BBC'den Alessandra Corrêa’nı haberine göre Kerr, bu tecrübenin ölümden haftalar öncesinde başladığını ve ölüm yaklaştıkça sıklığının arttığını söylüyor. Kerr’e göre hastalar hayatlarındaki önemli anları tekrar yaşayabiliyor; ya da yıllar önce ölen anneleri, babaları, çocukları ve hayvanlarıyla konuşulabiliyor.
Hastalar için bu tasavvurlar gerçek ve yoğun bir his yaratıyor; hastaların huzura kavuşmasını sağlıyor.
Kerr, “Bu ilişkilerin anısı çok anlamlı ve rahatlatıcı bir şekilde geri geliyor, yaşadıkları hayatı kıymetli kılıyor ve ölüme dair korkuyu azaltıyor” diyor. Kerr, hastaların tutarsız ya da kafası karışmış olmadığını söylüyor.
Fiziksel sağlıkları kötüleşse de, duygusal ve ruhsal olarak bilinçli olduklarını vurguluyor.
Ancak bazı doktorlar bu durumu halüsinasyon ya da bilinç bulanıklığı olarak tanımlıyor; daha çok bilimsel araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.
Kerr’e göre bu tecrübelerin nedeni çok da önemli değil, ancak hastaların içinden geçtiği süreç önemli. Kerr’in yaptığı araştırmalara göre insanların yüzde 88’i bu tecrübelerden en az birini yaşamış.
Hastaların üçte biri ise seyahat ettiğini görüyor; kaybettikleri insanlarla yeniden iletişime geçiyor. Rüyalarında gördükleri kişiler ise daha çok kendilerini hayatları boyunca desteklemiş ve sevmiş kişiler oluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.