İnternet bağımlılığının beyindeki hasarı uyuşturucu ile aynı
Uzmanlar, ekrana bağımlılığın beyindeki hasar noktasında uyuşturucu madde bağımlılığı ile aynı hasarı oluşturduğuna dikkat çekiyorlar.
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. İbrahim Zeyrek, dijital platformların beyinde bıraktığı hasarlar ve tedavi yolları hakkında İLKHA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Ekrana bağımlılığın beyindeki hasar noktasında uyuşturucu madde bağımlılığı ile aynı hasarı oluşturduğuna dikkat çeken Zeyrek, bağımlılığın beyinde başta dikkatsizlik, hiperaktivite, dürtüsellik, yürütücü fonksiyonlarla ilgili bozukluklar, depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi çeşitli hasarlar meydana getirdiği konusunda uyarılarda bulundu.
Zeyrek, yaşadığımız dönem itibariyle ekran kullanımının önemli bir boyut kazandığının altını çizerek özellikle çocuklarda bu durumun daha tehlikeli olduğuna dikkat çekti.
Ebeveynlere çağrıda bulunan Zeyrek, çocuklarda ekran süresinde sınırlama getirilmesi gerektiğini söyledi.
[caption id="attachment_131303" align="alignnone" width="700"] Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. İbrahim Zeyrek[/caption]
“Günde iki-üç saatten fazla ekrana maruz kalmak uygun değildir”
Uz. Dr. İbrahim Zeyrek yaptığı açıklamada, “Yaşadığımız dönem itibarı ile elektronik cihazlarla çok haşir neşir olabiliyoruz. Pandemi ile beraber bu durum önemli bir ölçüde artmış durumdadır. Çocuklar bazında ekran kullanımı çok önemli bir boyut kazanmıştır. Elektronik eşyaların kullanımında günde iki-üç saatin üzerinde bir maruziyet varsa biz buna 'aşırı ekran kullanım süresi' diyoruz. Ve bu aşırı ekran kullanımı süresiyle beraber ciddi problemler, beyinle alakalı psikiyatrik hastalıklar görülebilmektedir. Amerikan Pediatri Akademisi 0-2 yaş arasında ekran maruziyeti önermiyor." dedi.
“Günümüzde ekrana maruziyet çocuklarda 4’üncü aya kadar inmiştir”
1970’lerde ekrana bakma yaşı 4 iken 2000’li yıllardan itibaren bu sürenin 4 aya kadar indiğini ve bu durumunun çok önemli bir husus olduğunu söyleyen Uz. Dr. Zeyrek, “Aşırı ekran süresiyle beraber daha erken, daha uzun ve riskli maruziyetle beraber beyinle alakalı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Başta dikkatsizlik, hiperaktivite, dürtüsellik, yürütücü fonksiyonlarla ilgili bozukluklar, depresyon ve anksiyete ciddi bir boyut kazanabilmektedir. Ekran süresi ile ilgili beyin çalışmalarına bakacak olursak, Amerikan Pediyatri Akademisinin yayımladığı yaşa göre ekran süresi kılavuzunda, ekrana uzun süre maruz kalan çocuklarda beyindeki işlem hızı, dil, okur yazarlıkla ilgili fonksiyonlara etki eden beyaz madde fonksiyonunun bozulduğu gözlenmiştir. Bununla beraber miyelinizasyon dediğimiz mikro yapısal bütünlük bozulmaktadır. Ekrana uzun süre maruz kalma durumunda beyinde hem yapısal hem fonksiyonel olarak çok ciddi zararları olabilmektedir. Uzun süre ekrana maruz kalma ile alakalı 10 ülkeden 44 farklı çalışmanın yer aldığı bir derleme araştırmada da ciddi boyutta depresyon, anksiyete, bilişsel fonksiyonlarda yavaşlık, hafıza ve bellek problemleri, özellikle dikkat problemleri, hiperaktivite, akademik performansta düşüklük gibi ciddi zararları olabilen durumlar tespit edilmiştir.” şeklinde konuştu.
“Aşırı ekran kullanımı bağımlılık riski oluşturur”
Aşırı ekran kullanımına bağlı bağımlılık oluşan çocuklarda birtakım belirtiler gözlemlenebilmektedir diyen Zeyrek, “Aşırı ekran süresine maruziyet giderek artabilmektedir ve bağımlılık derecesine gelebilmektedir. Çocuğun bağımlılık derecesine geldiğini, çocukta aile ve arkadaş ilişkilerindeki bozukluklardan, okul ile ilgili yaşadığı problemlerden, sık sık yalan konuştuğundan, kendi odasına kapanmak gibi durumlardan anlayabiliriz. Bu durumda olan çocuklar için gerekli yerlere müracaat edip gerekli desteği alabiliriz.“ ifadelerini kaydetti.
“İnternet bağımlılığının beyinde bıraktığı etki uyuşturucu ile aynı”
Uzun süre internet bağımlılığının beyinde yaptığı hasar uyuşturucu maddenin beyinde yaptığı hasarla aynı olduğunu belirten Zeyrek, “PET’le (Pozitron emisyon tomografisi) ile yapılan bir araştırmada bağımlılığın beynin sitriatum bölgesinde haz alımını sağlayan dopamini aşırı artırdığı ve bu şekilde dopamin kaynaklarını azalttığı tespit edilmiştir.” diye belirtti.
“Dikkat eksikliği ve hiperaktivite belirtileri meydana getirebilir”
Zeyrek, okul öncesi çocuklarda cihaz kullanımının zararlarına değinerek, “Özellikle okul öncesi çocuklarda aşırı cihaz kullanımı dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu için çok önemli bir risk teşkil etmektedir. Yapılan araştırmalarda okul öncesinde günde iki saatten fazla ekrana maruz kalan çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu görülme ihtimali ekrana daha az maruz kalanlara göre 7 kat daha fazla olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca ekran maruziyetiyle beraber gelen çocuklarda uyku ve duygu yönetimi ile ilgili problemler karşımıza çıkmaktadır.” dedi.
“Ebeveynlerin çocuklarına ekran sınırlaması getirmesi gerekir”
Aşırı ekran süresi ile ilgili olarak ebeveynlerin denetiminin çok önem arz ettiğini söyleyen Zeyrek, “İnternet bağımlılığının tedavisi ve önüne geçilmesi adına birincil koruma olarak ekran süresine bir sınırlama getirilmesinin önemli olduğunu söyleyebiliriz. İkinci olarak da altta yatan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi psikopatoloji varsa buna yönelik tedbirler alınabilir. Bu tedbirleri aldıktan sonra da gerekirse destek tedavisi, terapi desteği ve ilaç desteğini tavsiye edebilmekteyiz.” ifadelerini kaydetti.
“Odaklanma sorununu genetik yatkınlık da oluşturabilmektedir”
Odaklanma sorununun genetik yatkınlıktan da oluşabildiğini söyleyen Zeyrek, “Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda yüzde 70-80’e varan genetik yatkınlık olabilmektedir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellikle giden bir nörogelişimsel bozukluktur. Zamanla hiperaktivite ve dürtüsellik azalabilirken dikkat dağınıklığı seyrinde gidebilmektedir. Bunun tedavisi de ilaç tedavisidir.” şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.