Şiddeti anlamak - 4

Toplumsal nedenler: Toplumda şiddetin hoş görülmesi ve paylaşılan bir değer olması. Kültürel nedenlere göre, şiddetin toplumda kimi durumlarda ve belli kişilere karşı kullanımının kabul gördüğü ve kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır.

Örneğin, erkeğin sert, kaba ve kadına karşı üzerinde baskı kurduğu davranışlarını temsil eden "maçoluk" çoğu zaman ciddi olarak ele alınmaz, espri konusu olur, şakayla karışık olarak ele alınmaktadır. Bu yaklaşım maçoluğun yaratabileceği sorunları olağanlaştırmaktadır ve "taş fırın erkeği“ni erkekler için bir model haline getirir. Toplumun şiddeti bir sorun çözme yöntemi olarak benimsemesinin de aile içi şiddetin artmasında önemli rol oynadığı düşünülmektedir. ‘Dayak Cennetten çıkmıştır” fenomen haline gelmiştir.

Kadına yönelik şiddetin temelinde şöyle bir anlayış vardır.Kadını mal, köle, terbiye edilmesi gereken yaratık gibi gören toplumların erkek egemen yapısı şiddette cinsiyet rollerini belirler.

Erkekler, kadınlar üzerindeki haklarının tehdit altında olduğunu düşündüklerinde ya da kadınların evdeki sorumluluklarını yerine getirmemeleri durumunda şiddete başvurmaktadırlar. Kadınlar gerek fiziksel, gerekse ekonomik açıdan yetersiz olduklarından buna karşı koyamazlar. Tam da bu noktada kadın-erkek eşitliğinin olmadığı toplumlarda; erkek şiddeti hoş görülür. Çünkü kadının başka bir şansı yoktur.

Şiddetin birçok nedeni var. Kişiler arası etkileşim ile ilgili nedenler de bu başlıklardan biri. Bakalım:

Şiddetin getirdiği kazanç: Erkekler için eşlerini dövmenin kazançları arasında, yoğun duygular için bir çıkış yolu bulmak ve kendi isteklerinin gerçekleşmesini garanti altına almak sayılabilir. Şiddeti uygulayan kişinin karşılaşabileceği en ciddi yüksek maliyet, eşini boşanma yoluyla kaybetmesidir ki, bu da çoğu kez, şiddetin uygulanmasının arttırılması yolu ile kontrol altına alınmak isteniyor!

Güç ve Kontrol Sağlama:Şiddet güçlüden güçsüze doğru uygulanmaktadır ve böyle bakıldığında da kocaların kadınlardan, ebeveynlerin de çocuklardan daha güçlü olduğu varsayılabilir. Şiddetin amacı bir başka kişi üzerinde denetim sağlamaktır.

Bağımlı/Muhtaç olma:Aile içi şiddetin kurbanların çoğu, şiddet kullanan kişiye özellikle ekonomik açıdan bağımlıdır. Şiddete maruz kalan kadınların büyük bir bölümünün yaşamının tamamen erkeğin isteklerini yerine getirecek şekilde kontrol edildiğine işaret etmektedirler. Birçoğunun ekonomik bağımsızlığı yoktur. Çalışan eşler arasında boşanma oranında artış örnek olarak sunulabilir mi?

İletişim ve Çatışma Çözme Becerileri: İnsanlar anlaşmazlıklarını konuşarak çözme yeteneğinden yoksun oldukları için şiddete yönelmektedirler. Kişilerin, insanlar arası ilişkiler, etkin iletişim becerileri, kızgınlık kontrolü ile kızgınlığın etkin ifadesi ve çatışma çözme becerileri konusunda eğitilmesi aile içi şiddetin önlenmesine katkıda bulunabilir.

Evde, okulda, işte, sokakta ve en önemlisi televizyonlarda artık olağan hale getirilen şiddetin nedenlerini öğrenirken; aslında bir yandan da ortadan kaldırılmasının çok taraflı/karmaşıklığını da öğrenmiş olduk.

Çözümün en önemli aktörü şüphesiz devlet mekanizması. Bu mekanizmanın öncelikle şiddeti olağanlaştıran dizilere (sansür demiyorum) iyi bir ayar vermesi gerekiyor. Etkileşimin yoğun olduğu sosyal medya, basın ve televizyonda yayınlanan saldırgan davranış örneklerinin çocuklar/gençler üzerinde yaptıkları etki diğer birçok alanı tetikliyor. Bitti

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi