İsrail, Gazze’deki zulmüne devam ediyor. Çocuk, kadın, yaşlı demeden sivilleri katlediyor, Hastane bombalıyor.

Batı göz yumuyor, Müslüman coğrafya tarafsızlık kisvesiyle seyrediyor.

İsrail’in 7 Ekim'den geçici ateşkesin başladığı 24 Kasım'a kadar sürdürdüğü saldırılarında 6 bin 150'den fazlası çocuk, 4 binden fazlası kadın olmak üzere 15 binden fazla kişinin öldürüldüğü aktarılıyor.

Rakamlar dehşet verici.

4 bin 700'ü kadın ve çocuk, 7 bine ulaşan kayıp kişi var ve akıbetleri bilinmiyor.

Öldürmekle kalmıyor yıkıyor aynı zamanda.

İsrail saldırıları nedeniyle 26 hastane, 55 sağlık merkezi ve 56 ambulansın hizmet dışı kaldı.

İsrail özellikle Gazze’de ve kuzey bölgeler başta olmak üzere Gazze Şeridi'nde sağlık hizmetlerini çökertmek için hastaneleri kasıtlı bir şekilde hedef alıyor.

Saldırılarda 103 hükümet tesisi yıkıldığı, 266 okulun hedef alındığı ve bunlardan 67'sinin hizmet dışı kaldı.

88 camiyi tamamen yıkılırken, 174'üne zarar verildi ve 3 kilise ise hedef alındı.

Bu süre zarfında yaklaşık 50 bin konutu tamamen yıkıldı, 240 bin konuta da zarar verildi. Bu sayının Gazze Şeridi'ndeki konutların yüzde 60'ına denk geldiğine düşünürsek, İsrail’in ne hedeflediği açıkça ortaya çıkıyor.

Katliam dışında yakılan yıkılan konutlar, kurumlarla İsrail mezalimi, bölgeyi yaşanabilir olmaktan çıkarmayı hedefliyor. Bölgeyi insansızlaştırmak ana hedefi!

Peki, dünyanın gözleri önünde gerçekleşen bu vahşi saldırılara ülkeler ne tepki veriyor.

Laf olsun, torba dolsun mantığıyla kınanmanın ötesine geçmiyor.

Bir müeyyide yok, yankı uyandıracak bir diplomatik girişim hiç yok.

Tribünlere oynanan bir durum söz konusu.

Ötesi laf cambazlığı, günü kurtarma telaşı.

Hele aynı kutsiyetleri taşıyan Müslüman coğrafyası tam bir fiyasko.

Yazık Gazze’ye yazık ben Müslümanım deyip tribünlere oynayanlara.

Kahrol İsrail, kahrol! Zulmünde boğul…