Selde alınması gereken tedbirler, depremlere karşı yapılan yerleşim yerlerin güvenliği gibi tedbirle geçirilecek korkuların yaklaşımı aslında bütün korku sahnelerinde yaklaşılması gereken bakıştır.

Yâda çözüm bekleyen bir alan ise; teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların yalnızlaşması, birbirini besleyen konular gibi görünse de insanoğlu teknolojiyi de kaynaşmanın aracı yapmayı becerebilirler

Ama reel görüntü insanların teknolojiye teslim olduğu ve bu teslimiyet te insanları bitişe götürdüğü, yalnızlaştırdığı, kendi kabuğuna çekildiği gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Oysa unutmamak gerekir ki insan olmanın en belirgin özelliği sosyal olması ve paylaşımcı olmasıdır ama günümüzde teknoloji bunun tersine hizmet etmişe benziyor, eğer tedbir alınmazsa telafisi mümkün olmayan bir tahribat yapar

İnsan çocukluğundan gelen korkularla yüzleşebilseydi her korkuyu sınayabilseydi acaba bu günkü korkuların hangisi kalırdı.

Korkuların gerçek olanları kalır ve bilimsel yorumlarla kalış sebeplerini herkes kabul ederdi, belki yine de farklı bir biçimiyle başka korkular üretilebilinirdi.

İşte böyle tarihsel akış içerisinden günümüze damıtılan yaşam birde devletlerin kendi dokunulmaz alanlarını korku olarak empoze etmesiyle yaşam daha da daralıyor.

İnsanlara hizmet etmesi gereken devlet veya sistem insanların aynı kurum ve sisteme hizmeti için koruyucu tedbirler ve cezalar çıkartmışlar. Hele devletleri koruma kanunu diye akıldışı bir tedbiri anlamak mümkün değil

Sistem halka hizmet etmiyor ise, halka hitap etmiyor ise o zaman o sistemi canlı tutmanın tek amacı olabilir birilerine hizmet ediyordur ve o kişiler güçlü olduğu için aslında kendilerini koruyorlardır

Doğa daraltıyor, teknoloji daraltıyor, devlet daraltıyor, bir de büyüklerin daraltmaları girmesin yaşama, gelin hepsini anlatalım ve çare olmayı deneyelim.

İnsan kendinden başlamalı ve kendisinde başarılı olduğu oranda toplumda da başarılı olur ama siz kendinizde başaramadığınızı bir başkasında başarmaya kalkarsanız ancak kendinizi aldatmış olursunuz.

Yaşam aldatmalar üzerine kurulu bir oyun değil. (SON)