Bir pazar ve daha ötesi...
Gördüğü şiddeti ret eden ve sekiz yıl önce “erkek işi” denilerek dışlandığı pazarda tezgâh açıp çalışmaya başlayan Fatma Topval, sadece pazarcılık yapmıyor, şiddet gören müşterilerine bir kapı aralıyor
YENİGÜN HABER - Toplumsal cinsiyet eşitliği tartışmalarının sürdüğü 21’inci yüzyılda kadınlar, hala kimlik mücadelesi veriyor. Erkeklere ve kadınlara farklı toplumsal görevlerin yüklendiği bir dönemde ortaya çıkan “kadın-erkek işi” ayrımı günümüzde de etkisini sürdürüyor. MA’da yer alan habere göre çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet rollerinin birçok etkisiyle karşılaşan kadınlardan biri de Fatma Topval. Yaşamının her döneminde maruz kaldığı erkek şiddetini kimi zaman eşi tarafından fiziki olarak, kimi zaman da iş yaşamında sözlü ve psikolojik olarak yaşadı. Bir süre sonra yaşadığı şiddete karşı çıkan Topval, önce eşinden boşandı ardından da “erkek işi” denilerek dışlandığı pazarcılığa başladı.
Yeni başlangıç
Henüz çocuk yaşta ekonomik nedenlerden ötürü göç ettiği İzmir’de yine çocuk yaşta evlenen Topval’ın üç kız çocuğu oldu. 18 yıl boyunca şiddet gördüğü eşinden boşanan Topval, göçtüğü topraklara tekrar geri döndü. Antalya’da turizm sektöründe çalışan Topval, eşinden ayrılıp Diyarbakır’a geldikten sonra 2013 yılında Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yönetimindeki Jiyan Semt Pazarı’nda bir tezgâh açarak pazarcılığa başladı. Pazarcılık yapan kadınların özellikle sebze ve meyve hallerinde satış yapan erkeklerin cinsiyetçi söylemlerine maruz kaldığını belirten Topval, “Bizim buralarda kadının çalışmasına sıcak bakmıyorlar. Kadın olmak zaten zor ancak bu zorluk bölgede kendini daha çok gösteriyor” dedi.
50 kadından 150 kadına
Pazar esnafı olarak erkek pazarcılara karşı büyük bir mücadele verdiklerini dile getiren Topval, “Pazarda sadece ‘erkekler çalışır’ diye bir kural yok. Ancak üzerimde psikolojik bir baskı vardı. Laf atanlar oluyordu, soru sorduğumda dalga geçenler oluyordu. Hatta bir defasında sebze meyve haline gittim, domatesin fiyatını sordum, adam beni dilenci zannetti ve kovdu. Onlara göre kadın esnaf olmazdı çünkü” diyerek buna benzer birçok yaklaşımla karşılaştığını ifade etti. 50 kadınla başladıkları pazarcılıkta kısa sürede 150 tezgâha çıktıklarını kaydeden Topval, erkek pazarcıların bu noktadan sonra artık kendilerini kabullenmek zorunda kaldığını belirtti.
Sadece pazar değil…
Topval, sadece pazar esnaflığı yapmıyor aynı zamanda pazara gelen kadın müşterilerin dertlerine ortak olup çözüm bulmaya çalışıyor. Pazara gelen kadın müşterilerle aralarında esnaf müşteri ilişkisinden öte bir bağ kurulduğunu kaydeden Topval, yaşadığı bir anısını şöyle paylaştı:
“Bu pazar bizim için sadece iş alanı, ekmek kapısı değil. Buradan bir kadın geçince morali bozuk veya yüzünde darp izleri varsa, peşinden koşarız ve onun derdini öğrenmeye çalışırız. Bir gün bir kadın tezgâhımın önünde başı önde yüzünü gizleyerek geçti. Dikkatli baktım, gözlerinin altı mordu. Yaşadığım şiddeti hatırladım. Peşinden koştum, bir sorunu var mı diye sordum. Gözlerime baktı ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı. ‘Bana kimse yardımcı olamaz’ dedi ve gitti. Ancak peşini bırakmadım ve öğrendim ki kadın eşinden şiddet görüyor. Ailesinin onayı olmadan evlendiği için ailesinin yanına gidemiyormuş. Pazardaki kadınlarla sorununa çözüm bulduk. Şuan durumu iyi. Bu şekilde iş imkânı sunduğumuz kadınlar da oldu. Sadece ekmek parası kazanmak için burada değiliz, bu pazar kadınlar için çok değerli” diye belirtti.
‘Mağduru oynamam’
Kadınlar için ayrılan pazar yeri için erkek esnaflara karşı verdikleri mücadeleyi anımsatan Topval, yaptıkları eylemler sırasında bazı görüntüleri basına yansıdıktan sonra dizi ve program yapımcılarından projelerinde yer alması için teklif geldiğini ancak "mağdur kadını oynamam" diyerek ret ettiğini anlattı.
‘Duvarları aşın’
Kendini, “güçlü kadın” olarak tanımlayan Topval, “Eğer direnmeseydim, hala o şiddet dolu hayatı yaşıyor olacaktım” diyerek şiddet görüp sessiz kalan kadınlara da çağrıda bulundu. Şiddet gören her kadının sessiz çığlıklarının artık duvarları aşması gerektiğini dile getiren Topval, “Psikolojik ve ekonomik olarak, fiziksel şiddet görerek bastırılan kadınlar, artık ses çıkarmalı, yaşamları için mücadele etmeli. Başarının yarısı ayağa kalkıp o ilk adımı atmaktır. Kadınlar çok güçlü, sadece korkmasınlar” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.