Mesut Fiğançiçek Yazdı: “Tahir Elçi’yi ben vurmadım”

Mesut Fiğançiçek Yazdı: “Tahir Elçi’yi ben vurmadım”
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayeti, vurulması sırasında sokakta bulunan ve ateş ettikleri tespit edilen üç polisin ‘şüpheli’ sıfatıyla...

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayeti, vurulması sırasında sokakta bulunan ve ateş ettikleri tespit edilen üç polisin ‘şüpheli’ sıfatıyla ifadelerinin alınmasıyla ayrı bir mecraya taşındı.

Cinayetin üzerinden geçen dört yılın ardından ilk kez dosyada şüphelilerin yer alması iyi bir gelişme!

9 ve 10 Ocak’ta şüpheli polislerden ikisi başka şehirlerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi ile biri ise bizzat savcılığagelerek ifade verdi.

İfadeleri alınan ve biri olay yerinde yaralanmış olan polislerin üçü de suçlamayı reddederek, “Tahir Elçi’yi ben vurmadım” şeklinde ifade verdi.

Aksini kimse beklemiyordu zaten.

Aynı haberde hukuk çevrelerinin, failler bulunsa bile cezası iki yıldan altı yıla kadar olan “taksirle öldürme” suçundan işlem yapılacağı yönündeki beklentilerinin aksinesavcının, şüphelilerin ifadelerini, “olası kastla adam öldürme” suçlamasıyla aldığı da vurgulanıyor.

Haberin ardından (12 Şubat Çarşamba günü ifadeyi bizzat alan) Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Yavuz, soruşturmanın bitme aşamasında olduğunu, 3 şüphelinin ifadesinin de alındığını açıkladı. Başsavcı, “Soruşturma 4 yıla aşkındır sürüyor, titizlikle devam ediyor. Tamamlanmak üzere olduğunu daha önce belirtmiştik, son aşamalarına doğru geldik. İfade işlemlerini de tamamladık, bundan sonra soruşturma tamamlanıp dava aşamasına geçilecektir. Şuanda alınan 3 şüphelinin ifadesi var, hangi suçla ilgili sorgulandığını iddianame açıklandığında söylenecek şu anda soruşturma gizli” dedi.

***

13 Şubat’ta ise Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Cinayeti Araştırma Komisyonu üyeleri ile beraber basın açıklaması yaptı.

Açıklamada Baro Başkanı Aydın, soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi kaygısından dolayı dosyada yaşanan bu gelişmeyi bilmelerine rağmen kamuoyu ile paylaşmadıklarını vurguladı.

Aydın, üç polisin ifadesinin alınmasıyla ilgili detayları da paylaştı.

* Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan polislerden ikisinin görev yeri değiştirilirken, biri ise 8 Temmuz 2018’de yayınlanan 701 sayılı KHK ile meslekten ihraç edilmiş.

* Şüpheliler hakkında tutuklama talep edilmemiş, herhangi bir adli kontrol tedbirine de başvurulmamış.

* Diyarbakır Barosu’nun Londra Üniversitesi’ne hazırlattığı bilirkişi raporuna da değinilen açıklamada, raporun14 Aralık 2018 tarihindeDiyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına sunulduğuve üç polis memurunun ilk kez şüpheli olarak zikredildiği belirtildi. Üç polis memurunun şüpheli olarak ifadelerinin alınması, müteakiben tutuklamaya sevk edilmeleri de bu sırada talep edilmiş.

* Söz konusu rapordan ve Diyarbakır Barosu’nun talebinden 13 ay sonra şüphelilerin ifadesinin alınması, şüphelilerin tutuklanmamış olması ve görev başında olmaları nedeniyle delillerin karartılma ihtimali bulunması da ayrı bir handikap olarak görülüyor!

***

Gazeteci Mahmut Bozarslan’ın haberde yer almayan bir ayrıntı ile ilgili paylaşımını aktarmak istiyorum.

“Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzerinden 4 yıl geçti, ilk kez 3 şüpheli tespit edilerek ifadeye çağrıldı. Olayın aydınlatılması açısından oldukça önemli. Gerçek failler bunlar mı değil mi bilmiyoruz, (dava açılırsa) yargılamanın sonunda ortaya çıkacak. Konumuz bu değil. Soruşturmada ortaya çıkan bir detay… Elçi Kürt’tü, vurulduğu çatışmanın çıkmasına neden olan iki kişi Kürt’tü ve olayla bağlantılı oldukları iddia edilen 3 polis de Kürt!

Tesadüf mü yoksa bilerek mi Kürt polisler şüpheli oldu bilmiyorum (ben bilerek olduğunu tahmin etmiyorum). Şehir çatışmaları sürerken, çatışma bölgelerinde çok sayıda Kürt polisin görevlendirildiğini biliyoruz. Bunlar o gruptan mı acaba? Bunu bilmiyoruz. Bir tarafta Kürt sorunuyla bağlantılı bir çatışma, bir tarafta Kürtler ölmesin diye çırpınan bir Kürt, ellerinde silahla sokağa giren iki Kürt, patlayan silahlar ve geride -taşı çatlatan acı bırakarak- veda eden Tahir Elçi, şimdi de üç şüpheli.Onlar da Kürt...

Bu tam bir toplumsal acı ve travma...

Acının elbette kimliği olmaz ama olaya Kürtler açısından bakarsanız, acı daha katmerli...Bu kadar acıyı hakkedecek ne günah işledik? Yaradan bizi bizimle sınıyor. Failin Türk, Arap, Ermeni, Süryani olması bir şey değiştirmez elbette, gideni de geri getirmez ama ortaya çıkan tablo Kürdün asırlık dramının vücut bulmuş hali sanki. Dava açılır, yargılanır ve ceza alırlarsa, hesabı veren yine Kürt olacak. Şimdi birileri yazacak kesin, ‘Bütün bunlar Kürt oldukları için mi oldu?

Bu kadar da değil’...

Hemen yanıtlayayım; olayın temelinde Kürt sorunu var. Olayın iki tarafındakilerin de Kürt olması ister istemez, insanı yaralıyor. ‘Neden?’ diye sormadan edemiyor. Neden herkes yemeği yiyor, hesabı Kürde bırakıyor. Giden hep bizden, sitemimizi kime edelim bilmiyorum...

***

Tahir Elçi ve benzer cinayet davalarındaki belirsizlikler, Türkiye’nin adalet anlayışındaki iz düşümler maalesef.

Atilla İlhan’ın “Ölmek Zamanı” adlı şiirinden alıntıyla bitirmek istiyorum bu izdüşümlerini:

bana susar bir hayalle konuşurdunuz

hani fakülteden çıkarken vurmuşlardı

kollarınızda ölen tıbbiyeli çocuk

birbirinize nasıl da uymuştunuz

sevginizde yüceltici bir şeyler vardı

korku bulaşığı garip bir mutluluk

bir filmi hatırlatan belki bir romanı

(uzak mavi kız dalgasız bir su

ah onun yalnızlığı benim yalnızlığım

içimizde gemiler ansızın yol kesiyor

ansızın beni de vururlar mı korkusu

izlendiğini sanmak her gece adım adım

şehrin karanlığında devriyeler geziyor

telsizde cızırtılar / cinayet alarmı)

eflatun ve ıssız ağzınız bir muamma

susardınız arkasında susmuşluğunuzun

tekrar tekrar sizi duruşmaya çağırırlar

geç vakte kalır sorgular bitmez ama

hapislik nedir ki / unutulmak asıl sorun

seyreldikçe seyrelir istanbul’dan mektuplar

ne arayanı kalır gittikçe ne soranı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.