasıyla ayakta bekletilmeli. Cennette sandalye aramak ne kadar da saçma? Kovulmaya niyetim yok babam gibi. Bu elma dalından koparılır mı hiç? Çocukluğumu ömrüne ekleyince şimdiki yaşım çıkıyor. Cebirden de kerrattan da anlamam. Bildiğim tek şey sen benim mutlu hissettiğim çocukluk yıllarımsın. Kanayan dizlerimle saatlerce oyunlar oynayışımsın. Sen gözlerini dünyaya açtığın günden beri o yıllardan kalma akasya dalları biriktiriyorum cebimde. Biraz bozuk para biraz da bilye. Tek çizgili kumaş pantolonumla sabahı akşam ederken dert nöbetlerinde seni hatırlatan sesler çıkıyor cebimden. On kuruşluk madeni paralar hıncını alıyor alacalı bilyelerimden. Sen olur olmaz mırıldandığım doksanlar şarkılarısın. Adını söylesem bilmeyeceğini adım kadar iyi bildiğim insanların kaleminden akıttıklarıyla efkarlanıyorum. Acılar alemi hasat edilmeli bu ömürde. Bu mevsim patlıcana bibere ayrılmalı. Çiceklere arılar müdahale etmeli yalnızca. Elmaya babam bile karışmamalı. Başka vakitte esaretini eylesin semaver. O zaman ben de günahlarına olurum yaver. Ama bu kez bambaşka. Mollalar gölgelik bir yerde buluşmuş. Sıradanlar cemaatine bir şakirt oturmuş.
Ne dişleri aham şaham ne de dudağı.
Birleşince o surette devr-i daimler semahı.
Hû Allah Hû.
Şehadeti kabullenir gözler değince
Elleri misk-i amber dudağı ince
Vakit vuslata gebe yine bu gece
İnci kadar beyaz su gibi nice
Neyime lazım gözlerinden gayrı eğlence
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.