Zamlar yeme-içme sektörünün satışlarını düşürdü

Zamlar yeme-içme sektörünün satışlarını düşürdü
Üzerlerinden henüz salgın yükünü tam anlamıyla atamayan, yılbaşı itibariyle doğalgaz, akaryakıt, gıda ürünlerindeki artış, asgari ücret, elektrik...

Üzerlerinden henüz salgın yükünü tam anlamıyla atamayan, yılbaşı itibariyle doğalgaz, akaryakıt, gıda ürünlerindeki artış, asgari ücret, elektrik ve ambalaj gibi birçok kalemde yapılan zamlar zor günler geçiren yeme-içme sektörünü etkiledi.

Temel gıda ürünlerindeki artışlar vatandaşın cebini yakarken, yeme-içme sektörünün maliyetlerini de önemli ölçüde artırdı.

Gıda, elektrik ve doğalgaz gibi birçok kalemde yapılan zamlar vatandaş ile birlikte lokantacıları da kara kara düşündürüyor.

Artan gıda, kira, enerji, ambalaj ve işçi maliyetlerinin ardından zor günler geçirmeye başlayan yeme-içme sektörü zor günler geçiriyor. Maliyetlerdeki artış nedeniyle yemeklerin ücreti de artarken, halk artık lokantalara ve restoranlara gidemez oldu.

Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de yeme-içme sektörü artan maliyetler ve satışların aşırı derecede düşmesinden dolayı zor günler geçiriyor.

Gastronomi kenti Gaziantep’te baklavanın kilosu 200 liraya kadar çıkarken, kebap çeşitlerinde fiyatlar tavan yaptı. Bir dürüm ciğer kebabı 30 liranın üzerinde satılırken, beyran ve paçanın fiyatı ise 38 liraya kadar yükseldi.

Yemeklerin fiyatının yükselmesini artan maliyetlere bağlayan lokanta ve restoran yetkilileri, zamların esnaf gibi halkı da mağdur ettiğine vatandaşların artık lokanta ve restoranlara uğrayamaz olduğuna dikkat çekti.

Vatandaşların alım gücünün düşmesiyle birlikte dışarıda yemek yeme alışkanlığının da zayıfladığını belirten lokanta ve restoran yetkilileri, salgın sürecini arar olduklarını ifade etti.

Gaziantep’in en işlek semtlerinden Kalealtı’nda lokanta işleten Şevket Çelik, ekonomide yaşanan krizin fiyatlara da yansıdığını söyledi.

“Vatandaşta para yok”

Zamların lokantaların maliyetlerini de önemli ölçüde artırdığını belirten Çelik, bütün maliyetlerin aşırı derecede arttığına dikkat çekerek, “Tavuk, yağ, pirinç fiyatı arttı. Şu anda çorba 18 TL oldu. Fakat biz 14 liraya satıyoruz. Paça 38 TL oldu, biz 33 lira satıyoruz. Milletin alım gücü de gittikçe düşüyor. Tenekesini 430 liraya aldığımız yağ 800 lira oldu. Pirincin 1 kilogramını 9 liraya alıyorduk, şu anda 15 lira oldu. Kuzu kellesi 25 liraydı, şu anda 35 lira oldu. Biz bir beyranı 38 lira satamayız. Kebabın porsiyonu 60 lira olmuş ama bize 50 lira satıyoruz. Buna rağmen işlerimize düşüş var. Gaziantep'e dışarıdan gelenler yemek yiyor. Fakat Gaziantep halkı yemek yiyemiyor. 4 kişi yemek yemeye gelse 200 lira yapıyor. Diğer yiyeceklerle birlikte 300 lirayı geçecek. Böyle olunca da vatandaş dürüm yemek zorunda kalıyor.” dedi.

“Bu zamlara bir çare bulmaları lazım”

Zamlarla baş edemediklerini belirten Halil İyikörükçü, “Fiyatların önüne geçemiyoruz. Her gün zam geliyor. Kilosunu 60 liraya aldığımız etin fiyatı 65-70 lira derken 80 lira oldu. Etin kilogramı 100 lira olsa, bizde ona göre belli bir oranda zam yaparız ve hiç olmazsa belli bir fiyat olur. Maliyetler arttı, para kazanamıyoruz. Doğalgaz kullanıyoruz ama tüp fiyatları da arttı. Tüp kullanan esnaflarımız zorluk çekiyor. Bir porsiyon kebap 55 lira oldu. Aslında gidişat iyi değil. Bu zamlara bir çare bulmaları lazım. Müşteri bugün geliyor ama yarın gelmez, hazırdakini tükettiği gibi artık gelemezler.” ifadelerini kullandı.

“Pandemi sürecini arar olduk”

Son zamlarla birlikte birçok ürünün fiyatının yüzde 100-200 oranında arttığını belirten Ali Aydın İyikörükçü, ancak maliyetlerdeki artışı aynı ölçüde yemek fiyatlarına yansıtamadıklarını ifade ederek şunları söyledi:

“İşçi maaşları arttı. Elektrik zamları zaten başını aldı gidiyor. Doğalgaz faturaları aynı şekilde çok yüksek geliyor. Bakliyat ürünleri bayağı yükseldi. Enflasyon yüzde 70-80 arttıysa biz bu oranı yüzde 20 ancak yansıtabiliyoruz. Çünkü daha fazla yansıtamıyoruz. Vatandaşın bize tepkisi çok farklı oluyor. sonuçta vatandaş yemek yiyecek. Un ve ekmek fiyatları da aşırı yükseldi. Şu durumda para kazanamıyoruz lokantacılar olarak çok zor durumdayız. Satışlarımız çok düştü. Kâr oranlarımız çok düştü. Sadece ayakta durmaya çalışıyoruz. Bir an önce bu zamların minimum seviyeye düşmesini ve normalleşmesini bekliyoruz. Yemek fiyatları artınca satışlarımızda düştü. Pandemi sürecini arar olduk.  Zaten kış mevsimindeyiz. Vatandaş yemek yiyor ama 3 çeşit yemek yerine sadece bir çeşit yemek yiyebiliyor. Kebap yerine çorba içiyor. Vatandaş bir şekilde karnını ekmek peynirle de olsa doyuruyor. Ama bu zamlar olmasa, vatandaşın cebinde para olsa kebap yer. Ailesi ile gelir yemek yer. Vatandaş biz de mağduruz.”

“Vatandaş bir dürüm bir ayran bile alamıyor”

İş yerlerinin kapatmamanın mücadelesini verdiklerini belirten Uğur Demirsan, “Biz üzülüyoruz. Çünkü lokantaya girenler içeri girmeden önce karınlarını doyurmak için bir ekmeğin fiyatının ne kadar olduğunu soruyorlar. Vatandaş bir dürüm bir ayran bile alamıyor. Her gün her şeyin zamlanması bizim de elimizi ayağımızı bağlıyor. Artık biz utanıyoruz. İnsanlara her gün farklı fiyat söylemek durumunda kalıyoruz. Zam yapmıyoruz biz zarar ediyoruz. Artık iflasın eşiğine geldik. Tüpe her hafta zam geliyor. Ekmeğe son 3 ay içerisinde 4 defa zam geldi. Her şeye zam geliyor. Yağa aşırı zam geldi. Yağ, patates, domates ve biber alamıyorum. Alınca fiyata yansıtmamız lazım. Ama fiyata da yansıtsak olmuyor. Bu gidişat insanları açlığa sürüklüyor. Satışlarımızda yüzde 30 civarında bir düşüş var. Aldığımız her şeye tepeden tırnağa zam geldi. Ama bu zamları her gün yansıtamıyoruz. Fakat biz malzemelerimizi her gün zamlı almak zorunda kalıyoruz. Böyle devam ederse vatandaş artık yemek yiyemez. Esnaf da kepenk kapatır.” diye konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.