Türkiye’de günde 8 kişi organ beklerken hayatını kaybediyor
Türkiye'de organ bağışının çok düşük olduğuna vurgu yapan Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi Doç. Dr. Adil Başkıran, 2021 yılı verilerine göre, 26 bin 894 kişinin nakil beklediğini ve günde 8 kişinin organ bulunamadığından vefat ettiklerine dikkat çekti.
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Başhekimi ve Karaciğer Nakli ekibinden Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Adil Başkıran, “3-9 Kasım Organ ve Doku Nakli” haftası dolasıyla organ naklinin önemi, fıkhi boyutu, organ bağışı duyarlılığı, ülkede kaç kişinin organ nakli beklediği, organ bağışı duyarlılığının artırılması için yapılması gerekenler, merkez olarak karaciğer nakli için yaptıkları kök hücre çalışmaları ve hayvandan insana karaciğer nakli çalışmaları hakkında İLKHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.
Organ ve Doku Nakli Haftası
Vatandaşların organ nakli konusunda bilgilendirilmesi ve hassasiyet göstermeleri için her yıl 3-9 Kasın tarihleri arasında Organ ve Doku Nakli Haftasının kutlandığını belirten Başkıran, “Organ Nakli, herhangi bir kronik hastalıkla ya da ani gelişen bir hastalıkla fonksiyonunu kaybeden organ yerine sağlam bir organın takılması olayıdır. Nakil yapılan organlar akciğer, karaciğer, kalp, pankreas, böbrek ve ince bağırsak gibi organlardır. Doku olarak da kornea, kemik iliği, kemik, kalp kapakçığı, kas olarak sınıflandırabiliriz.” dedi. Organ naklinin insanı tekrar hayata döndüren bir operasyon olduğuna dikkat çeken Başkıran, şöyle devam etti:
“Şunu özellikle belirtmek istiyorum. Herkesin bir gün organ nakline ihtiyacı olabilir. Maalesef, organ naklinin ne kadar önemli ve ehemmiyetli olduğu, insanın başına geldikten sonra farkına varılabiliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın organ naklinin caiz olduğu yönünde fetvası var. Allah’u Teala Kur’an-ı Kerim’de Maide süresinin 32. ayetinde ‘İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.’ diye buyuruyor. Bu ayet, organ bağışı konusunda rahatlıkla referans gösterilebilecek bir ayet.”
“Kadavra bağış oranını artırmak gerekir”
Karaciğer ve böbrek naklinin birçok ülkede kadavra bağışı ile yapıldığını ama ülkemizde ise daha çok canlı vericiden yapıldığına dikkat çeken Başkıran, “Şimdi canlı vericilerle yapılıyor ama ileriki zaman da bu yetersiz kalacak. Bununla ilgili mutlaka alternatif yolların bulunması gerekir. Çünkü herhangi sağlık sorunu olmayan, sağlıklı, genç birini bir anda ameliyat masasına alıp akrabasından bir parça ya da tam bir organ alabiliyoruz. Bu da ister istemez canlı vericinin mortalite veya morbiditesine sebep olabilecek ameliyatlardır. Dolayısıyla bunun için alternatif modeller aranıyor, şu an en önemli model, kadavra bağış oranını artırmak. Bunun dışında yapay suni organlar üretmek ya da zeno transplantasyon dediğimiz hayvandan insana nakilleri özellikle şu anda dünya ülkeleri bu konuda çalışmalar yapmakta.” ifadelerini kullandı.
‘Günde maalesef 8 kişi organ beklerken hayatını kaybetmekte’
Türkiye’de 2021 yılı verilerine göre, 2 bin 376 karaciğer, 22 bin 775 böbrek, 1290 kalp, 285 pankreas, 157 akciğer, 8 böbrek-pankreas, 2 kalp kapağı ve 1 kişi ince bağırsak olmak üzere 26 bin 894 kişinin organ nakli beklediğine dikkat çeken Başkıran, şöyle devam etti:
“Maalesef her gün 8 kişi organ beklerken hayatını kaybediyor. Dolayısıyla bu organ bağışının yetersiz olduğunu bize gösteriyor. Ülkemizde maalesef organ bağışı çok düşük oranda. Tabi organ bağışını arttırmak için medyanın bu konuda çok güçlü olduğunu, ayrıca insanların da iyi bilinçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Maalesef ülke olarak organ bağışı konusunda çok gerideyiz.”
“Şu anda Dünya Karaciğer Nakli olarak hizmet vermekteyiz”
Başkıran, “Turgut Özal Tıp Merkezi Karaciğer Enstitüsü, öncelikle bir Malatya Karaciğer Nakli Enstitüsü olarak kuruldu ama şu an Dünya Karaciğer Nakli olarak hizmet vermekteyiz. Her yıl 300’ü geçen organ nakli yapıyoruz ama maalesef yaptığımız nakillerin yüzde 85-90’ı canlı vericiden alınarak yapılıyor. Bu da bizi üzmekte. Kadavra bağışımız düşük olduğu için maalesef canlı vericiyle karaciğer nakillerimiz ön planda. Başarı oranlarımıza gelirsek, yaptığımız bütün nakiller, Europen liver transplantation regisry dediğimiz eltr sistemine kaydedilmekte. Hasta ameliyat olduğu gün mutlak surette alıcı ve verici kayıt sistemine alınmakta ve başarı oranı bütün dünyaya sergilenmekte. Başarı oranları yıllara göre değişebiliyor. Yüzde 85-90 bazı yıllar ise yüzde 90 üzeri başarı oranımız var. Bu dünya literatüründe uyumlu hatta bazı hastalıklarda daha da üstün başarımız var.” diye belirtti. Turgut Özal Tıp Merkezinde karaciğer nakli, böbrek nakli, ince bağırsak nakli pankreas ve kornea naklinin yapıldığını ve şu ana kadar 3 bin 400’ün üzerinde karaciğer naklini gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Başkıran, “Nakil konusunda şu an da Avrupa’da birinciyiz. Ama birincilik, sadece nakil olmakla olmuyor. Başarı ile birlikte alternatif metotların geliştirilmesi de çok önemli. Dolayısıyla biz, yapılacak bir alternatif metotta suni karaciğerde veya hayvandan insana yapılacak karaciğer naklinde bu işin başında olmak istiyoruz. Dolayısıyla bizler de alternatif metotlar için kendi laboratuvarımızda çalışmalar yapmaktayız. Kendi kök hücremizle, o kök hücrelerini acaba karaciğere çevirebilir miyiz? Onunla ilgili çalışmalarımız var. Özellikle kök hücre çalışmaları çok yavaş ilerlemekte. Covid-19 döneminden önce daha hızlı gidiyorduk, özellikle hayvandan insana karaciğer nakli için yapılan toplantılarımızda daha hızlı bir yol almıştık ama Covid dönemi biraz etkiledi. Ancak bundan sonra özellikle hayvandan insana karaciğer nakli için biraz daha etkili olmaya başladık. Toplantı sayımızı biraz daha artırdık, genetik mühendisleriyle biraz daha fazla diyaloğa girmeye çalıştık. İnşallah eğer hayvandan insana bir karaciğer nakli yapılacaksa karaciğer nakli enstitümüzde yapılmasını isteriz.” diye konuştu. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra gerçekten sevap işlemek isteyen bir insanın organ bağışından daha büyük bir sevabının olacağını düşünmüyorum. Dolayısıyla tüm vatandaşlarımızdan organ bağışına destek olmalarını, desteğin artırılmasını bekliyoruz ve belki bu bazı kanunlarda değişikler yapılarak da hızlandırabilir.” dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.