Video Haber - Soğuk algınlığına karşı ne tür önlemler alınmalı?
YENİGÜN HABER - Kış mevsimiyle beraber başlayan gribal enfeksiyonlara karşı alınması gereken tedbirler hakkında konuşan Aromaterapi Uzmanı Abdusselam Olgun, önemli tavsiyelerde bulundu.
Hava sıcaklıklarının düşmesiyle beraber başta çocuklar olmak üzere insanlarda baş gösteren enfeksiyonel hastalıklar, içerisinde bulunduğumuz salgın sürecinde hastalarda büyük endişelere neden oluyor.
Soğuk algınlığı, nezle gibi gribal enfeksiyonların yanı sıra soğuklarla beraber baş gösteren romatizmal hastalıklara karşı yaz mevsiminden itibaren tedbirler alınması gerektiğini İLKHA’ya söyleyen Aromaterapi Uzmanı Abdusselam Olgun, basit soğuk algınlıkları karşısında panik yapılmaması gerektiğini söyledi.
Soğuk algınlığına karşı ne tür önlemler alınmalı?
Her mevsim geçişinde soğuk algınlığı, nezle gibi gribal enfeksiyon veya ateşli hastalıkları herkesin geçirebildiğini belirten Olgun, "Bunların önlemini alamayız, mümkün değildir. Hastalanmadan önce veya hastalandıktan sonra ne yapabiliriz? Hastalanmadan önce olabildiğince taziye ve düğün gibi kalabalığın olduğu hastalıklı ortamlardan, kişilerden, hasta gördüğümüz insanlardan uzak durmaya çalışırız." dedi.
"Gribal enfeksiyonlarda kaynatılmış limon ve nane içilerek tedavi uygulanabilir"
Bu dönemde gribal enfeksiyon ile Covid-19'un birbirine çok yakın hastalıklar olduğunun altını çizen Olgun, "Kimisi grip olur 'Covid oldum' diyerek kendini eve kapatır, kimisi ise hastanelere akın eder. Bunu yapmaya gerek yoktur. Gribal enfeksiyon durumunda evde limon ve nane kaynatıp içebilir, bitkisel olarak takviye edebilir." ifadelerini kullandı.
Gribal enfeksiyon, nezle, öksürük, hırıltı durumlarda veya enfeksiyonel bir hastalığa yakalanmadan önce kullanılmasını önerdiği karışım hakkında bilgiler veren Olgun, "100 gram taze zencefil, 1-2 adet limon, bir tatlı kaşığı bal ve 2 yemek kaşığı elma sirkesi karıştırılıp sabah akşam tüketilebilir. Bunlar koruyuculuğu arttırır ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu karışımın kullanılması durumunda hastalığa yakalanan kişi 3-4 günde inşallah atlatacaktır." şeklinde konuştu.
Genelde gribal enfeksiyonda öksürük çok fazla olduğundan insanlar hatmi çiçeği, kekik ve adaçayına yöneldiklerini, faranjiti olanların da genelde adaçayı kullandığını söyleyen Olgun, bu tür durumlara karşı kekik veya çörek otunun tüketilmesinin daha faydalı olacağı tavsiyesinde bulundu.
"Kekiğin 10 günden fazla tüketilmesi bağışıklık sistemini zayıflatabilir"
Kekik bitkisinin kullanım aralığı hakkında önemli bilgiler aktaran Olgun, şunları söyledi: "Kekik hem yemeklerimizin lezzeti hem de solunum yolları enfeksiyonu için çok faydalıdır. Tabi ki vücuttaki D vitaminini emdiğinden günde birer bardak olmak üzere 10 günden fazla tüketilmemesini tavsiye ediyoruz. D vitamini uzun süre emilirse bağışıklık sistemimiz zayıflar. Kekik ilk 10 günlük kullanımda bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğe sahiptir. 10 günden sonra vücut bunu kaldıramadığından D vitaminini emebilir." diye belirtti.
Kış mevsiminde romatizmal hastalıklarda artış görülmesinin sebeplerine de değinen Olgun, "Yazın elektrik telleri gerginleşip kışın kendini bırakarak salaş olduğu gibi insan vücudu da sinir damarlarımız da kışın seyrelir, kendini bırakır ve salaş olur. Yazın ise daha gergin olur. Çünkü yazın kan akışı hızlıdır, suludur. Kışın ise soğuklardan dolayı kan pıhtılaşır. Bundan dolayı bel ve boyun fıtığı ile romatizmal hastalıklar ortaya çıkar. Özellikle enfeksiyonel hastalıklardan böbrek taşı, böbrek iltihaplanması ve idrar yolu enfeksiyonları kışın kendini gösterir. Bunlar için sırtımızı sıcak tutmalıyız." dedi.
"Romatizmal hastalıklara karşı 'çörek otu' kullanın"
Olgun, "Bu tür romatizmal hastalıklar başlamadan önce yazından önlemimizi almalıyız. Peygamber Efendimizin sünneti olan çörek otunu yaz mevsiminde aç karınla günde bir, kışın 2 çay kaşığı kullanmalarını tavsiye ederim. Sabah ve akşam bu şekilde kullanılması romatizmal hastalıkların önüne geçer, ağrıların oluşmasını engeller, kanı sıvılaştırır. Kanın akıcı özelliğine kavuşmasıyla kışın soğuğu da fazla hissedilmez." ifadelerini kullandı.
Son zamanlarda özellikle çocuklarda ishal, öksürük ve hırıltı şikâyetlerinin olduğuna dikkat çeken Olgun, "Bunlar korkulacak şeyler değil. 3-5 günde, en fazla bir haftada geçecek enfeksiyonel hastalıklardır. Mevsim geçişlerinde bu tür durumlar çok önemli değil. Belirttiğimiz bitkilerle evimizde bu tür hastalıkları tedavi edebilir, 3-5 günde faydasını görebiliriz. Hastanelere gitmemize, acillere koşmamıza gerek yok." şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.