2019 Mart Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi
10- Denizli’de 3 Metrelik İmparator Trajan Heykeli Bulundu
Laodikya Antik Kenti’nde bulunan heykelin MS 113 yılında yapıldığı düşünülüyor. Denizli’deki Laodikya Antik Kenti’nde devam eden kazı çalışmalarında MS 113 yılında yapılan Roma İmparatoru Trajan heykeli bulundu. 356 parça halinde gün yüzüne çıkarılıp birleştirilen heykelin yanında bir de elleri arkadan bağlı Dacialı düşman askeri tasviri yer alıyor. 3 metre boyunda olan ve üzerinde semboller bulunan heykelin özellikleri bakımından dünyada eşi ve benzerinin bulunmadığı belirtildi. Heykelin üzerinde zırh ve ayrıca düşmanlara karşı acımasız ancak dostlara karşı koruyucu, dostluk ve bereketi anlatan, sanatı koruyan ve güçlü bir imparator olduğunu anlatan simgeler bulunuyor.
9- İbni Sina’nın İrlandaca’ya Çevrilmiş Yazısı Bulundu
İbni Sina’nın eserinden İrlanda diline çevrilmiş el yazması. İbni Sina tarafından yazılan Tıbbın Kanunu kitabından İrlanda diline tercüme edilmiş bir el yazması, başka bir kitaba dikilmiş olarak bulundu. Söz konusu el yazması metin, aynı zamanda Ortaçağ İrlanda’sındaki tıbbın, Avrupa’nın geri kalanına ayak uydurduğunu gösteriyor. Hekim İbn Sina’nın ufuk açıcı kitabının 15. yüzyılda çevrilmiş parşömen el yazması, daha sonraki bir dönemde yazılmış olan kitabı bağlamak için kullanılmış.
8- 2.500 Yıllık Mezarda Kırılmamış Yumurtalar Bulundu
Kap dolusu yumurta, 2500 yıllık bir mezar kabında bulundu. Arkeologlar, Çin’in Changzhou kentinde, 2.500 yıl öncesine tarihlenen bir mezarda kap dolusu kırılmamış yumurta buldu. Nanjing Müzesi Arkeoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, bir kapakla kapatılmış olan çömlek kavanozun, Liyang ilçesinde yer alan Shangxing Kasabası’ndaki büyük bir mezarda bulunduğunu söylüyor. Yumurtaların evcil tavuklardan veya sülünlerden olup olmadığı şu anda net değil.
7- Bulunan Batık, Heredot’un Haklılığını Kanıtladı
Bir arkeolog, batık liman şehri Thonis-Heracleion çevresindeki sularda keşfedilen bir batığın omurgasını inceliyor. C: Christoph Gerigk/Franck Goddio/Hilti Foundation Mısır’daki Thonis-Heraclion batık şehrinde bir tekne bulan arkeologlar, yaklaşık 2.500 yıl sonra Heredot’un haklı olduğunu anladı. MÖ 5. yüzyılda, Yunan tarihçi Herodot Mısır’ı ziyaret etti ve Nil’de olağan dışı nehir tekneleri olduğunu yazdı. Antik dünyanın ilk büyük anlatı tarihi olan Historia’nın yirmi üç satırı, bir ‘baris’in yapısının karmaşık tanımına adanmıştı. Asırlardır akademisyenler Heredot’un kayıtlarını tartışıyor, çünkü böyle gemilerin var olduğuna dair hiçbir arkeolojik kanıtlar hiçbir zaman bulunamadı. Ancak artık var.
6- Tarım, F ve V Harflerini Söyleyebilmemizi Sağladı
Solda Romanya’dan bir kadın, kenar-kenara dişlere sahip. Sağda Avusturyalı bir Bronz Çağı erkeğinin üst dişleri alt dişlerinden hafif önde. İnsanlar tarımın yayılmasından sonra işlenmiş gıdalara geçtiğinde, dişlerinde daha az aşınma ve yıpranma meydana geldi. Bu, çenelerinin gelişimini değiştirdi. Birkaç bin yıl içinde, üst dişlerin alt dişlerden hafif önde olması, tarım kültürlerinde yaşayan insanların “f” ve “v” gibi sesleri söylemelerini kolaylaştırarak, yeni kelimelerden oluşan bir dünya yarattı. Tartışmalı bir araştırmaya göre, “f” ve “v” seslerinin kullanımındaki artış için tarımla birlikte gelen yumuşak gıdalara teşekkür edebilirsiniz. Söylendiği gibi, ne yersek oyuz, peki kimliğimizin bu yönü konuştuğumuz dilleri de taşıyor mu?
5- İrlanda’daki Bataklıkta 3.500 Yıllık Tereyağ Bulundu
İrlanda’daki bataklıklarda bulunan gömülmüş tereyağlar, bu geleneğin tam 3.500 yıl öncesine dayandığını gösteriyor. Yüzlerce yıldır, kuzey Avrupa’daki turba bataklıklarında çalışan insanlar, tahta kaplardan hayvan mesanelerine kadar birçok şeye sarılmış gizli tereyağlara rastladılar. Bunların amaçları hala tartışılıyor olsa da, yeni araştırmalar bu tereyağların kaynağını ortaya koydu.
4- Romalı Askerlerin Çizdiği Müstehcen Çizimler Bulundu
Fallik grafitiler, Hadrian Duvarı boyunca oldukça yaygın. MS 3. yüzyılda Hadrian Duvarı’nı tamir eden bazı Romalı askerler, kendilerini ikincil bir faaliyetle eğlendirmişti: müstehcen grafitiler yapmak. İngiltere’nin kuzeyinde uzanan 117 kilometre uzunluğundaki bir taş bariyer olan Hadrian Duvarı, İmparator Hadrian için MS 128 yılında tamamlandı. Ordu, MS 207 yılında Cumbria’daki Gelt Woods’ta duvarda bazı onarımlar gerçekleştirdi ve bir kum taşı ocağında kelimeler ve çizimler kazıdı.
3- 4500 Yıl Önce İspanya’daki Erkeklerin Genleri Yok Olmuş
Eski avcı-toplayıcıların bu iskeletleri (kardeşler), araştırmacıların İspanya ve Portekiz’den oluşan İber Yarımadası’nın şaşırtıcı derecede karmaşık bir genetik resmini keşfetmelerine yardımcı oldu. C: Julio Manuel Vida Encinas Günümüz Portekiz ve İspanya’sında yapılan antik DNA çalışması, Bronz Çağ'da yerel erkeklerin gen havuzundan neredeyse tamamen çıktığını gösteriyor.
Yapılan yeni araştırmada 111 popülasyon genetikçisi ve arkeologdan oluşan bir grup, İber Yarımadasında 8.000 yıllık genetiğin haritasını çıkardı. Bol miktarda genetik karmaşıklık gösteren bir tablo ortaya çıktı.
2- Büyük Tanrılar Uygarlıkların Yükselişinden Sonra Ortaya Çıktı
Budizm'de, karma kavramı, bencil olmayan davranışları uygulatarak ahlak öğreten bir tanrının rolünü oynuyor olabilir Geçmiş toplumların bilgilerini içeren bir veritabanını kullanarak yapılan araştırma, ahlak öğreten büyük tanrıların karmaşık toplumların yükselişinden sonra geldiklerini ortaya çıkardı.
Sosyal yapı, din ve diğer alanlarda dünya tarihi boyunca yüzlerce toplumun standart hale getirilmiş bir veri havuzu olan “Seshat: Global Tarih Veri Tabanı”nın kullanıldığı bu çalışmada araştırmacılar ahlak öğreten tanrılar hipotezini test etmek için dünya üzerinde 30 farklı bölgeden son 10.000 yılda yaşamış 414 toplumdan gelen verileri sistematik bir şekilde kodlayıp analiz ettiler.
1- Anadolu’nun İlk Çiftçileri, Tarımı Benimseyen Yerel Avcı Toplayıcılardı
15.000 yıllık bir Anadolu avcı toplayıcısının mezarı.
Avrupa’ya tarımı getiren ve günümüzdeki Avrupalıların en büyük atasal bileşenini oluşturan Anadolu’nun ilk tarımcıları, bölgenin yerel avcı toplayıcılarının soyundan gelmiş.
Yani tarım ilk olarak Bereketli Hilal’de keşfedilmiş, daha sonra Anadolu’daki avcı toplayıcılar herhangi bir göç almadan tarımı benimsemiş ve Avrupa’ya göç ederek tarımı götürmüşlerdi. Araştırmacılar, tarih öncesinden sekiz kişiyi analiz etti. Sonuçlar, ilk Anadolu çiftçilerinin, doğrudan yerel avcı toplayıcıların soyundan geldiğini ortaya koydu. (Arkeofili)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.