Migren tedavi edilebilen bir hastalık

Migren tedavi edilebilen bir hastalık
Şiddetli ve tekrarlayan baş ağrılarıyla seyreden migrenin Türkiye’de görülme oranı yüzde 16,4. Kadınlarda, erkeklerden üç kat fazla migrene rastlanıyor. Dinmek...

Şiddetli ve tekrarlayan baş ağrılarıyla seyreden migrenin Türkiye’de görülme oranı yüzde 16,4. Kadınlarda, erkeklerden üç kat fazla migrene rastlanıyor.

Dinmek bilmeyen baş ağrısı pek çok kişinin sorunu… Hayat kalitesini düşürmesi bir yana kişiyi gün içinde iş yapamaz duruma dahi getiriyor. Gerilim tipi, nevraljik, küme tipi ya da migren baş ağrılarının pek çok türü bulunuyor. Migren kuşkusuz baş ağrılarının içinde en fazla bilineni.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de migren görülme sıklığı, 18-65 yaş arasındaki nüfusta yüzde 16,4. Kadınlarda, erkeklere nazaran daha sık migrene rastlanıyor. Öyle ki erkeklerde görülme sıklığı yüzde 8, kadınlarda ise yüzde 24’e ulaşıyor. Bir başka ifadeyle kadınlarda, erkeklerden üç kat daha fazla migren görülüyor.

Migrenin bir beyin hastalığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Ertaş, “Genetik bir hastalık. O gene sahip kimse migren oluyor. Anne veya baba aktarıyor. Ailelerinde birinde varsa -ki bu üçte iki çoğunlukla annede olmakta- çocuk migren geniyle doğuruyor. Ancak bu, çocuğun illaki migreni olacağı anlamına gelmiyor. İleride belli koşullar oluşursa migren ağrıları başlayabilir” diyor.

Migren zaman zaman tekrarlayan baş ağrılarıyla karakterize olsa da başka belirtileri de bulunuyor. Prof. Dr. Ertaş görülebilecek diğer belirtileri şöyle açıklıyor:

“Bir kısmında nörolojik dediğimiz sinir sistemi belirtileri de oluyor. Mesela hastaların yaklaşık 20’de 1’inde ağrı gelmeden önce körlük veya gözde ışık çarpması, çizgiler görme olabiliyor. Bu 5 dakikayla 1 saat arası sürüyor. Peşinden baş ağrısı gelebiliyor. Çok daha az bir kısmında ağrı gelmeden önce felç görülüyor örneğin. Yani bir kolu, bacağı tutmuyor, yüzü kayıyor. Sonra o düzeliyor ve baş ağrısı oluyor.”

“Toplumda engelleyiciliği en fazla olan baş ağrısı”

Migren doğuştan itibaren görülebiliyor. Öyle ki Prof. Dr. Ertaş, 3-5 yaşında hastaları bile olduğunu söylüyor. Ancak en fazla 30-35 yaş aralığındaki kadınlarda görüldüğünün altını çiziyor.

Gelelim migrenin en fazla rahatsızlık veren kısmına, yani baş ağrılarına… Prof. Dr. Ertaş, hem kadın hem de erkeklerin ayda ortalama altı günden fazla migren ağrısı yaşadığını belirterek şöyle devam ediyor:

“Ancak bu kişilerin yüzde 11 kadarı ayda 15 günden fazla, 15 ila 30 gün arası ağrı yaşıyorlar. Ama hastaların yarıdan çoğu ağrılarını genellikle şiddetli yaşıyor. Yani iş göremez hale geliyorlar. Dolayısıyla migren basit bir baş ağrısı hastalığı değil. Toplumda engelleyiciliği en fazla olan baş ağrısı. Dünya Baş Ağrısı Derneği’nin engelleyicilik sınıflamasındaki hastalıklar arasında da ikinci. Çünkü ağrı çok sık ve geldiğinde de şiddetli oluyor.”

Lodos, aç kalmak, fazla uyumak, aşırı güneş ışığı, yorgunluk, stres, heyecan, alkol ve kişiden kişiye değişen bazı gıdalar migreni tetikleyebiliyor. Yine kadınlarda adet dönemi öncesi ve sonrasında da migren ağrıları görülüyor.

Tedavisi olmayan bir hastalık değil

Migren toplumda genel olarak çözümsüz bir hastalık sanılıyor. Oysaki bu gerçeği yansıtmıyor. Çünkü doğru teşhis ve düzenli tedavi sayesinde migren önlenebiliyor. Migren hakkındaki bu yanlış değerlendirmenin sebebini Prof. Dr. Ertaş’tan öğreniyoruz.

“Türkiye’deki migrenli hastalarla ilgili sonuçlarımıza baktığımızda yüzde 65 kadarı tedaviyi gerektirecek sıklık ve şiddette ağrıyı yaşayanlar. Halbuki migren ortadan kalksın diye verilen ilaç tedavisine baktığımızda kullanım oranı yüzde 5. Yani yüzde 65’i ihtiyaç duyarken sadece yüzde 5’i kullanıyor. Dolayısıyla hastalar, ‘Migren tedavisi olmayan bir hastalıktır’ diye bildiği için hastaların yarıya yakını doktora gitmemiş oluyor. Gittiğinde yanlış tanı alabiliyor. Öyle olunca da 'Migren tedavisiz bir hastalık' şeklinde algı oluşuyor toplumda.”

Gelişigüzel ağrı kesici kullanılmamalı

Günümüzde pek çok tedavi yöntemiyle migren kontrol altına alınabiliyor. Tedavi için ilaçtan iğneye bir dizi seçenek bulunuyor. Hekimler her hastanın migren tipine göre tedavi veriyor. Dolayısıyla migrenin tipinin belirlenerek tedavide ona uygun bir yol izlenmesi gerekiyor.

Hastaların tedavilerini kesinlikle ihmal etmemeleri öneriliyor. Üstelik gelişigüzel alınan ağrı kesici ilaçlar başka sorunlara yol açabiliyor. Prof. Dr. Ertaş bu konuda, “Migrenli insanlar başka bir nedenle bile olsa ayda beş günden fazla ağrı kesici alırlarsa ağrılar sıklaşıyor. Artık ağrı kesici bağımlılığı oluşuyor. Ve her gün migrenleri gelmeye başlıyor. O yüzden başka bir nedenle bile olsa ağrı kesici ilaçlardan uzak durmalılar ki migrenleri tetiklenmesin” uyarısı yapıyor. (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.