Esnek yaşam - II

Kendi menfaatimiz için doğayı katledip insanlarla, topluluklara birlikte katliamlara mı uğratırdık?

Ve ya herkesin alabildiğince insanlaşma çabasında birer amele olduğu ve herkes, her gün bu çabada ısrar ettiğini mi görürdük?

Belki bir toplumda gördüğüm gibi her an her yerde, dere kenarında, bir ağaç dibinde, bir yamaçta, bir yeşil ortamda birkaç kişi birleşip hemen halay çekebildiği yaşamın farklı bir sahnesini mi görürdük.

Gelin bu kaçmamış fırsatların yaşama şansını yaşama geçirelim ki insanın insan olma öznesinden uzaklaşmasın.

Gelin her kes yaşama, doğaya yeni bir ağaç ekelim ve her kes kendi diktiği ağacıyla anılsın, gittiği her yere semanın bir parçası olarak diktiği ağacı kafasını üzerinde slayt biçimde taşıyacakmış gibi hassas davransın.

Biliyorum yeni çabaların tümü emek ister ve bu emeği sürekli ortaya çıkarmadığın zaman geride kalırsın, rijitleşirsin, sertleşirsin, yaşama ortamını daraltırsın ve bir süre sonra bir bakmışsın ki yaşama ortamını kaybetmişsin ve muhtaç olmuşsun.

Artık derinlerdeki bütün insancıl duyguların tümünü de çekip gökyüzüne çıkarsan da; geç kalmışlık sendromundan kurtulamazsın.

Mükemmel yapılan bir işin ardından son bir kez daha gözden geçirilmeye ihtiyaç vardır duygusu insanı yiyip bitirdiği acınası tablo asimanda asılı kalır

Anlattıklarım çok mu zor ve ya imkânsız ve akıl dışı mı? Hayır.

Bir annenin çocuğunu büyütürken hangi inanç ve ısrarı, sabrı devreye koyduğunu düşündüğümüzde; talep edilenlerin hiçbir tanesi akıl dışı ve uçuk değildir.

Hiçbir tanesi bu asla olmaz, gerçekleşmez bir taleptir denemez, düşünsenize bir savaşın ilk çıktığı zaman; yaşam olağan ve ortalık sütliman, o ortamda savaş başladığında hangi duygular devreye girer? Hangi olağan akıcılık sekteye uğrar? Hangi beklenti sonlanır ve ya savaş isteyenlerin hangi beklentileri yaşam bulur?

Bu kadar zoru başaran insanlar; neden yine kendi üretimi olacak esnek yaşamı, empati yaşamı, her gün insanlaşma çabasındaki yaklaşım tarzını devreye koymasın.

Her kesin kendi işinde olduğu, haşin duyguların üretim öncesi sahnedeki kurt ile kuzunun beraber yaşadığı ortamı istemesin

Biraz daha dikkat; olumluya, doğruya biraz daha inanç ile yaklaşım; hayalini kurduğumuz yaşamı bir yorgan gibi insanlığın üstüne, dünyamızın üstüne örtebiliriz.

Savaş yok,

Sertlik yok ve esnek yaşam dünyaya hâkim olur.

Yoksa ayağına, eline batmış dikenin acısını sızısını ömür boyu çekersin.

Çok mu zor?

İkisine de ramak kadar yakınız, bir el atımlık, bir adım kadar. (SON)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi