‘DEDAŞ camileri ticarethane gibi görüyor’
Diyarbakır’daki birçok caminin borçları nedeniyle elektriklerinin kesilmesine tepki gösteren, DEVA Partisi Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Üyesi Yazar Devran Yiğit Sinanoğlu, DEDAŞ’ın Allah’ın evi olan camileri, ibadethane yerine ticarethane gibi gördüğünü söyledi. Camilerin elektriklerinin kesilmesinin kabul edilir bir durum olmadığının altını çizen Sinanoğlu, Diyanet İşleri Bakanlığı’nı göreve davet etti
Foto: Arşiv
Tarık Othan / Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Diyarbakır İl Yönetim Kurulu Üyesi Yazar Devran Yiğit Sinanoğlu, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. 'nin (DEDAŞ) camilerin elektriklerini kesmesine tepki gösterdi. Sinanoğlu, “Diyarbakır'da bulunan bazı camilerde yaşanan ekonomik kriz nedeniyle cemaatten yeterince para toplanamayınca camilerin elektrik faturaları ödenmediği gerekçesiyle DEDAŞ tarafından elektrikleri kesildi. DEDAŞ; camileri, ibadethane yerine ticarethane gibi görüyor. İnsanlar camilere ibadet etmek ve kulluk vazifesini yerine getirmek için gidiyor. Her ay düzenli bir şekilde para toplayıp, elektrik faturalarını yatırmak için gitmiyor. Zaten ülkede ciddi bir ekonomik kriz var, insanlar zaruri ihtiyaçlarını karşılamakta bile zorlanırken, camii faturalarını nasıl ödesinler?” dedi.
‘İbadet özgürlüğü kısıtlanamaz’
DEDAŞ’ın insanların ibadet özgürlüklerini kısıtladığını savunan Sinanoğlu, kişi veya kurumların insanların ibadet özgürlüklerini kısıtlamaya hakkının olmadığını vurguladı. Sinanoğlu şunları kaydetti;
“İbadet özgürlüğü, bir bireyin ya da toplumun, kamusal veya özel alanda dinini veya inancını yerine getirme, uygulama, ibadet etme ve öğretme özgürlüğünü destekleyen bir ilkedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 18. maddesine göre 'Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadetle izhar etmek hürriyetini içerir. '
‘Diyanet işleri görevini yerine getirsin’
Camiler Allah'ın evidir, huzur-u şerifin makamıdır, tebaa'nın omuz omuza aynı safta durduğu en güzel örneklerinden biridir. İnsanların kulluk vazifesini yerine getirdiği ibadethanelerdir. Bir yandan günde beş vakit ezan okunup, insanları camiye davet edecek, bir yandan da DEDAŞ elindeki yetkiyi kullanıp bu davete icabet eden camii cemaatine engel çıkartacak. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. En üzücü olanı ise muhafazakar olan her alanda her fırsatta dini kullanan iktidar bu duruma seyirci kalmasıdır. Hiç bir yetkilinin bu duruma müdahale etmemesidir. Diyanet işleri başkanlığının sorunu çözmemesidir. Diyanet işleri başkanlığı çıkıp faizi helalleştireceğine, Diyanet işleri başkanı milyon TL'lik arabalara bineceğine, siyasi söylemlerde bulunacağına camilerimizin ve camii cemaatinin sorunlarıyla ilgilensin. Asli görevini yerine getirsin. Halkın ibadetlerini özgür yapabilmesi için camiler başta olmak üzere tüm ibadethanelerin giderlerinin devlet tarafından karşılanması gerekiyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.