‘Öcalan'ın yapacağı açıklama görüntülü olsun’

‘Öcalan'ın yapacağı açıklama görüntülü olsun’
AK Parti milletvekili, Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, ve son dönemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

YENİGÜN HABER - Rûdaw’a konuk olan eski AK Partili Mehmet Metiner, “Ben bu ay içerisinde eğer bir aksilik olmazsa veyahut da Mart başında, Öcalan'ın silah bırakma çağrısının geleceğine inanıyorum. Bu görüntülü de olabilir, yazılı metin de olabilir. Ben en başından beri Öcalan'ın yapacağı açıklamanın görüntülü olmasını savunanlardan biriyim. Bunu devletimize de hükümetimize de öneriyorum. Daha inandırıcı olur” dedi.

İmralı Heyetinin Kürdistan Bölgesi’ni ziyaretine ilişkin soruyu yanıtlayan Metiner, “Çok güzel şeyler olacak. Hepimizin yüzü gülecek, silahlar toprağa gömülecek. Kürtler sadece Türkiye'de değil, kendi devletleri ve ana yurtları olan Türkiye'de değil, Suriye'de de kurucu unsurlardan biri olarak başı dik olarak yaşayacaklar. Barzani liderliği bu anlamda çok önemli. Sadece Kürtler açısından değil, Türkiye-Kürt ilişkilerinde, Türk-Kürt ilişkilerinde Barzani liderliği çok çok önemli. Bu süreçte sorunun çözümüne, silah sorunun çözümüne Mesut Barzani'nin, Neçirvan Barzani'nin, Mesrur Barzani'nin, topyekun Barzani liderliğinin yapmış olduğu katkılar çok çok önemli. İnşallah silahların topyekun susacağı, barışın hakim olacağı, hepimizin birlikte kazanacağı yeni bir dünyaya uyanacağız” ifadelerini kullandı.

“Uçum, Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti’nin sözcüsü değil”

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un sözlerine ve son dönemdeki operasyonlara dair soruyu yanıtlayan Metiner, şöyle konuştu:

“Sözünü ettiğiniz kişi Cumhurbaşkanımızın danışmanlarından sadece biridir. Ne Cumhurbaşkanımızın sözcüsüdür, ne hükümetimizin sözcüsüdür, ne de partimizin sözcüsüdür. Partimizin bu konudaki görüşlerini parti sözcüğümüz dile getirir. Cumhurbaşkanımızın bu konuda bir görüşü varsa Cumhurbaşkanımızın ya kendisi ya da sözcüsü dile getirir.

Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın danışmanlarından biri olan bir kişinin yapmış olduğu kişisel açıklamaları hiç kimse Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin ve partimizin görüşleri şeklinde okumamalıdır. Son derece çirkin bir dildir.

O küfür ve hakaretlerin hiçbirisi Cumhurbaşkanımızın danışmanı sıfatını taşıyan bir insana yakışmaz.

(HÜDA PAR’ın düzenlediği) Çalıştayda partimizin kurucu ruhuna ve misyonuna uygun bir biçimde konuşma yapanlardan biriyim. Dolayısıyla orada hiçbir bölücü talep gündeme gelmemiştir.

mehmet-metiner.jpg

“HÜDA PAR bizim kardeş partilerimizden biridir”

HÜDA PAR bizim kardeş partilerimizden biridir. Her konuda aynı düşünmüyor olsak bile sonuçta aynı akideye inandığımız, aynı kıbleye yöneldiğimiz, siyaseten de birlikte olduğumuz ve sen Cumhurbaşkanımızı da alenen destekleyen bir partidir, kardeş bir partimizdir.

Velev ki o taleplerden şu veya bu taleplerden birine katılmıyor olsak bile, diline, üslubuna veya içeriğine katılmıyor bile olsak, hiç kimsenin, Cumhurbaşkanımızı temsil makamında o sıfatı taşıyan hiç kimsenin ve partimiz adına hiç kimsenin HÜDA PAR’ı ihanetçi ve bölücü diye suçlamaya hakkı yoktur.

Bu Cumhur İttifakı'nın içine salınan bir fitnedir. Dolayısıyla hakaretamiz bir dili kendi adıma şiddetle ve hiddetle reddediyorum. Çünkü o çalıştayı da birbirinden değerli insanlar kendi kişisel fikirlerini söylediler. Bundan rahatsızlık duymak niye? Hem bir yanda silahlar bırakılsın, silahlar bırakıldıktan sonra her şey özgürce konuşulabilir, tartışılabilir diyeceğiz hem de kendi içimizden birileri, kendi kardeşlerimizden birileri çıkıp, velev ki bizim de katılmadığımız düşünceler ileri sürdüğünde bunu ihanet ve bölücülük diye suçlamak kabul edilebilir bir durum değildir.

Bu o zaman şu anlama gelir: Sayın Bahçeli'nin başlattığı, Sayın Cumhurbaşkanımızın da devlet ve hükümet olarak arkasında durduğu süreci sabote etmektir. Biz ne diyoruz? Aradan silahlar çekilirse her konuyu demokrasi içerisinde özgürce konuşabiliriz, tartışabiliriz. Ne kadar aykırı olursa olsun her talebi konuşabiliriz diyoruz.

Ama bize destek veren, Cumhurbaşkanımıza destek veren Cumhur İttifakı'nın bir parçası olan ve bu davaya ömrünü adamış bir sürü insanımızın katıldığı bir çalıştayda farklı düşünceler de serdedilmiş olsa bizim katılmadığımız farklı düşünceler de serdedilmiş olsa asla bölücü olmayan bir takım talepler üzerinden bu camiaya HÜDA PAR camiasına ve çalıştaya katılan arkadaşlarımıza yönelik bu suçlayıcı hakaretamiz dili asla kabul etmiyoruz. Bu iddialarımızla çelişmek anlamına gelir. O zaman PKK’ye yapılan telkin şu: Birileri diyor ki aman silah bırakmayın. Niye bırakmayın? Çünkü siz silah bırakırsanız bundan sonra sizi bir daha da konuşturmazlar. Şimdi silah bırakırsanız taleplerinize açığız diyorlar. Her türlü talebi konuşabiliriz, tartışabiliriz, halledilemeyecek hiçbir meselemiz yoktur diyorlar.

“PKK’nin silah bırakmasından memnuniyet duymayan bir anlayışı temsil ediyorsunuz”

Ama silahı bıraktıktan sonra eski Türkiye'nin alışkanlıklarına tekrar geri dönecekler, bu kandırmacaya aldatmacaya gelmeyin, sakın silah bırakmayın diyorlar. Bazı çevrelerin pek gayet telkini bu.

Şimdi tam da silahların bırakılması arefesinde üstelik de bizim camiamızdan birilerinin hiç de bölücü olmayan tam tersine birlikçi temeldeki önerilerini, velev ki üslubunda, yönteminde yanlışlıklar olsa bile, katılmadığımız bir takım talepleri olsa bile gündeme geldiğinde siz bunları bile PKK dışındaki bu kardeşlerimizi bile ihanetçi bölücü diye suçlarsanız, söyletmen vurun mantığını üstenci ve faşizan bir dille gündeme taşırsanız, bir de hakaretler üstüne hakaretler, küfürler üstüne küfürler yağdırırsanız siz demek ki PKK’nin silah bırakmasından memnuniyet duymayan bir anlayışı temsil ediyorsunuz.

Demek ki devletin içinde de bizim de suretimizden görünen birileri pek silah bırakma ihtimalinden fena da rahatsızlık duyuyorlar.”

“Silahlar bırakıldıktan sonra biz çözülemeyecek hiçbir meselemizin olmadığına inanıyoruz”

Kürt sorunun çözümüne yönelik başlatılan sürecin başarıya ulaşıp ulaşmayacağına dair soruyu yanıtlayan Metiner, şunları dedi:

“Önceliğimiz silahların bırakılması. Silahlar bırakıldıktan sonra biz çözülemeyecek hiçbir meselemizin olmadığına inanıyoruz. Sayın Bahçeli'nin de dediği bu, Sayın Cumhurbaşkanımızın da zaten yıllar yılı dediği bu. Bu ülke hepimizin, bu devlet hepimizin. Biz Cumhuriyetimizi yeniden dizayn etmeye çalışıyoruz. Yani sorun alanlarını ortadan kaldırarak, sorunu oluşturan alanları ortadan kaldırarak, Türk ile Kürt'ü birbirine hasım kılan, bir sorunlu alanı ortadan kaldırarak hem yeni bir Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz. Türk ile Kürt'ün aynı dine mensubiyetinden kaynaklanan, aynı ülkenin vatandaşı olmalarından kaynaklanan birlikteliğini sağlamaya çalışıyoruz.

“Kürt’ün bütün talepleri demokrasi içerisinde çözümlenebilir taleplerdir”

Kürt’ün bütün talepleri demokrasi içerisinde çözümlenebilir taleplerdir. Yani ben bir Kürt olarak ana dilde eğitim talebini değil ama devletin okullarında Türkçenin dışında Kürtçenin de diğer dillerinde öğretilmesini savunuyorum.

Dolayısıyla resmi dilimiz Türkçe olabilir, eğitim dilimiz Türkçe olabilir. Biz bunu savunuyoruz. Bu ülkenin Kürtleri olarak da, AK Parti olarak da biz bunu savunuyoruz. Ama aynı zamanda Türkçenin dışındaki bütün diğer dillerimiz de kamusal alanın bir parçası olabilirler. Dolayısıyla biz dillerimizi birleştiren, Kürt ile Türk'ün kardeşliğini tesis etmeye çalışan, herkesi de eşit haklar temelinde özgürce bir arada yaşatacak bir demokratik cumhuriyetin inşası için çalışıyoruz.

Biz tam da bunu sağlamak için silahları aradan çıkartmaya çalışırken birilerinin İslami temeldeki önerilerinden bile rahatsızlık duyan, bunu bile ihanet ve bölücülük diye suçlayan bir yere savrulursak bu kendi kendimizi inkar anlamaya gelir. AK Parti'nin siyasası bu değil.

“Öcalan’ın yapacağı konuşma metni hazır”

PKK lideri Abdullah Öcalan’ın mesajının ne zaman açıklanabileceğine yönelik soruyu yanıtlayan Metiner, bu ay içinde olabileceğini kaydetti.

Metiner şunları söyledi:

“Ben Nevruz'a kalacağı kanaatinde değilim. Bu Irak Kürdistan'ındaki görüşmelerden sonra, heyet döndükten sonra oradaki görüşler de Öcalan'a aktarılacak.

Öcalan’ın yapacağı konuşma metni hazır, ben hazır olduğu kanaatindeyim. O görüşmelerden sonra da o konuşma metni muhtemelen son şeklini alacak.

“Öcalan'ın yapacağı açıklama görüntülü olsun, daha inandırıcı olur”

Ben bu ay içerisinde eğer bir aksilik olmazsa veyahut da Mart başında, Öcalan'ın silah bırakma çağrısının geleceğine inanıyorum. Bu görüntülü de olabilir, yazılı metin de olabilir. Ben en başından beri Öcalan'ın yapacağı açıklamanın görüntülü olmasını savunanlardan biriyim. Bunu devletimize de hükümetimize de öneriyorum. Daha inandırıcı olur.

Suriye’nin kuzeyinden gelen, Mazlum Abdi cephesinden gelen açıklamalara baktığımız zaman da, DEM heyetinden gelen açıklamalara baktığımız zaman da, Kek Mesut Barzani'nin, Neçirvan Barzani’nin açıklamalarına baktığımız zaman bu sorunun artık çözüldüğünü görebiliyoruz. Çünkü yüzleri gülüyor. Bizim de yüzümüz gülecek.

Onun için kimse ne bu ülkenin Kürtlerini ne Suriye'nin, Irak'ın Kürtlerini asla Türkiye'nin ve Türklerin düşmanı olarak göstermeye kalkışmasın, ihanetçi ve bölücü olarak suçlamaya kalkışmasın. Çünkü biz bölücü değiliz, biz birleştiriciyiz.

Onun için Türk-Kürt birlikteliği hem Türklere hem de Kürtlere kazandıracak, Türkiye'ye kazandıracak yeni bir tarihi sürece kapı aralayacaktır. Umutluyuz. Hayırlı uğurlu olsun diyorum.”

Kaynak:HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.