A.Vahap Kaya yazdı: Minimum direncin yolu.. (3)

Yani bu güne kadar ne yaptınsa ve sana kar kaldıysa bundan böyle sana kar olarak kalacaktır anlamına gelmemektedir. Çekirgenin bir sefer iki sefer sıçradığını ama üçüncüsünde yakalandığını unutmadan hatırlatayım, bil ki bu güne değin yakalanmadıysan ve yanlışlarının hesabını vermediysen, yetersizliklerin payı ve konjonktürel ortam senden yana esinti estirmiş olabilir, bu hem senin için hem de mağdurluk var ise o mağdurluk açısından olumsuz bir sonuçtur. Senin için olan olumsuzluk ise senin yaşantını uzun süreden beri yanlışta sürdürmen ve yanlışı doğru kabul görmen senin doğru ile ilgili düzleminin algısında sorun oluşturuyor. Mağdurluk ortamın senin yanlışı dayatmandan kaynaklı zaman ve zemini yanlışa alıştırma, yanlışın yaşam bulmasına şahitlik ettirme gibi endikasyonların yaşanmasıdır. Bu sefer bir farklılık yaratalım ve rolleri değiştirsek bile sana kıyamama ama benim her dediğimi kabul et ve olumsuzluk gördüğün her şeyi bilidir ve olumsuzluğu karşılıklı tartışma ile yaşamdan çıkaralım. Bu seferki hazırlığım ve hazırlıklarım daha farklı, senin olumsuzda diren göstermen halinde bil ki senin hazırlığından daha dirençli hazırlıklar yapmışım. Boşa geçecek zaman olmasın ve boşa harcanacak emek olmasın diye birbirimiz anlamaya daha istekli olalım ve anlamaya daha yakın duralım ki anlayış kendine yaşam şansı bulsun. Bu sefer ne kendini yor nede beni ve gel anlaşalım bu güne değin ne yaptıysan benim ders olarak işlememe müsaade et bende senin bu güne değin günahlarını affedeyim.

Bende her gün aynı terane değildir, beni peşinde sürükleyen ve beni benden alıp âşık eden şey; ne boşa esen deli divane esintileri takarım nede beni yakacak kurak mevsimlere yanmış derimi canımdan parça bıraktım. Hele kendini bir başka tanım ve tarif ile yaşama dayatanlara pabuç bırakmadım ve bırakmam da. Beni benden alıp diyar diyar gezdirenin her gün değişim enerjisini yarenin gözlerinden alışım ve bu enerjinin vücuduma geçiş yöntemidir. Artık iklimlerin kendini bende yaşattığı, doğa olaylarının esin kaynağı gövdem ve bilincim bir başka alışım ortamına geçti. Yapay ne var ise anlarım, kim kime ne mesaj vermek istiyorsa benim üzerimden olmayacağı açıktır. Ne ucuz bulunan bir şey nede ucuza bir başkasına kaptırılacak bir yüreğim var. Her zaman ki gibi yarene karşı gözlerin birleşmesinden kaynaklanan kraterin kaynamasından kaynaklı dışarı çıkardığı buharda titrek olan gözelerim var. Ben kendimi değiştirdiysem neden bir başkasını da değiştirmeyeyim ki? İnsanlar bir birlerinden etkilenir ve seni hala bir insan olarak görüyorum ki senin daha da insanlaşacağını düşündüğümden sana yazılar yazıyorum. Yazılarımda bile hala senden umudumu kesmediğimi ve ancak bir değişim olacaksa ikimiz etkileyen etkenlerden payımıza düşene kani gelirsek, birlikte evet dersek sorunsuz sonuca gideriz. Bu değişimi insana ait bir gelişme görürsen seninle aynı potada yeni konseptlerle buluşacağımıza inanabilirsin. Aksi takdirde eskisi gibi kolay lokma olma sahnelerini çok çok geride bıraktım. Yeni olumsuzlukların yaşanmaması için gelişmeleri kendi hanene yazdıklarının paralelinde bendeki gelişmeleri de yazarsan ve karşılaştırmalarda kayıpların önüne geçme arzunu da canlı tutarsan farklı bir sonuç elde etmiş oluruz ve insanların neleri başarabildiğini dosta düşmana göstermiş oluruz.

Bunca yaşanmışlıklar vardır. Kiminin ne dersler verdiğini yananlardan örnekler alınarak birleştirilen parçalardan çıkan tablo bize yeteri kadar done vermektedir. Bunca birikimin yapılan tarih bilinci vardır ve bu kadar alt üst oluşların bolluğunda hala işimizin kolay olmadığını da biliyoruz. Bizler seni ehilleştirme konusundaki kararlılığımıza halel getirmemek için seni yaşatarak bir sonraki aşamaya geçeceğiz ki yaptıklarımıza tanıklık etmen bizim rüştümüze katkı sağlayacaktır. Bu sefer olmaz dediysek bil ki gerçekten son aşama ve pabuç bırakıp gideceğimiz bir yerimizin de olmadığını bil. Aslında sen kendini bilirsen beni de anlama düzeyin yükselir. Bilinçli düşman cahil dosttan, bilerek ahmaklık saplantısına kapılmış yakınlardan iyidir. Bu dünya bizim ve biz burada yaşamak için hücrelerimizi bu topraklardan aldığımız haliyle koruyoruz. Biz bu coğrafyaya uyum sağlarız başka yerlerdeki yaşam bizde alerji yapar. Biz kendimiz rahat ettireceğimiz yerde tutturmasını biliriz, bu güne değin öyle yaşadık bundan sonra da öyle yaşamaya azimliyiz. Senin de elini yüreğimize sürmeni ve bizim yaşadığımızı hissedersen işleri kolaylaştırmış oluruz. Bir insan en iyi yaşadığı yerde yaşamalı ve en iyi bildiği yerde yaşamadığı zaman hep yabancılık çeker. Biz farklı zorlukları olduğunu bildiğimiz doğumumuza tanıklık eden topraklar daha rahat yaşadığımız yer ve orada yaşamaya karar verdik. Biz evimize ve siz gelirseniz yüreğimize hoş geldiniz buyurun yüreğimizde size de yer vardır. Bu bir söylem değil yaşamın gerçeğini göz önünde tutup haykırışını dışarı vuran bir beklenti deneyin pişman olmazsınız. (bitti)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi