HÜDAPAR’dan süreç değerlendirmesi: Destekliyoruz, ama...
YENİGÜN HABER – Rûdaw’dan Şahyan Tahsin'in sorularını yanıtlayan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Kürt meselesiyle ilgili yaşanan süreç ile ilgili konuştu.
Yapıcıoğlu’nun konuşmalarında öne çıkan başlıklar şu şekilde:
‘SİLAH BIRAKMA’
“Eğer sadece silah bırakma konusu pazarlık edilecekse muhatap Abdullah Öcalan'dır. Öcalan böyle bir çağrıyı PKK'ye yapacak mı yapmayacak mı belli değil. Böyle bir çağrıyı yaptıktan sonra, Kandil'deki arkadaşları bunu kabul edecek mi etmeyecek mi o da belli değil. Ama ben inanıyorum ki böyle bir çağrının yapılma ihtimali var ancak sonucun ne olacağını hep birlikte göreceğiz” dedi.
‘SÜRECİ DESTEKLİYORUZ’
Süreci desteklerini belirten Yapıcıoğlu, “Daha önce de söyledim, PKK’nin silah bırakması için yapılan çalışmayı destekliyoruz. PKK’nin bugün Kürtlerin önünde bir sorun olduğunu ve Kürtlere en büyük zararı verdiğini söylediğimiz gibi. PKK’nin silah bırakması gerektiğini söylüyoruz. Bu bir. İkincisi; PKK silah bıraksın ya da bırakmasın Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. Diyoruz ki Kürtler de Türkler gibi bu cumhuriyetin kurucularıdır, ancak bugün devlet sanki sadece Türklerin devletiymiş gibi davranıyor. Kürtlerin bir kısmı da kendilerini bu devletin sahibi olarak görmüyor. Diyoruz ki bunun ortadan kalkması gerekiyor, Kürtler de bu toprağın, bu ülkenin sahibidir ve bu devletin, bu cumhuriyetin kurucularıdır, eşitlik olması gerekiyor, Türklerin hakkı neyse Kürtlerin de aynı olması gerekiyor. Kürtçenin de devlette kullanılması, anadilde eğitimin önünde hiçbir engel olmaması gerekiyor, bunun için de Türkiye'nin anayasasının değişmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İMRALI HEYETİ İLE GÖRÜŞME
“Eğer gelirlerse, bizim de öngörülerimiz var, endişelerimiz var, taleplerimiz var, sözümüzü söyleriz, önce onları dinleriz. Acaba ziyaretlerinin amacı ne, hangi sıfatla geliyorlar, sadece Abdullah Öcalan'ın mesajlarını mı siyasi taraflara iletiyorlar yoksa süreç hakkında görüş ve fikirleri mi var. Öngörüleri nedir, ne söylüyorlar henüz belli değil. Geldiklerinde ne söylerlerse ona göre dinleyeceğiz.
Elbette biz de bu konuda yani Kürt sorununun çözümü konusunda siyaset alanına girdiğimiz günden, yani partimizi kurduğumuz günden bugüne kadar söylediklerimiz var. Kürt sorununun devam ettiğini ve çözüme ihtiyaç duyduğunu söylüyoruz. Fakat uzun bir süredir, 2015'ten bu yana hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem de öncesinde yani 2013-2015 çözüm süreci döneminde de MHP böyle bir sorunun olmadığını söylüyordu. Ama biz bir sorun olduğunu, iyi bir sürecin yürütülmesi ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini, çözüm için üzerimize düşen ne görev varsa yerine getireceğimizi söylüyoruz.
Diyoruz ki bu konunun çözülmesi gerekiyor ve birbirinden ayrılması gereken iki konu var. Türkiye'nin önünde iki mesele var, biri PKK meselesi, PKK’nin silahları, PKK’nin yürüttüğü savaş, diğeri de Kürt sorunu. Biri diğerine bağlanmamalı ya da biri diğerinin önünde şart ve engel olmamalı.
ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL PKK’NİN SİLAHLARIDIR
Diyoruz ki PKK silah bıraksın ya da bırakmasın, Türkiye Devleti'nin, hükümetin bu konuya bir çözüm bulması gerekiyor, bu meselenin çözülmesi gerekiyor, Kürt-Türk kardeşliğinin yeniden inşa edilip güçlendirilmesi gerekiyor. PKK'ye da diyoruz ki, bu mesele çözülsün ya da çözülmesin PKK’nin silah bırakması gerekiyor. Çünkü bugün öyle bir noktaya geldik ki PKK’nin silahları en büyük zararı Kürt halkına veriyor. Ve çözümün önündeki en büyük engel de bugün PKK’nin silahlarıdır.
ERDOĞAN VE BAHÇELİ İLE GÖRÜŞME
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 1 Ekim'den önce çok kez görüşmelerimiz oldu, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan Kürt sorunu yoktur derken de kendisini ziyaret ettik, Kürt sorununun olduğunu ve çözülmesi gerektiğini söyledik, görüşümüzü kendisine ilettik ancak 1 Ekim'den sonra bu konuda Erdoğan ile aramızda herhangi bir görüşme olmadı.”
SÜRECİN AMACI BELLİ DEĞİL
“Görünen o ki, hükümetin, Bahçeli'nin ve devletin amacı PKK'yi silahsızlandırmak, silahları susturmak. Sadece Türkiye'de değil, Rojava'da da, Suriye Kürdistanı'nda da PYD'nin de silah bırakması gerektiğini söylüyorlar. Evet, Kürtler ve Türkler kardeşliklerini güçlendirsinler, belki tarihte yeni bir anlaşma, 100 yıl önce, birkaç yüz yıl önce, 900 yıl önce olduğu gibi, yine böyle bir kardeşlik aramızda kurulsun ama bunun için ne adımlar atılacak; kimse bunlardan bahsetmiyor ve gündemde böyle bir şey olmadığını söylüyorlar. Gündemde tek bir şey var diyorlar: Ya PKK ellerindeki silahları susturacak ya da biz o silahı ellerinde tutan kişileri susturacağız.”
ÖCALAN SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI YAPACAK MI?
“Eğer sadece silah bırakma konusu pazarlık edilecekse muhatap Abdullah Öcalan'dır. Öcalan böyle bir çağrıyı PKK'ye yapacak mı yapmayacak mı belli değil. Böyle bir çağrıyı yaptıktan sonra, Kandil'deki arkadaşları bunu kabul edecek mi etmeyecek mi o da belli değil. Ama ben inanıyorum ki böyle bir çağrının yapılma ihtimali var ancak sonucun ne olacağını hep birlikte göreceğiz.”
ABDULLAH ÖCALAN TBMM'YE GİDECEK Mİ?
“ben inanmıyorum. Yani bugünkü yasalar Abdullah Öcalan'ın cezaevinden çıkıp doğrudan Meclise gitmesi için uygun değil. Eğer üzerindeki tecrit kalksa, eğer kalan cezası affedilse… Çıksa bile uzun bir süre geçmeden, bugünkü yasalara göre mümkün değil, böyle uzun cezası olan birinin, çıktıktan sonra seçimlere katılıp Meclise girmesi bugünkü yasalar çerçevesinde temel bir değişiklik olmadan mümkün değil.”
HÜDA PAR SÜRECİ DESTEKLİYOR MU?
“Daha önce de söyledim, PKK’nin silah bırakması için yapılan çalışmayı destekliyoruz. PKK’nin bugün Kürtlerin önünde bir sorun olduğunu ve Kürtlere en büyük zararı verdiğini söylediğimiz gibi. PKK’nin silah bırakması gerektiğini söylüyoruz. Bu bir.
İkincisi; PKK silah bıraksın ya da bırakmasın Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini söylüyoruz. Diyoruz ki Kürtler de Türkler gibi bu cumhuriyetin kurucularıdır, ancak bugün devlet sanki sadece Türklerin devletiymiş gibi davranıyor. Kürtlerin bir kısmı da kendilerini bu devletin sahibi olarak görmüyor. Diyoruz ki bunun ortadan kalkması gerekiyor, Kürtler de bu toprağın, bu ülkenin sahibidir ve bu devletin, bu cumhuriyetin kurucularıdır, eşitlik olması gerekiyor, Türklerin hakkı neyse Kürtlerin de aynı olması gerekiyor. Kürtçenin de devlette kullanılması, anadilde eğitimin önünde hiçbir engel olmaması gerekiyor, bunun için de Türkiye'nin anayasasının değişmesi gerekiyor.
Bunun için de bazı önerilerimiz var, bazı tekliflerimiz var. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemde, yani bir iki ay içinde, siyasi taraflar arasında anayasa değişikliği için bazı ziyaretler olacak, o zaman da önerilerimizi ve görüşlerimizi belirteceğiz, hem siyasi taraflara hem de halkımıza söyleyeceğiz.”
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Anayasa’nın başlangıç bölümünün de değiştirilmesi gerekiyor, Kürtçenin önündeki engelin de kalkması gerekiyor, herkesi Türk olarak tanımlayan vatandaşlık tanımının da değişmesi gerekiyor.
Biz hiçbir unsurun adının içinde yer almaması gerektiğini söylüyoruz, bu topraklarda kim yaşıyorsa hepsi vatandaştır ve yasa önünde eşittir, kimse kimseden ne üstün ne de aşağıdır diyoruz. İlla bazı unsurların adını yazacağız derseniz, eğer Türk unsurunun adı yazılacaksa, Kürt'ün de yazılması gerekir. Evet, başka halklar da var, başka unsurlar da var, 26 tane var.
ŞEYH SAİD VE ARKADAŞLARI İTİBARININ İADE EDİLMESİ GEREKİYOR
Anayasanın değişmesi için bazı adımlar atılmalı, bazı yasalar değişmeli. Bazı idari adımlar var ki atılırsa, anayasa değişikliği de gerekmiyor, nasıl? Örneğin bakanlığın tek bir kararıyla, mesela bazı yerlerin isimleri değiştirilmişti. Ya da Şeyh Said, Palulu Şeyh Said gibi “hain” olarak ilan edilen ama Kürt halkı içinde büyük saygınlığı olan şahsiyetler. 1925'te bir ayaklanma oldu, bu kıyamdan sonra Şeyh Said ve arkadaşları Diyarbakır'da idam edildiler. Biz diyoruz ki hem ailesinden hem de Kürt halkından özür dilenmesi ve itibarının iade edilmesi gerekiyor.
1938'de bir yasa çıktı, İstiklal Mahkemelerinde mahkum olup idam edilenlerin, o hüküm üzerlerinden kalktı, ama Türkiye tarihinden, yeni cumhuriyetten bahseden kitaplarda o yazıların da değişmesi gerekiyor. Yani Kürtleri inciten o kelimelerin çıkarılması gerekiyor. Yani birçok adım var, yavaş yavaş eğer irade varsa, eğer samimiyet varsa adım adım bu konu çözülebilir. (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.