Uzun bir zamandır, doğal üretimde verimliliğin arttırılması ve aynı zamanda doğal arazi yapısının korunması üzerinde yorucu çalışmalar yapıyoruz.

Eski çağ üretim tarzından, Japonya gibi modern ülkelerin mevcut üretim tarzları üzerinde araştırma ve incelemeler yaptık. Bununla da yetinmeyerek, doğal yaşamı gözleme, bitki-böcek ve hayvan yaşamı üzerinde de gözlemler yapmaya çalıştık.

I- Arazi Kaybının Önlenmesi

Modern ve güncel üretim tarzında arazi düzeltilerek tarıma açılıyor. Arazinin düzeltilmesi küçük çaplı da olsa beraberinde alanın düzeltilmesini gerektiriyor. Alanın düzeltilmesi ise beraberinde alan yüzey ölçüsünün küçültülmesini zorunlu kılıyor.

Örneğin 50 cm'lik bir yükseltinin arazi üzerinde işgal ettiği alan = Pi X yükseltinin yarıçapının karesi kadardır. (π x r2 =3,14 x 50 cm x 50 cm= 7850 cm2). Yani tarla açarken ya da arazi düzeltilirken kazanılan alan miktarı.

Bu alanı kazanmış olsak da araziyi düz bir hale getirdiğimizde doğal olarak yarım kürelik alanı arazi üzerinden silip atmış oluyoruz. Geometrik bir hesapla bu 4 x π x r2= 4 X 3,14x 50cm 50/2'lik ölçümüne tekabül eder. (15700 cm2) Daha açık bir ifade ile araziyi düzeltiyoruz diyerek 7850 -15700 = - 7850 santimetrekarelik alanı kendi elimizle yok etmiş oluyoruz.

Diğer bir ifadeyle tarla açmak bir arazi kaybıdır. Doğal üretim yapıldığında arazi kaybı önlenir ve biz çok daha geniş bir alan kazanmış oluyoruz.

II- Emek ve İşgücü İsrafının Önlenmesi

Arazimize-tarlamıza arpa ektiğimizi varsayalım. Önce çift sürmek gerekiyor. Bunun için hayvanları çifte koşturur yada pulluk vururuz. Arkasından büyük toprak kütlelerini dağıtmak için üzerinden kültivatör geçirmek zorundayız. Üçüncü olarak toprağı düzeltmek için silindir türü ağır çekim bir araç kullanmak zorundayız. Bunların tümü enerji-işgücü ve zaman gerektiren işlemlerdir.

Bizim öngördüğümüz doğal üretim tarzında sadece bir tırmık kullanmak yeterlidir. Güncel ve genel kabul görmüş üretim tarzında yapılan işlemlerin hiçbirine ihtiyaç duyulmaz. Bu, emek, işgücü, zaman ve masraftan tasarruf yapmak demektir. Üretim maliyet ve külfetini böylece asgari düzeye indirmiş oluyoruz.

III- Su Tasarrufu- Yabani Ot önlemi

Yine arpa üretim yaptığımızı varsayıyoruz. Araziyi nemlendirdikten sonra yarım avuç (tahminen 50-60) arpa tohumunu toplu olarak arazi üzerine bıraktıktan sonra kuş ve böceklerin tohumları çalmasını önlemek için tırmıkla tohumun üstünü kapatıyoruz. Toprak neminin korunması, tohumun kavurucu sıcak ve dondurucu etkisini kırmak için araziye saman serpip kapatıyoruz.

Bu işlemle topraktaki suyu koruduğumuz gibi yan yana bitişik tohum kökleri de yağan yağmur sularını depolar, suyun dağılmasını ve buharlaşmasını önler. Kuraklık döneminde bile bu biçimde yapılan ekinler zarar görmez. Çok az miktarda yağmur suyu ürünün elde edilmesi için yeterli olur.

Bunun yanında tohumların yan yana olması yabani otların boy vermesine engel olur. Bu durumda çapaya da gerek duyulmadığı gibi yabani otların arazi suyunu tüketmesini önlemiş oluruz.

IV- Bu yöntemi nasıl bulduk?

Karıncaları izledik. Bilindiği üzere karıncalar yuvalarına hububat tanelerini taşır ve yer altında saklarlar. Yağmur yağdığında taneler ıslandığı için karıncalar bu taneleri kurutmak için yuva dışına taşırlar. Bu arada her nasıl oluyorsa karınca kolonisi yok olduğunda tohumlar küme halinde sahipsiz kalıyor. Hava ve iklim koşulları el verdiğinde tohumlar çimlenerek boy veriyor.

Gözlemlediğimiz bu olay sonunda çimlenen arpa ve buğday bitkisi sulamaya ihtiyaç duymadan olgunlaşıp çok daha iyi ürün verdiğine tanık olduk.

Yukarıda anlattığımız işlemleri bu sefer üretici olarak kendimiz denedik ve oldukça iyi bir verim elde ettik.

Yaptığımız işi görüntüledik ve kayıt altına aldık.

Yaptığımız işlemlerin ve elde ettiğimiz ürünün fotolarını da bu yazımıza ekledik.

Doğal üretim olayını kaba hatlarıyla özetin özeti olarak ifade etmeye çalıştık. Gerekli görüldüğünde ve istendiğinde çok daha detaylı bir içimde izah etmeye hazır olduğumuzu da ayrıca ifade etmek istiyoruz.