Tarihin ve efsanelerin beşiği: Ağrı Dağı

Tarihin ve efsanelerin beşiği: Ağrı Dağı
Sertaç KAYAR/ÖZEL Kutsal kitaplara, efsanelere ve mitolojik hikayelere konu olan Ağrı Dağı, heybetli görüntüsü ile her mevsim ayrı bir güzelliği...

Sertaç KAYAR/ÖZEL

Kutsal kitaplara, efsanelere ve mitolojik hikayelere konu olan Ağrı Dağı, heybetli görüntüsü ile her mevsim ayrı bir güzelliği ile dikkat çekiyor.

Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı, karlı ve sisli görüntüsü ile görenleri mest ediyor. 5 bin 137 metre yüksekliği ile Nahçıvan ve İran'dan da görülen Ağrı Dağı, görüldüğü her noktadan ayrı bir güzelliğe sahip. 4 ülkenin sınırında bulunan Ağrı Dağı, kar ve sisle kaplı görünümüyle eşsiz bir manzara sunuyor.

Dağın eteklerindeki sudan yansıması ile adeta bir gemiyi andıran dağ hemen yanında bulunan Küçük Ağrı Dağı ile birlikte müthiş bir uyum içinde. Jeolojik konumu ve büyük tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yaptığı belirtilen Ağrı Dağı’nın kutsal kitaplarda da farklı dillerde birçok ismi bulunuyor. Başlıcaları, Ararat, Kuh-i Nuh, Gli Dağ, Cebel-ül Haristir. Marco Polo’nun “Hiçbir zaman çıkılamayacak” dediği dağa ilk tırmanışı, kayıtlara göre 9 Ekim 1829 yılında Prof. Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirildi.  Efsanelere konu olan Ağrı Dağı Kuzeyinde Iğdır Ovası (840 metre) Güneyde Doğubeyazıt ovası (1640 metre) Güney Doğusunda ise sönmüş bir volkan olan Küçük Ağrı Dağı (3896 metre) yükseliyor. Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı volkan dağları arasında ise Serdar Bulağı Platosu bulunuyor. Ağrı Dağı, her mevsimde doğa ve fotoğraf tutkunlarının uğrak merkezlerinden biri oluyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.