Artan maliyetler ve kuraklıktan şikayet eden çiftçiler iş bırakıyor: 90 hanelik köy, 25 haneye düştü
Diyarbakır’da, artan yem fiyatları, elektrik ve su faturalarının yüksek gelmesinden şikayet eden çiftçilerden kimi ticareti bıraktı, kimi de köyden kente göç ediyor. Köy muhtarı Zeki Alakuş “Köyümüz 90 handeden 25 haneye düştü. Çünkü hayvancılık çiftçilik bitti. Herkes şehirlere göç ediyor” diyor.
YENİGÜN HABER - Türkiye genelinde etkili olan kuraklık ve yüzde 300’e yakın artan maliyetler, tarım ve hayvancılığı olumsuz etkiledi. Artan maliyetler ve kuraklık nedeniyle arayışa giren çiftçilerden kimi ticareti bıraktı, kimi de köyden kente göç ederek farklı meslek arayışına girdi. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre Türkiye'de 2009 yılında 1 milyon 16 bin 692 çiftçi kayıtlıyken, 2021'in Haziran ayı itibariyle bu sayı 541 bin 346'ya düştü.
Çiftçiler, artan yem fiyatları, elektrik ve su faturalarından şikayetçi
İklim değişikliği ve kuraklığın yanı sıra dövizdeki dalgalanmayla birlikte artan maliyetlerin altından kalkamadığını söyleyen çiftçiler, her geçen gün çalışamaz duruma geldiklerini söylüyor. Verim kaybının yüzde 90’a yakın olduğu Diyarbakır’da tarım ve hayvancılık konusunda yaşanan gerileme dikkat çekiyor.
’Hayvancılık, çiftçilik bitti'
Diyarbakır’ın Sur İlçesine bağlı Harmanlar Köyü’nde tarım ve hayvancılıkla geçinen köylüler durumdan şikayetçi. Sputnik’ten Sertaç Kayar’a konuşan köyün muhtarı Zeki Alakuş, önceki yıllarda 90 hane olan köyün, şu an 25 haneye düştüğünü söylüyor. Nedenini “Çünkü hayvancılık, çiftçilik bitti” diyerek açıklayan Alakuş “Herkes şehirlere göç ediyor. Mesela benim eskiden 300 küçükbaş hayvanım vardı ama şuan sadece 30 tane kaldı. Ahırım boş, çünkü zarar ediyoruz. Yem pahalanmış, saman pahalanmış, süt ve peynir ucuz. Bizden alınca ucuz ama marketlerde pahalı” şeklinde konuştu.
‘İnsanlar artık bu işi bırakmaya başladı’
Zarar ettiklerini söyleyen Alakuş, şunları söyledi: “Biz zararına çalışıyoruz, zararına çalışan bu işi yapar mı? İnsanlar artık bu işi bırakmaya başladı. Böyle yürümüyor. Tarım çiftçilik bu şekilde işlemiyor. Tarım da öyle, mesela gübre fiyatı 1 ton gübre 6 bin 500, mazot 7-8 lira kazanamıyoruz. Sulu tarlalarda belki kazanılabilir ama onda da elektrik çok pahalı. Geçen sene 600 dönüm pamuk ektim 148 bin TL elektrik parası ödedim. Eskiden devletin elindeyken yaptığımız başvurular, itirazlar kabul ediliyordu ama şimdi özelleşince herhangi bir itiraz da bulunamazsın.”
‘Besiciliği bıraktım’
Çiftlik sahibi İzzettin Fahrioğlu, besi çiftliğinde sayıyı 50’den 20’ye düşürdüğünü ve 1 milyon 200 TL masraf ile yeni yaptığı çiftliğin boş kaldığını söylüyor:
“60-70’e aldığımız yemi şuan 150-160 liradan alıyoruz. Son 3 yılda yem fiyatları 60’tan 150’ye yükseldi. Et fiyatı da 35’ten en fazla 42 TL oldu. Bu nedenle hayvancılık yapmakta sıkıntı yaşıyoruz. Yem, saman çok pahalı. Kendi yemimi kendim de çıkarabilirim ama bu kez de gübre fiyatları çok yüksek. Mazot çok yüksek, yonca eksek sulamak zorunda kalıyoruz ama su yok, elektrik sıkıntısı yaşıyoruz. Besiciliği bıraktım, şuan sadece evim için 10 tane süt hayvanı besliyorum. Ticaret amaçlı değil kendi evimin ihtiyaçlarını karşılamak için. Çiftlik yaptım 1 milyon 200’e şuan boşta. Onca masraf boşa gitti.”
‘Çoğu meslektaşımız bitti, bitmek üzere’
Köylülerden Metin Alabaş da aynı sorunlardan şikayetçi. Son yıllarda artan maliyetlere dikkat çeken Alabaş, “Girdiler çok yüksek olduğundan dolayı çiftçiler hep zarar ediyor” diyor. Alabaş, şöyle devam etti: “Örneğin traktörüm var ama lastik alamıyorum. Lastik bayilerine gidiyoruz ‘2 ay sonra gelecek’ diyorlar. Karaborsadan lastik alıyoruz. Gübre ha keza mazot ha keza. Bir kısım sulu arazilerimiz var, sulama yapıyoruz bu kez elektrik çok yüksek geliyor. Ben 300 dönüm yer suladım bana 55 bin TL elektrik parası çıktı ben o kadar kazanamadım ki! Çoğu meslektaşımız bitti, bitmek üzere. Borç altında, faiz altında, işinden gücünden oluyor, çocuklarını doyuramıyor. Bırakacak bu işi, bırakmak zorunda kalıyoruz.”
‘Böyle olursa insanlar köyden göç etmek zorunda kalır’
Kuraklık nedeniyle topraktan elde ettikleri verimin düştüğünü söyleyen Alabaş “Arazilerimizin çoğu susuz arazidir. Ortalama 300-350 kg civarında verim alabiliyorduk ama bu yıl 100 kilo bile bulmadı. Zaten hesaplasan 100 kilodan fazla kendin koyuyorsun. Her iki gübreyi hesaplasan alt gübre üst gübre tohum 100 kilodan fazla tarlaya kilo olarak bırakıyorsun. Biz onu bile alamadık. Dolayısıyla bunlar cebimizden. Traktörlerimizi, malımızı mülkümüzü satmak zorunda kalıyoruz. Zararına çalışılmaz ki bırakmak zoruna kalacağız. Böyle olursa da insanlar köyden göç etmek zorunda kalır” şeklinde konuştu.
‘150 hayvanım vardı, hep zarar edince Diyarbakır’a göç ettim’
Daha önce köyde tarım ve hayvancılıkla uğraşan Ergül Bitkil, Diyarbakır merkeze göç ederek inşaat işlerinde çalışıyor. Bitkil, göç nedenini şöyle anlatıyor:
“Önceden köydeydik, çiftçilik, hayvancılık yapıyorduk. Yaklaşık 150 hayvanım vardı. Baktım olmadı hep zarar ettim Diyarbakır’a göç ettim ve inşaatlarda çalışmaya başladım. Hep zarar ediyorduk. Bir çuval saman, yem çok pahalı. Marketlerde peynirin kilosu 60 fakat bizde 15-20 liraya almıyorlar. Eskiden inşaatta çalışırken bir günde bir torba şeker bir torba un alıyorduk. Şimdi 3 gün çalışıyoruz ama alamıyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.