“Çiftçi destek göremezse üretemez”
Çiftçiye ve üreticiye gereken değerin verilmediğinden şikayet eden Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, “Dünyadaki çiftçilerle rekabet edebilmemiz için ülkemizin çiftçileri ve üreticileri desteklemesi lazım. Çiftçi destek göremezse üretemez” dedi. Tarıma ve tarıma dayalı sanayiye gerekli teşvikin verilmesi gerektiğinin altını çizen İskenderoğlu, çiftçiye yüksek faizlerle verilen tarım kredilerinin çiftçiyi zor durumda bıraktığını vurguladı
Nurullah Ergün - Rıdvan KÖSEN / Yenigün Özel
DİYARBAKIR YENİGÜN- Geçen hafta yapılan oda seçimleriyle güven tazeleyerek yeniden Yenişehir Ziraat Odası Başkanlığına seçilen Süleyman İskenderoğlu, çiftçilerin yaşamış olduğu sıkıntıları Yenigün’e anlattı. Gübre ve mazot fiyatlarının yüksekliğinden yakınan İskenderoğlu, çiftçiye yeterli desteğin verilmediğini savundu. Tarıma ve tarıma dayalı sanayiye gerekli teşvikin verilmesi gerektiğinin altını çizen Süleyman İskenderoğlu, çiftçiye yüksek faizlerle verilen tarım kredilerinin çiftçiyi zor durumda bıraktığını belirterek, “Çiftçilerimiz ve üreticilerimiz tarım ve kredi kooperatifinde kullandığı kredi ile yüzde 28 faizle ve günü geçmiş ya da borcu varsa yüzde 45 faizle eğer ürünü alıyorsa nasıl üretim yapabilirler ki. Ben bir ziraat odası başkanı olarak tarım kredi kooperatifinin faizle kredi vermesine isyan ediyorum” dedi.
“Gübre fiyatları yüzde 110’a arttı”
Dolar kurunun 5.50’lere çıkmasıyla beraber gübre fiyatlarında yüzde 110’a varan artışın yaşandığını kaydeden İskenderoğlu, “Çiftçilerimizin şuan kullandığı üst gübre diye tabir ettiğimiz amonyum can gübresinin fiyatı bin 50 liradır. Bu fiyat tarım kredi kooperatifinde bin 150 liradır. Yüzde 46 azotlu ürenin fiyatı iki bin ile iki bin 5o lira arasında değişirken bu fiyat tarım kredi kooperatifinde iki bin 150 liradır. Gübre fiyatları böyle olunca çiftçi perişan oluyor. Sadece gübrede değil ilaç fiyatları da çok yükselmiş. Geçen sene 20 dönümde kullandığımız geniş yapraklı kimyevi ilacın deposu 250 lirayken bu sene 390 lira olmuş durumda. Fiyatlarda nerdeyse yüzde yüz artışlar yaşanmış. Dolar kurunun yükselmesiyle normalde pamuk fiyatlarında artış beklenirken pamuk fiyatları 4.10 kuruştan 3.10 kuruşa düştü” dedi.
“Çiftçi perişan bir durumda”
Çiftçinin perişan bir durumda olduğunun altını çizen İskenderoğlu, “1 kilo buğdaya fiyatı 1.50 kuruş olan bir simit alamıyoruz. Önümüzde gübreleme ve ilaçlama sezonu var ama çiftçi perişan olmuş durumda üreticilerimizin hali ne olacak diye kara kara düşünüyoruz. Mazot fiyatlarına da dokunacak olursak litresi 6 liraya dayanan mazotla üretici nasıl üretebilir ki, ülke ekonomisine nasıl kalkma değer sağlayabilir ki. Pamuk desteklemesinin en az 1.10 kuruş olmasını, Mısır desteklemesinin en az 10 kuruş yapılmasını, buğday primini 15 veya 20 kuruşa getirilmesini istiyoruz. Bizim dünyadaki çiftçilerle rekabet edebilmemiz için ülkemizin çiftçileri ve üreticileri desteklemesi lazım. Çiftçi destek göremezse üretemez. Üreticiye hiç destek verilmiyor demiyorum ama çok az destek veriliyor. Örneğin sertifikalı tohumda kendi buğdayımızı 1 lira civarına sattık şimdi aynı tohumu 2 lira 20 kuruşa satın alıyoruz. Şimdi sertifikalı tohuma 400 lira destek veriliyor biz sertifikalı tohumda yüzde 52 hibe istiyoruz. Çiftçi üretici subanse istiyoruz. Bizim dünyadaki çiftçilerle rekabet edebilmemiz için destek lazım biz desteği görmezsek dışarıdaki çiftçilerle rekabet edemezsek tüketimde dışa bağımlı kalacağız” diye konuştu.
“Silvan Barajı biran önce bitmeli”
“Bizim normalde ürünleri ihraç etmemiz lazımken şuan ithal ediyoruz” diyen Süleyman İskenderoğlu şunları söyledi;
“Kendimize yetebilmemiz için gerekli olan projelerin zamanında bitmesi gerekirdi. Özellikle yanı başımızdaki Silvan Barajı ile 2 milyon 350 bin dönüm tarla suya kavuşursa sadece bölgemiz için değil Türkiye’nin refahını yükseltir. Diyarbakır Valiliğinin yaptığı fizibilite ve çalışmalara bakılırsa doğrudan 300 bin dolaylı 500 bin insanın yararlanacağı söyleniyor ve yıllardır bitmiyor. Silvan Barajı bitmiş olsa ülke ekonomisine ciddi anlamda katma değer sağlayacak. Bizim 1 kilo pamuğumuz varsa 1 kilo da ithal ediyoruz. Peki biz niye dışarıdan ithal ediyoruz. Kendimiz üretelim bu para bize kalsın. Geçen gün hesapladım sadece pamuk için dışarıya 8.8 milyar para vermişiz. Eski kurdan hesapladım bunu şimdiki döviz kuruyla hesaplamam matematiğim yetmez. Hibrit tohumundan kurtulup yerli tohuma mutlaka destek verilmesi lazım.”
“Dışa bağımlılıktan kurtulmamız lazım”
Sadece üretime değil tarıma dayalı sanayiye de gerekli desteğin verilmesi gerektiğine dikkat çeken Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, “Dışa bağımlılıktan kurtulmamız lazım. Sadece üretime değil tarıma dayalı sanayiye de destek verilmesi lazım. Teşvikler çıkartıldığı zaman tarım göz önünde bulundurulmalı. Çünkü bölgemiz tarım ve hayvancılık bölgesidir. Birkaç çır çır fabrikasından başka da sanayimiz yok. Devlet büyüklerinden istirhamımız mevcut olan projelerin bitirilmesi. Ekstradan bir proje istemiyoruz. Örneğin projesi devam eden Kralkız Barajı’nın ve Silvan Barajının bitirilmesini istiyoruz. Bu projeler bitirilirse bölgeye hem iş kapısı hem üretim hemde katma değer sağlanacak. Bu projelerin bitirilmesi birçok maddeye kaynak olan pamuğun üretiminde artış yaşanır. Pamuk arazileri bir nevi fabrikalar gibidir. Pamuk üretiminde insanlara iş imkanı sağlanıyor. Bunun sulamacısı var çapacısı var toplayıcısı var. Fakat buğday böyle değil. Su hayattır sözü boşa söylenilmemiş. Mutlaka bu projelerin bitirilmesi lazım” ifadelerini kullandı.
“Çiftçiye tefeci gibi yüzde 28 faizle kredi veriliyor”
Çiftçiye verilen tarım kredilerinin yüksekliğinden de şikayet eden İskendenoğlu sözlerini şu şekilde tamamladı;
“Çiftçilerimiz ve üreticilerimiz tarım ve kredi kooperatifinde kullandığı kredi ile yüzde 28 faizle ve günü geçmiş ya da borcu varsa yüzde 45 faizle eğer ürünü alıyorsa nasıl üretim yapabilirler ki. Tarım kredi kooperatifleri çiftçinin sermayesi ile kurulmuş bir kurumdur ve o kurum çiftçiye tefeci gibi yüzde 28 faizle kredi veriyor. Eskiden toprak mahsulleri ofislerinin üzerine ‘Ofis çiftçinin kara gün dostudur’ yazardı. Tarım kredi kooperatifide normalde öyle olması lazım. Ben bir ziraat odası başkanı olarak tarım kredi kooperatifinin fazile kredi vermesine isyan ediyorum. Faizlerin geçen yıl gibi yüzde 8’e çekilmesini ve düşürdükleri kredi limitlerinin geri tahsis edilmesini istiyoruz. Biz bu şekilde üretemeyiz her geçen yıl biraz daha dışa bağımlı olacağız. Bizim amacımız daha fazla üretim yapmak ve ülke ekonomisine destek olmak. Arazilerimiz suya kavuşursa kanal projelerinde sona yaklaşılırsa sadece Diyarbakır için değil ülke geneli için söylüyorum artık ithal eden değil ihraç eden konumuna geliriz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.