Dr. Vahap Kaya
Bende senden bir şey kaldı (1)
Kiminde derin izler bırakarak bir sonraki nesillerin ders alacağı tabletlerin öğretisi olarak
Kiminde kendin öğretmenliğe soyunarak birebir eğitim vererek eksiklikleri ve tamama olanları beraber düzene koyarak
Yol alabildiğim ölçüde semada serin rüzgârların esintisinde alabileceğim yolları aldırarak öncülük ve rehberlik ettin
Benim olan; bütün yaratıcılıklarımın iksirini icraat ettiğim bütün evler senin konak olarak kullandığın koylardı
Misafirliğe gelen gemiler ve kurulan pazarların beslendiği koylar canlı yaşamın merkezi adeta
Yaşama yeni umutlarla sarılanların işin ehli insanlardan dersler aldığı bu koylara giriş ve çıkışların güvencesi senin olman
Artık dalgaların canı cehenneme dedirtecek güvence ile kendi içimde kaygıya yer bırakmayarak bende elimi yaşamın köşesine uzatıyorum
Bizim icrada bulunduğumuz aşkların icadını hangi evrende yaptıysak o evrenlerin tümünü sana bahşedecektim ama tanrı onları yıldız hızıyla sana gönderdi
Bende geliş gidişlerin güvencesini sağlayarak ulaşımda ve yaşanacak mutlulukta tuzum bulunsun istedim
Belki yaşanmışlıkların başka renge evirilişinin imkânını yakalarım diye de yıldızlar topluluğunda enerji toplayarak işlemlerimi gözetiminde sürdürmek istedim
Sende bir şeylerim kaldı biliyorum, baktıkça beni hatırlatan ama senin bıraktıkların hala dünyamı işgal ediyor
Sınırları çizmişsin benim hareket alanım ancak gidebildiğim kadarına ama sen oraları da belirlemişsin
Bir yetenek avcısı gibi oltana taktığın herkesi inceden inceye elekten geçirerek yayarını bildiğin kanallara sevk ederdin
Nasıl yaparım bilemem ama bu kadar emeğin varken sana ihanet edemem, sana yanış yapamam, senin bir günlük rahatlığın için bile tüm imkânları seferber ederim
Bütün işgallere karşıyım ama senin işgalin beni kendimde tutuyor bir tek her yere girmeme kızan zebanilerin hariç
Beraber yarattığımız coğrafya tüm mevsimleri içinde barındırır, dağlarında yabani hayvanlar ve yüreğimizin onları ehilleştirmesi unutulmaz eylemler
Nehirlerinde akıttığımız yaşam ve bizim enerjimizle beslenen umut bekleyen canlıların müteşekkiri bizleri hala başka atılımlara sürükler
Kıyamadığımız bilgileri hazinemiz diye kendi heybemize aktarırken beraberinde yaşama tutunanları da besledik
Ben kendimi elekten geçirdiğim günlerin tenhalığında eleğin üzerine kalanları gördüm ve inanılacak gibi değil senleşen parçalarım, senin renginle boyanan parçalarım elek üzerinde kaldı.
Sen Neptün den gelen bir uzaylı misali kendini kabullendirilişin inanılmaz sonuçlara gebe olduğunu söylemiştim.
Bir inanıştı ama elek üzerinde kalanlara baktığımda benim kaygı ve korkularımın hiçte boşuna olmadığı gün gibi aşikar.
Bunları kadirşinaslık gereği söylemiyorum, gerçekten bunların değiştiğini ve senin hala bende yaşadığını söylemek istedim.
Gün doğumunda yürüyüşe başladığım duygularımda yolculukların tümü sana çıkıyordu ve bende bundan mutluluk duyuyordum.
Göğün kızıllığı tepelerin doruklarını boyadığı tenha anların tümünde geziniyordum ve güneş ile birlikte yırtılan karanlık aralığından kendi duygularıma tekrar doğuyordum
Senin bana söylediğin bende senden bir şeyler kaldı cümlesi kendimi yeniden elekten geçirme sürecini başlattı.
Belki iyiliğe dair anlatılmayan bir şeyler varsa bana geri dönsün ve yeniden beni kendime anlatsın.
Henüz doğmamış duygularımda beni dalgalandırsın, henüz doğmamış jenerasyona beni hazırlasın ve besin kaynağı, esin kaynağı yapsın.
Baktım ki senden daha fazla parça kalmış, beni kendi ekseninde döndüren ve bu parçaların işlerliği beni peşinden sürüklüyor durumda.
Ben bu tesadüf değil demişim kendime, akıntına su taşımışım değirmenine buğday işleyen işlendiği yerde üretime devam etsin istemişim.
Daha beraber yaşanacakların tümündeki muhasebe sensiz olunamayacağı ama ömür boyu insan insanı taşıyabilir mi?
Son sözlerin öncelerini söylüyorum sana ve senin sön sözlerini beklemeden kendimi yeniden senin suyunla arındıracağım.
Kendime biçtiğim bütün rollerin seni icra etmemde kimin etkisi var bilemiyorum ama bir daha bunu yapma.
Beni benden alacak ve tümden bensiz yaşayacağım tabloların bana reva görülmesi vicdani değil bilesin.
Ya da tümden yaşamımdan çıkma çabandaki yöntemlerin acımasızlığı örnekleriyle birlikte ne yaşanmış nede yaşanacak olanlardan olsun.
Acıtırken yaşatmasını bilisin ki şiir üretilebilsin.
Seni tekrar tekrar yaşamam için; kendini işlerliğin totalindeyken, yıldızlar kaymasın, ay bronzi renge bürünüp aşkı baştan çıkarmasın.
Yaşamdan çekilme olmasın ki insanların yalnızlığı yüzlerine yansımasın, insanların yanlılık adına yalnızlığa arkadaş bulmasın.
Sana anlatılacak kelimelerin yönü sana doğru olunca kelimeler heyecandan saklanacak yerlerin sırrını da sana getirsin.
Zaman zaman sendeki parçalarımın ne olacağını düşündükçe, neler olabileceğine karar vermeye çalıştıkça kayboluyorum ve daha da batıyorum.
Sende kaybolmanın rahatlığı gün yüzüne çıkışım kolay ya kaygılarım doğru çıkarda başka alanlarda kaybolursam.
Nazikçe, dürüstçe sana söylüyorum benim benden kaygılarımı sildim ve hesabını nereye sakladığımı da bilemiyorum.
Senin bendeki parçaların beni bende tutmaya yarıyor dersem doğru ama yaşam devam ediyor ve nasıl yaşayacağıma karar vermem gerekiyor.
Çünkü yaşamıma yön veren emeğimdir ve emeğimle yaşamayı da tercih ederim, dilekler ise temennidir yani emeğimle yaşarım dileğimle değil.
Bir tek benimle de bitmiyor, yaşam dediğimiz şey bir bütünlük gerektiren bir olay sizinle beraber yaşanacakların da memnuniyeti lazım.
Yeni bir yol çizme anlamında değil elbet, senin parçalarını daha fazla nasıl renkli tutabilirimin kararı için bir karar şart.
Kar tanelerinin yağarken birbirinden ayrı yere kadar yolculukları onları düşman etmiyordu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.