Blu Cazibe

Günümüz insanları kişiliklerini pazara o kadar mertçe sunmuşlar, kendi kişiliklerindeki hâkimiyetleri çok sınırlı bir seviyede kalmıştır

Çünkü esirin olması gereken şeyler, senin esir düştüğünü hesap edersek senin ipin ucunu elinden kaçırdığın gün gibi ortada, bu kaçak duruş seni heder edeceği kesin olan bir görüntü.

Cezp eden ile tepki duyulan duyguları ayırt edecek insanların kişilik yapılarından söz etmek insanın kişilik yapısını korumak için harcadığı emeğin ürünü olduğunu bilmek lazım

Bu bilgi sizi iyiden veya kötüden koruyacağı gibi seni o konuda bilgi sahibi de yapar ve yarınlara bırakacağın görüntülerinin şeklini belirler

Bir güzellik var ama net duygularım yoktur, beni cezp eden bir şey vardı ama tarif edemiyorum, ben kendime ait duyguları açıklayacağımda hangi renk olarak tarif edeyim

Bu kadar renk arasından birini seçecek olursam diğer renklerin tepkisi ve kendilerini koruma dürtülerinden hareketle yaşayıp yaşamayacaklarını tahmin edemem ve dünyanın da tek renk olması hiç hoş değildir

Peki! Seçeceğim renk radikal olurda diğer renkleri sömürmeye kalksa ne yapacağım veya benim rehberliğimdeki diğer renklere ben ne diyebilirim ki?

Gökyüzüne asılı bir ev gibi dağların doruklarına yerleşmiş içinden dışarıya beklenti ve imrenme akıtan cazibeye ne demeli? Bu cazibeyi anlatacak dilin tutukluluğuna ne yorum getirmeli?

Sonbaharın dökülen her yaprağın hikâyesini anlayacak ve anlatacak anlamlar silsilesi kendini renklerin sahiciliğine verir vermez cazibe olup yaşamı renklendirir oldu

Yaşadığımız cazibe bir fotoğrafın kendini konuşturması değildi, dorukların en yücesinde gökyüzüyle birleşmiş bir ev altlarda ağaçları süsleyen görüntüsüyle sis sizi huşi duygulara davet eder türdendir.

Baştan çıkarıcı cazibe görüntü; doğayla olan flörtümüzdeki sadeliktir, dağlara işlenmiş görüntü rengârenk orman, bu görüntüye kendi damgasını vuran sis ve bu görüntüde kendini var eden insan! İşte anlatımların şahlanarak seni daha donanımlı izahata sürüklediği andır

Denizin kendisiyle dalgalandırdığı yaşamın tutunduğu umut kendinden emin adımları nereye giderse gitsin peşinden sürüklenen yaşanacakların bitmediğidir

Sabırsız düşlerin peşindeki duygular, sabırsız hayallerin yarattığı canlılığı bedeninde yaşayan çekicilik beni kendine yar edince nasıl bir cazibe bekler insanı? Benim beklentim o dorukta ve o yoğunlukta haberin olsun.

Olguları, yaşamın akıcılığındaki etkenlerin yarattığı rüzgârlı tepeleri bir araya getirip oluşturduğun dağlarda efsane yaşam dediğin renkten akıntıya kapılırsın, lakin bilirsin ki yanız değilsindir.

Çelikten kriterler yaratarak çarptığın orasına burasına parçalarını bıraktığın korku seansları değildi peşine düştüğümüz cazibe

İmgelerin imtihanlarına giriştiğimiz yaşamın neresinden tutsan, karşına çıkanla debelleşme süreci kayıp olur ama kazanıma dönüşmede doğan cazibeye kim yorum getirebilir ki?

İnsanların yaptıkları doğa ve kendi mücadelesi, her şeye rağmen ümidini kesmeyenlerin döktükleri emek ve tablonun vıcıklığı göz önüne geldiğinde, sen olup kendini yaşatmasını bilen cazibe nereye saklanabilir ki?

İnsanların yakın arkadaşı ve kendisine katkı sunacak, suçlamayacak, enerji verecek olan cazibeyi insanlık nereye koyacağını bir bilebilse ve uzun yaşamı için önlem alabilse cazibe biraz daha farklı hal alır

En tenha zamana saklı mutluluk verici an beni sana seni bana getireceğini bildiğim bütün çıkınları saklandıkları yerlerden çıkarıp ortalığa saçıyorum

En karmaşık problemleri matematik problemi diye otuz yedi çözüm yoluyla çöme becerisindeki mutluluk hormonu gizlendiği yerden çıkar ve cazibenin renginde derine işler

San dağların doruğundaki ulaşılmaz duygu reel yaşama bürünerek nice aşılmazları aşıp gelen yüce duygusun, denizlerde yol vermeyen ve korkulu rüya olan aysbergsin

Cazibe sen yaşamın rengine bürünmüş arzın merkezine çekim kaynağı geleceğe dair var olan umutların gerçekleşme anındaki mutluluksun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi