Da Vinci'ye ilham veren mucit: El Cezeri -3
AHMET SÜNBÜL
El Cezerî hakkında uluslararası bilimsel alanda Coomaraswamy (1924), Sarton (1927), Rtefstahl (1929), Stchoukine (1934), Drachmann (1948), Price (1964), Hill (1974), Hill (1974), Maddison ve Turner (1976), Temirov ve Tautz (1978), Takadoum (1988), Gunawardena (1996), Schmidt (1899), Sen (2001), Erzen (2007), Moon (2007), Freelly (2009) ve Vukobratovic (2009) yirmiden fazla ayrı çalışma yaparak literatürde yer almasını sağlamışlardır.
El Cezerî'yi ilk batı dünyasına yazdığı makalelerle tanıtan fizikçi Eilhard Wiedemann (1852-1918) olmuştur. Ama onun hakkında en önemli çalışma ise Donald Hill tarafından 1974 yılında yapılmıştır. Hill, El Cezerî'nin 13. yüzyılda yazdığı kapsamlı kitabını, “The Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices” adı ile İngilizceye çevirmiş ve orijinal resimlerinin yanına eklenen çizimlerle, çok kolay anlaşılır bir duruma getirmiştir.
MEKANİK BİLİMİN KÖŞE TAŞLARINDAN BİRİDİR
Ebul-İz El Cezerî'nin Artuklu hükümdarına takdim ettiği otomatik olarak çalışan ve kendi kendine bazı hareketler yapan aletin dünya tarihinin ilk robotlarından biri olduğu söylenebilir.
Yine, Ortaçağ’da mühendislik alanında; temel bilimleri, mühendislik araç ve sembollerini yaratıcılık ve insan zekâsıyla en başarılı şekilde yorumlayan kuşkusuz El Cezerî'dir. El-Cezeri, kullandığı çizim teknikleriyle eserlerini günümüz bilim dünyasına kazandırmış büyük bir mühendistir.
Diyarbakır Artuklu Sarayı'nda hükümdar Kara Aslan, torunu ve Ebul feth Nasıruddin Mahmut'a 25 yıl hizmet ettikten sonra Cizre'de dönen Ebul-iz El Cezerî, burada 1233 tarihinde vefat etmiştir. El Cezerî ve kardeşinin mezarı halen Cizre'de Nuh Peygamber Cami avlusunda bulunmaktadır.
KİTABI 6 BÖLÜMDEN OLUŞMAKTA
Elbul-İz El Cezerî, mekanik ve sibernetik bilim dünyasında halen bile gündemde olan kitabında 50 adet şekil, 55 adet icat ve 15 farklı düzene yer veren El Cezerî, kitabını 6 bölüm halinde yazmıştır.
Bu bölümleri şöyle sıralamak mümkün:
Kitap I -
Eşit saatlerin ve Güneş saatlerinin geçişlerinin belirtildiği saatlerin yapımı üzerinedir. On bölümden oluşur. Bu bölümlerden ilk 6’sı, suyun potansiyel enerjisinin kontrollü bir şekilde kinetik enerjiye dönüştürülmesi ile hareket enerjisinin elde edildiği ve bu hareketle ünitelerin çalıştırıldığı su saatleridir. Bunlar; davulcu su saati, kayık su saati, filli su saati, bardak su saati ve tavus kuşlu su saatidir. Bu saatlerin dönemin bilim tarihi açısından en önemli özellikleri, saati göstermenin yanında kullanılan sistemlerin suyun kinetik enerjisiyle çalışan robotik sistemlere sahip olmasıdır. Kitabın son dört bölümü ise zamanı göstermek için tasarlanmış mum saatleridir.
Kitap II – Bu kitap daha çok saray eğlenceleri için tasarlanmış ve içeceklerin sunumu üzerinedir. Bu kitap da on bölümden oluşmaktadır. Bunlar kime içecek sunulacağına karar veren kadehler, havuzda yüzen kayak sistemleri, özel ibrikler ve insanları eğlendiren robotlar üzerinedir. Bu tasarımlarda da robotik sistemlere hareket, suyun kinetik enerjisi kullanılarak sağlanmaktadır.
Kitap III - İbriklerin, kan alma teknelerinin ve abdest alma makinelerinin yapımı üzerinedir. On bölümden oluşur. On bölümde sunulan tasarımlar; sıcak su, soğuk su ve ılık su dökebilen bir ibrik, abdest almakta kullanılan ve çeşitli hayvan figürlerinin otomatik olarak su döktüğü ibrikler, alınan kan miktarını ölçen ve robotik sistemlerin kullanıldığı tekneler ve el yıkamak için hazırlanmış otomatlardır.
Kitap IV - Şekillerini değiştiren fıskiyeler ve sürekli çalan flüt için araç yapımı üzerinedir. On bölümden oluşur. Bu bölümlerde sunulan tasarımlar; kefeli, şamandıralı ve değişken debili fıskiyeler, sürekli müzik sesi veren flüt ve otomatik çalışan borazancılardır.
Kitap V - Derin olmayan göllerden ve ırmaklardan suyu yukarı çıkaran araçların yapımı üzerinedir. Beş bölümden oluşur. Bu sistemler temelinde, tarımsal sulama amacıyla tasarlanmış makinelerdir. Bu makineler, hareketlerini akarsuyun kinetik enerjisi veya hayvan gücünden sağlamaktadır. Temel amaçları, suyun konum yüksekliğinin arttırılarak tarımsal üretim alanlarına ulaştırılmasını sağlamaktır. Geliştirilen bazı sistemlerin suyun konum yüksekliğini 11 m kadar yükselterek potansiyel enerjisini arttırdıkları tahmin edilmektedir. Bu sistemlerde kullanılan mekanik tasarımların günümüzde birçok mühendislik sistemlerinde kullanıldığı görülmektedir.
Kitap VI - Önceki tasarımlardan faklı tasarımları içeren beş bölümden oluşmaktadır. Bölümlerde sunulan tasarımlar; Sur İç Kale’deki hükümdar sarayı için dökme pirinçten yapılmış bir kapı, farklı kilit sistemleri ile kayıklı saat üzerinedir.
Yaptığı icatlardan bazıları şunlar:
Yatay eksenli yel değirmenlerinin ilk olarak Kuzey Avrupa ülkelerinde kullanıldığı bilinse de, El Cezerî, bu icadı 13. yüzyılda Diyarbakır İç Kale'de yapmıştır. El Cezerî'nin kitabının beşinci bölümünde, derin olmayan bir kuyudan veya akan bir nehirden suyu yükselten aletler hakkında beş şekil vardır. Bu aletlerde, kaldırma gücü olarak yatay eksenli rüzgâr türbinlerinden yararlanılmaktadır. İlk olarak Milattan önce 700 yıllarında Persler tarafından düşey eksenli rüzgâr türbininin kullanıldığını, daha sonra El Cezerî'nin düşey rüzgâr türbinini geliştirdiği iddia edilir. El Cezerî'nin çizimlerinde bu cihazda sadece rüzgâr gücünden faydalanılmadığı, günümüzdeki silindir, piston ve sübap parçalarının da bir arada kullanıldığı görülmektedir.
HİDROLİK VE MEKANİK
Bazı makinelerinde hidro mekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezerî, bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalıştı. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Cezerî'nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır. Aynı zamanda El-Cezerî, tarihte otomatik makinelerin yapımıyla uğraşan ilk mekanikçilerden biri olarak da kabul edilir. Teorik çalışmalardan çok, pratik ve el yordamıyla ampirik çalışmalar yapan Cezerî'nin kullandığı oldukça önemli bir yöntem; yapacağı cihazların önceden kağıttan maketlerini inşa edip geometri kurallarından yararlanmaktı.
CİZRE EJDERHALARI!
El Cezerî'nin günümüze gelen Diyarbakır Ulucami'deki güneş saatinin yanı sıra, Cizre'de yaptırdığı ejder başlı kapı tokmakları da bulunmaktadır. Hasankeyf'te de bir süre kalan ve burada su sistemleri konusunda çalışmalarda bulunan El Cezerî, ünlü olan "Cizre Ejderleri" kapı tokmağını da 12. yüzyılda kazıma teknikle tunçtan yapmış ve Cizre Ulu Cami iç kapısına asmıştır. Sfenks ejderler; badem gözlü, sivri kulaklı, kanatlı yaratıklara benzetilmiş ve birbirlerinin kanatlarını ısırır şekilde yapılmışlardır. Gövdeleri yılan derisine benzetilmiştir. Ejderlerden biri Dicle, diğeri Fırat Nehri’ni, ortadaki aslan başı Cizre insanını, alt bölümdeki kartallar ise savaş gücünü simgeler. Cizre Ejderleri Ulu Camii kapısında kapı tokmağı şeklinde sağlı ve sollu olmak üzere iki adet iken, Ejderlerden bir tanesi 1969 yılında Danimarka'ya kaçırılmış olup diğeri ise halen İstanbul'daki Türk İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
AVRUPA KÜTÜPHANELERİNDE KİTABININ KOPYALARI MEVCUT
Aynı şekilde El Cezerî'nin yazdığı kitabın bir kopyasının Dublin Chester Beatty kütüphanesinde, iki kopyasının Oxford Bodleian Kütüphanesinde ve 3 adedinin de Paris Bibliotheque Nationale bulunduğu bilinmektedir. Ayrıca Amerika Birleşik Devletlerinin çeşitli müze ve koleksiyonlarında farklı yazmalardan koparılmış minyatürlü sayfalar sergilenmektedir. (Bitti)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.