Psikolog Sadık Sun: Şiddet artık ekonomik bir sektör haline geliyor

YENİGÜN HABER – Uzman Klinik Psikolog Sadık Sun, basına yansıyan “kiralık tetikçilik” haberleri, yalnızca adli boyutuyla değil, toplumun ruh sağlığı açısından da endişe verici bir tabloyu gündeme taşıdığını söyledi.

İnternet üzerinden yapılan bu tür pazarlıkların şiddetin geldiği boyutu gözler önüne serdiğini belirten Sun, çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

İnsan hayatı üzerinden pazarlık

ÖzDiyarbakır Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan Sun, bir yaralama için 250 bin TL, bir cinayet için ise 4 milyon TL gibi rakamların telaffuz edilmesinin insan hayatının adeta “fiyatlandırıldığı” anlamına geldiğini söyledi. “Bu tablo, artık bireysel öfke patlamalarının ötesinde, şiddetin ekonomik bir sektör haline geldiğinin ürkütücü işaretidir” diyen Sun, yaşanan durumun toplumsal vicdandaki yıpranmayı gösterdiğini ifade etti.

Toplumda güvensizlik yaratıyor

Şiddetin yaygınlaşmasının toplumda güvensizlik duygusunu artırdığına dikkat çeken Sun, “İnsanlar kendilerini korumasız hissediyor ve çözümün şiddetle değil, hukuk ve empatiyle bulunacağına dair inanç sarsılıyor” dedi. Sağlıklı bir toplumda öfke ve intikam duygularının hukuk, ahlak ve empati ile dizginlenmesi gerektiğini vurgulayan Sun, aksi durumda ruhsal bir çürümenin yaşandığını kaydetti.

Toplumsal bir travmaya dönüşüyor

Çocukların şiddet görüntüleriyle büyümesinin, adalet duygusunun zedelenmesinin ve öfkenin gündelik yaşamın bir parçasına dönüşmesinin geleceğe yönelik en büyük tehlike olduğunun altını çizen Sun, şunları söyledi: “Her normalleşen şiddet olayı, sessizce toplumsal hafızaya kazınır ve nesiller boyu aktarılan bir travmaya dönüşür. Bu yalnızca bugünü değil, yarını da tehdit eden bir tablodur.”

Toplumsal düzeyde şiddetin kök nedenlerine inmek gerektiğini dile getiren Sun, öfke kültürü, adaletsizlik hissi ve empati yoksunluğunun onarılması gerektiğini vurguladı. “Empatiyi ve insan yaşamının kutsallığını yeniden inşa etmek en büyük önceliğimiz olmalı” diyen Sun, aksi halde şiddetin gölgesi altında yaşayan bir toplumun kalıcı ruhsal yaralar alacağını belirtti.