Dr. A.Vahap Kaya yazdı: Ne olacak? (1)

Günlerden baharın duyguların tohumlarındaki değişimleri dışarı haykırmasıyla insanlarda kendilerini dışarı vuruyordu.

Doğal bir seleksiyonun doğal bir tepkimesi adeta dışarıya yayılan tohumların kendilerin toprak anayla buluşturması adeta

Duygular kendini kelimelerde daha egzotik buluyor kelimeler hafif dokunmalarla kendinden emin bir şekilde oyun sahasına dâhil oluyordu.

Artık ne dere yatakları suya yetiyordu ne de deniz havzaları kalıbına uygun yeterlilikte su ile yetiniyordu, taşan taştıkça gücüyle övünüyordu.

Artık efsanelerin yaşanması an meselesi ve mahir parmaklar kendine ne savaşları ayıracağı belli olmuyordu.

Dünya savaşlarının arınık suyla yıkandığı acınası ve efsanevi tabloların bulunduğu tuvaller pazarlanacak ortam bulamıyordu, dünyevi paralar alış verişlerine yetmiyordu

Parmaklar Beethoven’inin kuğu gölünü icraya başladı başlayacak ve tüm yıldızlarla beraber uzaktaki tanrılarda izlemeye gelecekti.

Şenliklerin yaşandığı coğrafya bedenim ve bedenimde anlatılacak duygulara açık hale evet ama geri bildirimine yetecek ortam bulunmadığı için evrene döndü.

Yaşanacak bir romanın ilk sahifesi aralanıyor ve en acımasız karakterler oyun sahnesine dâhil oluyorlardı.

Sedat yeni evlendiği eşini o kadar seviyordu ve ona anlatacağı kelimelerin olmamasından yakınıp duruyordu.

Ne yaşanmış efsanelerdeki anlatımlar ve yaşanmışlıklar, nede devler savaşımında anlatılan olayların büyüklüğü onu tatmin ediyordu.

Kelimelerin yetersizliği onu Kevser’in etrafında fır döndürmeye itiyordu, kâh gezdiriyordu, kâh ona sürprizler yapıyordu.

Bunda dünyasal gözlerle bakılıp görülebilecek olay veya sürprizler olarak bakmamakta gerekirdi

Kevser dendiğinde dünyanın dönmesinden vazgeçtiğini düşünün, güneşin karanlığa büründüğünü ama emir olarak Sedat’tan emir beklediğini düşünün.

Ama yine de Sedat’ın Kevser’e anlatımda yetersiz kaldığı aşkının heyecanının dünyayı seliyle silip süpürdüğü egzotik bir tablo.

Güneş bir bahar gününde güzel yüzün göstermiş, sıcaklığıyla yürekleri ısıtmış, hafif buhar nemiyle yaşamı yumuşatıyordu.

Güneşin insanları dışarı davet ettiği bu gün Kevser’i alıp dışarılara atıldı ve saatin akışından bihaber güneşin vedasını görememişti.

Ay dede kendini gözetmek için sırasını bekliyordu ve hafiften karanlık yaşamın üzerine yağmıştı

Bir parkta Sedat ve Kevser hala dolaşıyordu ve hangi katmanın hangi tenhalığından habersiz yaklaşan tehlikeyi göremiyordu.

Sedat Kevser’in yarattığı duygusal egzotikten kurtulmamıştı ve methiyeler diziyordu, Kevser’in de baştan çıkarıcı gülmeleri Sedat’ı daha fazla duygusallığa itiyordu.

Sedat kendi kendine düşündü ki diyorlar aşk biter hiç öyle olur mu aşk ömür boyu sürer diye kendi kendine tekrarladı.

Parkta altı kişilik bir başka gençlerin yaklaşmasından şüphelenen Kevser Sedat gidelim dediyse de geç kalmışlardı.

O grup bayağı yaklaşmışlardı ve kendi aralarındaki konuşmaları duyuyorlardı, Sedat Kevser’in elinden tutarak çekiştirircesine hızlı yürümeye çalıştı.

Taksileri parkın içindeki yakın mesafede olmasın karşın taksiye yetişememişlerdi…

Gruptan biri hey nereye biz biraz önce ortaklık kurduk şimdiye kadar malı bir tek sen kullandın şimdi sıra hepimizde deyip laf sataştı.

Sedat duymamazlığa verip daha da hızlandı ancak grup koşarak önlerini kesti ve elini Kevser’in eline uzatınca Kevser çığlık atarak Sedat’ın arkasına saklandı.

Sedat el uzatanı geri itti ancak kenardaki kişi Sedat’ın yüzüne olanca gücüyle yumruk indirdi, Sedat düşünce diğerleri de tekmeyle Sedat’ı dövdüler, Sedat bayılınca biri dedi ulan bu öldü deyince dayak fazlı kesildi.

Biri Kevser’e de tokat salladı ve Kevser yere düştü, düştüğü esnada biri Kevser’in kaçtığını sandı ve ellerini yakalamak için uzattı ama eli elbiseye takıldı ve elbise yırtıldı.

Elbisesi yırtılan Kevser utancından elbisesiyle vücudunu örtmeye çalıştı ama grup onun el ve ayaklarını bağladı.

Sedat’ın da el ve ayaklarını bağladılar.

Eşyalarının tümünü elden geçirip işlerine yarayanları aldı, diğer eşyaları da yerde dökülü halde bıraktılar.

Kimi telefonu aldı, kimi parayı, kimi para çantasını aldı kimi kredi kartlarını aldı.

Sedat’ı kendi araçlarının bağacına koyup ağzını bantladılar, sıra Kevser’deydi ve yapılacakların en korkuncunu Sedat’ın duyacağı şekilde uygulamaya koyuldular. Devam Edecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi