VİDEO HABER - ‘Yasakçı bir zihniyet çocuklara iyi gelmeyebilir’

VİDEO HABER - ‘Yasakçı bir zihniyet çocuklara iyi gelmeyebilir’
İnternet kullanımın arttığı bu dönemlerde anne ve babaların çocuklara yasakçı bir yaklaşımının onlarda onarılamayacak zedelenmelere yol açabileceğini...
İnternet kullanımın arttığı bu dönemlerde anne ve babaların çocuklara yasakçı bir yaklaşımının onlarda onarılamayacak zedelenmelere yol açabileceğini belirten Çocuk ve Genç Psikiyatrı ve Psikoterapist Doç. Dr. Özlem Hekim, önemli uyarılarda bulundu

İnternet kullanımının çocuklar üzerinde onarılamayacak zedelemelere yol açtığını dile getiren Doç. Dr. Özlem Hekim, İLKHA’ya yaptığı açıklamada ebeveynlere önemli açıklamalarda bulundu. Hekim, evdeki düşman olarak görebilecek internetin tamamen kontrol altına alınabilen bir eğlence mekanizması haline gelebileceğini belirtti. Son dönemlerde salgınla ile birlikte çocuklarda internet kullanımın arttığını ve çocukların insanlarla ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çeken Hekim, anne ve babaların bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi. Son yıllarda teknolojinin artık hayatın kaçınılmaz bir parçası haline geldiğini söyleyen Hekim, “Pandemi ile birlikte çocuk ve ergenlerde teknoloji ve özellikle bu bilgisayar oyunlarında kullanım oldukça arttı. Pandemi bu olayı daha da pekiştirdi. Bu konuda anne ve babaların bilinçli olması, farkındalık kazanması, neyi nasıl kontrol edeceklerini bilmeleri aslında var olan, tehlikeli gördüğümüz bu düşmanı kontrol edebileceğimiz yararlı bir teknolojik kullanım haline getirebilir.” dedi. Anne ve babalara önemli uyarılarda bulunan Hekim, “Anne babaların burada bilmesi gereken birkaç önemli unsur var. Bunları birkaç madde halinde sayacak olursak, anne babaları sorduğumuzda en çok şikâyet ettikleri konu, çocukların bilgisayar başından ve bu şiddet içeren oyunların başından bir türlü kalkmamaları. Sürenin çok uzun olması. Süre kontrol edilebilir olmalı. Sürenin kontrol edilebilir olması derken anne babalar bu konuda sadece yasakçı bir zihniyet yerine 'bilgisayar oynamak, kullanma' gibi tek cümlelik öğütler, öneriler ya da yasakların dışında çocuk ve ergenlerin bu bilgisayar kullanımının dışında geçirebilecekleri aktiviteler planlaması gerekiyor. Yeri geldiğinde bunlar evde, dışarıda sosyal planlamalar, aile içi etkileşimler, diğer arkadaşlarıyla yine dış ortamlarda sosyal etkinlikler yapılması gereken faydalı etkinlikler içerisinde. Diğer taraftan anne babanın, çocuğa 'oynama, kullanma, bırak bilgisayarı ya da oyunu' derken kendilerinin de buna çok son derece dikkat etmesi gerekiyor. Yani çocuğa kullanma derken anne babanın diğer tarafta bir koltukta oturup telefon ya da tablet başında vakit geçiriyor olması çocuğa rol model açısından uygun bir örnek teşkil etmiyor. Dolayısıyla aile mutlaka mesela gün içerisinde ya da hafta sonları detoks zamanları uygulayabilir. Telefon, tablet ve internet gibi etkileşimlerin ortadan kaldırıldığı ailece birlikte vakit geçirilebilecek zamanlar planlı olabilir.” şeklinde konuştu.

Şiddet içerikli oyunlara dikkat!

Sürenin dışında yine önemli olan başka bir etken çocuğun bilgisayarı, internete ne amaçla ve nasıl kullandığına dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Hekim, “Özellikle şiddet içerikli oyunlar o kadar güzel tasarlanmış ki çocuklara. Adım adım hem öldürülmeli hem vurmaları, şiddet davranışları göstermeleri hem de bunun karşılığında ödüller verilmekte ve çocuklar bundan yoğun haz almaktalar. Yani böyle bir tehlike var ama bu tehlike eğer anne babalar tarafından kontrol edilebilirse, örneğin anne baba bazen çocuğunun ne oynadığına bakıp, bazen kendileri de bu oyunlara eşlik edebilirler, içeriğini anlayabilirler, içeriğini anladıktan sonra kısmen kendi görüşlerini, önerilerini ‘burada bu aslında sakıncalı olabilir, ben bunu doğru bulmuyorum' şeklinde ifadelerle çocukla olan bağını güçlendirebilir. Çünkü anne babanın çocuk olan ilişkisi ne kadar güçlü olursa, ilişkide oluşabilecek çatlaklardan o kadar kolay ya da daha rahat bir şekilde tamir edilebilir.” tavsiyede bulundu.

“Yasakçı bir zihniyet çocuklara iyi gelmeyebilir”

Yasakçı bir zihniyetin çocuklar için zararlı olabileceğini aktaran Hekim, şunları söyledi:  “Diğer taraftan çocuk ya da ergenin bu şiddet içerikli oyunlara niçin girdiği de önemli. Çünkü aslında dediğim gibi günümüzün kaçınılmaz bir parçası bu oyunlar ve herkes, bütün çocuklar merak ediyorlar, oynamak istiyorlar. Oyuna masalarda akranları bol miktarda oynadığı için merak ediyorlar. Dolayısıyla yasakçı bir zihniyet çocuklara iyi gelmeyebilir. Anne ve babanın neyi, niçin hayır dediğini çocuğa anlatması gerekiyor. Bu çok önemli. Direk olarak yasaklamak çocuk ve ergen tarafından kabul edilmiyor ve yoğun bir çatışmaya neden oluyor. Oysaki bunun kendisi için ne tür zararlara ya da olumsuz faktörlere yol açabileceği sık sık konuşulursa çocuk anne babanın bunu kendisinin iyiliği için istediğini bilecektir. Dolayısıyla eninde sonunda çocuklar kendi yararına olduğu bir şey, bir konuda anne babaya eşlik edecektir ya da kurallara uymak konusunda daha uzlaşmacı davranacaktır. Bazı çocuk ve ergenler mesela duygu ve durumları, keyifleri, yerindeyken sırf eğlence amaçlı girebiliyorlar. Girebilirler. Yani bunda herhangi bir problem yok. Yeter ki süreye ve kontrol edilebilirliğine dikkat etsinler. Eğer çocuk zamanında kalkabiliyor ise, verilen süre uyabiliyor ise anne baba daha az endişelenmeli.” Konuşmanın devamında ise Hekim, “Diğer taraftan bazen çocuk ve ergenlerde sık olarak gördüğümüz birtakım kaygı problemleri, depresyon, dikkat eksikliği, hiperaktivite gibi birtakım ruhsal problemler, bilgisayar ve şiddet içerikli oyunlara eğilimi artırıyor. Dolayısıyla yapılan araştırmalar aslında çift taraflı olmakla birlikte tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan şeklinde bazı ruhsal problemleri, internet özellikle şiddet içerikli oyunlara eğilimi artırdığını, çocuk ve ergenin kendisini tedavi amacıyla böyle bir şeye yöneldiğini gösterebiliyor. Diğer taraftan, herhangi bir sağlık problemi olmasa bile yoğun uzun süreli internet uğraşı oyunların başında kalmak, herhangi bir sorunu olmayan çocukta da birçok fiziksel ve ruhsal probleme yol açıyor. Anne baba bunu bilir. Bunu çocuğuyla uygun bir dille paylaşırsanız kural koymak çok daha kolay olabiliyor. Gerektiğinde eğer süre ve kontrol edilebilirlik konusunda anne baba çok endişe ediyorsa, bu konuda bir takım önlemler alamadığını düşünüyorsa mutlaka profesyonel bir yardım almalı.” dedi. Hekim, “Diğer taraftan olmazsa olmaz koşullardan birisi de bu oyunlar nedeniyle çocuk ve ergen eğer normal sosyal faaliyetlerini yerine getiremiyor ise dışarı çıkmıyorsa artık eskisi gibi arkadaşlarıyla buluşmuyorsa, anne babayla iletişimi kesmiş ise akademik başarısı düşmüşse derslerine çalışmıyoruz yani gelişimsel olarak birçok yerine getirmesi gereken görev ve sorumluluklarını yerine getiremiyor ise bu da çok ciddi bir tehdit olduğunu gösteriyor. Şiddet içerikli oyun ve diğer bilgisayar oyunları. Anne babaların dikkat etmesi gereken diğer konu da bu. Dolayısıyla biz genelde bilgisayar oyunlarının kapalı kapılar ardında odalarda değil de daha böyle oturma odası, salon gibi ailenin birlikte bulunduğu ortamlarda oynanmasının ailenin de kontrolü yitirmemek açısından daha kolay olabileceğini söylüyoruz.” ifadelerinde bulundu.

‘Sanal bir kimlik yaratıyorlar’

Mutlaka çocuğun kendi yararı için olduğunu anlatılması gerektiğini vurgulayan Hekim, “Hayır, ben istemiyorum, tamam bitti yasak kabul etmiyorum ve senin oyun oynamanı gibi bir yaklaşım çatışmaya ve başka alternatif yollar bulmalarına neden olabiliyor ve ilişkide de onarılamayacak zedelenmelere yol açabiliyor. Biz de bu savaş oyunlarında ya da işte şiddet içerikli oyunlarda çocuklar sanal bir kimlik yaratıyorlar. Normalde gerçek dünyada oluşturamayacakları kimlikleri ve avatarlarını sanal ortamlarda yaratarak çok büyük bir güç kazanıyorlar. Bu da kendilerini gerçek hayatta normal olarak gerçekleştiremeyen birçok çocuk ve ergen de müthiş bir haz duygusuna yol açıyor. Böyle bir kimlik arayışı, çocuğun gerçek dünyadan kopup sanal dünyayla sadece yaşamasına neden oluyor. Bu gerçekten tehlikeli bir süreç. Anne babanın buna dikkat etmesi gerekiyor. Dengeli dağılım çok önemli. Aile içinde, aile dışında, sosyal ortamlarda aile hayır derken yerini doldurmayı mutlaka bilmeli. Yani bilinçli yaklaşmayı bilirse, aslında o evdeki düşman olarak görebileceğimiz sorun, tamamen kontrol altına alınabilen bir eğlence mekanizması haline getirilebilir.” şeklinde vurguladı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.