A.Vahap Kaya Yazdı: Yaşama Sevinci

İlkin annem ile aramızdaki gizli bir anlaşmayla başlayıp babayı daha sonra kattığımız, çevreye ve sevineceklere sevinç haberi olarak iletilen bir süreçle başlar yaşama adımımız.

Anne rahmine düşeriz, bütün sorunlara ve sevinçlere merhaba diyerek, ne zamanı ne de akıntıyı sıkıntı görürüz, bir kere başlamıştı zaman ve bir yerinden tutmaya karar vermiştik.

Olumlu bir haber beynimizin dölüne düşer, bunca ezaya, emeğe katlanan yaratıcı bizi yaratırken kontrole akil biçtiği ortam, mütevazi haliyle işlemin görür kimseyi gücendirmeden

Sertleşmiş zamanların ardından bahar dünyanın dölüne alevlenen tohum olarak düşer, mevsimlerden sentezlenerek, asırlar ve bin yılların birikimini ve insanlarla toplumsal sözleşmesini unutmadan, her yeni güne yeni bir yaşam umudu olarak, yeni bir başlangıç olarak anın anlamını yaşama tattırmanın çabasında.

Yeni yeni tatlar vardır sen işleyişte

Ve amansız savaşların ibretlik tablolarından sonra, insanların; döngünün başında ne için başlattıklarını çok fazla bilmediği savaşların üstünlük aracı olarak kullanılan anlamsız güç gösterisinden sonra barış! umudun dölüne düşer.

Ve bir telaştır başlar bunca amansız ve anlamsız savaşların yaratığı tahribatı onarma ve o tahribatların gidişata rehber olmaması için yeni döngü parametreleri emek ve inanca sabır diler, beni yeniden yaratırken kendini elekten geçirir.

Yaşama sevincinin erekleri ortada, umudu ortada ve insanlardan beklentiler, gerek yaşam olarak, gerek beklenti olarak ortada iken; sessiz kalmak ne hacet ve kime ne uyarı;

Doğal yaşamın denklemi ve terazisi kendi mecrasında kendi havanını döverken; sen kaynaklı isteklerin akıllıcasının yanı sıra akılsız olanını da kendi hafızasına kaydettiği elek sürekli canlı ve işbaşında, ben kaç kere elendim sen hafızasında kayıtlı

Gel seni beklediğim karanlığın ardındaki ışık olarak, umudu yükselterek, rengârenk gökyüzünde şekiller çizerek ve yıldızları armağan olarak arkadaşlığımda kullandığın zamanların vazgeçilmezi; hangi bayrak isen, hangi umut isen ve hangi şafağın hangi doğuma ramak kalan doğumunda isen; biliyorum cesaretin var ve yaşamıma akıtırsan kendini beni de cesaretlendirirsin

Gel seni yıldızdan armağan aldığım kalelerin ve de savunma çeperindeki direniş ruhu olarak sin zamanların tembelliğine ve şaha kalkmış duygu olarak bir daha gözlere işlen, işlen ki yeniden canlansın umut, işlen ki kendini tembelliğe vuran eforvarlığının farkına varsın ve olması gerektiği gibi akış döngüsü kendini insanlığın mutluluğuna adasın ama giderken, adanırken beni geride, bilmezlerin ellerinde bırakmadan

Gel bir seni resmettiğim, bir kendimi sana layık hale getirmeye çalıştığım zamanların eforu olup yeniden dünyayı baştan elemek için cesaret, irade ve bilinç sana olan ihtiyacım, borcum herkesin oluru ve istemi olsun ki seni elde tutmak için ekstradan efora gerek kalmasın, senle flörtüm devam etsin.

Haberini aldığım göz ışıltısı; her gün yeniden yaratılırım sen umudunda ve bir daha yaşama sıkı sıkıya sarıldığım anların iflah olmaz söz verişinde, döngüyü yeniden başlatırım günahsız ve sevinçli, her kese yettiği kadarını kendime ayırırım, ayrım yapmadığım ve ayrımdan ötürü annemin bana kızmadığı işleyiş, sevginle her gün yıkandığım güzellik; bilirim bu günde yalnız bırakmazsın.

Bir anında bulunduğumda sen paylaşımda; ne günah var ise kendime yazarım sen ve dünya günahsız kalsın diye, ne efor ve işler varsa kendime yazarım, ne koşturma var ise gönüllü abone olurum ki önce sen rahat ol ve sonra dünya rahata doysun diye teraziyi eşit tutarım, tarihin işleyişini yeniden sen renginde işletirim. Doğal yaşama el dokundurmadan kendi kurallarında; kurulu düzenlerinde çalışmasına katkı kunarım.

Kim hangi psikolojide olur ise olsun, kim hangi ihanetin hangi evresinde olur ise olsun; ben seni kendime yakıştırdığım gibi bana bir gülümsemen, benim sana layık olduğum aşikâr olur. Belki bir tarafına yamanır senle yaşarım devri âlemleri ve diyar diyara sen renginde ulaşırım.

Ne dağlarına küsüp habersiz gezerim sen olmadığın diyarlarda, ne bir insanın ve ya objenin nahoş görüntüsünde tüm dünya alaboraya ramak duyguya izin veririm, mutluluğumu sana endekslerim, kendi elinle yazman için temiz sahifeler eşliğinde amade duygularım

Ne olumsuzluk var ise kendime yazdım haberin olsun, kimi yetersizliklere musallat ve olmadık anlarda devirdiği umut dolu insanların çınarlaştırma çabamda gözlerime sinen ışık

Her bir anın tutsun dünyayı ayaklar üstünde ve yaratsın sarsılamaz örgü içinde güzellikleri, sen olmadan yıkıldı yıkılacak dünya ya ramak, ama sen olunca dünyayı ayakları üstünde tutan çınarlar misali dağlar her zaman senin doğumuna gebe ye dursun

Ve yeniden, yeniden serüvenlerin olsun, müjdelerin, emeğin, umutların ve hesaba katılmamış güzelliklerin her an kapı çalacakmış gibi bolca yaşadığım hoşgörün olsun.

İşte bu minvalde senle olan sözleşmemizde emeği olan herkes bilsin seni hatırladıkça sana olan bağlılığım artarak kendini bana dayatır ve sevincime sevinç katar

Çünkü bu gün annemi rüyamda gördüm ve sevincime müjdelerle sevinç kattı, haydi sizde bu gün güzel bir uykuya başlamak ve güzel hayaller eşliğinde güzel rüyalara abone olun, çünkü yaşama sevinci başka bir tat verir insana.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi