Yûsif Bedirxan

Yûsif Bedirxan

Yusuf Bedîrxan Yazdı: Diyarbakır/Ekmek İsyanı I

Faik Bulut, “Osmanlı yönetiminde Diyarbakır halkının haksızlık, yolsuzluk, açlık, ekmek isyanları” adlı araştırma yazısında 1515 yılında Osmanlı idaresine geçen Diyarbakır'daki bazı olayları ana başlıklarıyla ele almış.

1631-32'deki Yeniçerilerin Diyarbakır Ayaklanması ve Sadrazam Hüsrev Paşa'nın idamı.

Yaklaşık 40 bin müridi olduğu söylenen Nakşibendî Şeyhi Aziz Mahmud Urmevi'nin Padişah IV. Murat'ın buyruğuyla 1638'de idam edilmesi.

1819 yılı ve devamında Millî aşiretinden şehre vali yapılan Deli Behram Paşa olayı ve ona karşı Diyarbekir'deki ayaklanma.

1898'deki Vali Halid Bey olayı. Özellikle eşi Makbule Hanım'ın onun idari işlerine karışması ve bürokrasiye istediği kimseleri tayin ettirmesi sonucu yaşanan yolsuzluklar.

Birçok aşireti etrafında birleştiren Millî aşireti reisi meşhur İbrahim Paşa'nın Sultan II. Abdülhamid tarafından bölgedeki Hamidiye Alayları komutanı tayin edilmesinden sonra onun çevrede başına buyruk hareket etmesinden bizar olan eşraf kesimiyle devletin Paşa'yı hizaya getirmek amacıyla halktan gönüllüler ile asker sevk etmesi sonucu İbrahim Millî'nin takipten kurtulmak için kaçarken yolda vefat etmesi (1908) vb olaylar ele alınmış.

Söz konusu yazısında Faik Bulut, “Özge Ertem'in "1880 Diyarbakır Ekmek İsyanı" başlığıyla kaleme aldığı (Toplumsal Tarih dergisi, Şubat 2010) makalesindeki” bölümü üzerinden yaklaşık 10 bin kişinin hayatını kaybettiği kıtlık dönemini fırsata çeviren stokçu tüccarlar ile halk arasında yaşanan isyanı anlatmış.

European University Institute-Tarih ve Uygarlık Bölümü Doktora öğrencisiyken 27 Mayıs 1880 tarihinde bu yazısını kaleme alan Ertem, yararlandığı bilgileri, Protestan cemaate hitap eden New-York Evangelist dergisinde yayınlanmış olan bir mektuba dayandırmıştır.

Buna göre; Diyarbakır Protestan Ermeni Cemaati ruhani önderi Boyacıyan 9 Nisan tarihli bir mektup göndererek Osmanlı Devleti'nin Doğu vilayetlerinde, 1880'de ortaya çıkan ve en az 10 bin kişinin ölümüne yol açan kıtlığın önemli bir belgesini sunmuştur:

Savaşın sefaleti daha üstümüzden kalkmadan, yeni ve büyük felaketlerle karşı karşıya kaldık. Halk büyük kıtlık yüzünden perişan; ekmek normal fiyatının en az 16 kat üstüne fırlamış durumda.

Ekmeğin yerine konulabilecek her şeyin fiyatı çok daha yüksek. Musul, Mardin, Siirt, Van ve Bayezid'e göre burası yine de ucuz. Bu şehirde yardımla yaşayan 4 binden fazla insan var; sokaklar, dilencilerle dolu. Bunların pek çoğu açlıktan ölüyor…

Kıtlık o kadar dehşet boyutlarda ki hiçbir yardım, ülkeyi kaçınılmaz felaketten kurtaramaz. Sert kışın şiddeti, yoksulun acısını 10 kat daha artırdı. Tanrı, yardımcımız olsun.

Aynı dönemde, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı açlık ve yoksulluğun artmasına yol açmıştı. İnsan gücü (askerlerin cephede ölüp yaralanmaları gibi) ve maddi kaynaklar savaş sırasındaki seferberlikte büyük ölçüde tükenmişti.

Ekonomik sıkıntıya ek olarak halktan alınan vergiler ağırlaştırılmıştı.

Yarın: Halkın büyük çoğunluğu, açlıkla mücadele ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yûsif Bedirxan Arşivi