Mehmet Sebih Altun: Rüz-i mahşerde cennet belgesi
Siyaset hayatımızın o kadar çok içine girdi ki, inancımız, kültürümüz, yaşam tarzımız, toplumsal ilişkilerimiz, değer yargılarımız gibi yaşam sahamızın tüm kavramları artık siyasi düşüncelerle harmanlanmış ve ona göre saf belirlemiş oldu.
Siyasetle birbirimizi dışlıyoruz. Ötekileştiriyoruz. Ayrıştırıyoruz. Ya aynı siyasi düşünceden olacağız ya da ayrılacağız düşüncesi zihnimizde yer buldu.
Siyasetle dünyayı görüyoruz . Dünya hakkında düşünürken bile siyasi düşünüyoruz. Bizim siyasi düşüncemize yakın kesimleri diğer ülkelerde bile olsa haklı görüyoruz. Mesela Venezuela da Maduro ya yapılan darbe girişimini dahi herkes kendi siyasi penceresinden bakarak değerlendirdi. Kimisi haklı bulurken kimisi de militarist bu müdahaleyi kesinlikle yanlış buldu. Herkes bulunduğu siyasi konuma göre değerlendirdi. Muhalefet, muhalefet gibi davranıp Maduro nun devrilmesini isterken, iktidar da iktidar olan Maduro yu savundu.
Siyaset inancımızı dahi etkiledi ve etki alanını gittikçe genişletiyor. Siyasi düşünceye göre cennete ve cehenneme gidecekler belirleniyor. Melekler sanırsın rüz-i mahşerde girişte hangi partiye oy verdin diye soracak ve ondan sonra gideceği yeri belirleyecek gibi davranılıyor. Bu hak nerden alınıyor o da belli değil.
Ruz-ı mahşerde cennet BELGESİ siyasi düşünceyle verilseydi peygamberler siyasi düşünce sahibi olup parti kurup diğerlerini cehenneme gidecekler diye net bilgi verirdi. Böyle bir hadis var mı bilmiyorum ana ben duymadım.
Cennet belgesi öyle basit verilmez.
Sana kul hakkını soracaklar.
Yönettiğin halkın parasıyla yaptıklarının hesabını soracaklar.
(Bir ipin hesabını veremeyen hamalın hikayesini okuyaniniz varsa ne demek istediğimi çok iyi anlar.)
Ağzından çıkan ve tutmadığın sözlerin hesabını soracaklar.
Geçinemenyenler varken bunca israfin hesabını soracaklar.
Hizmet vermeniz için size akan vergilerin hesabını soracaklar.
Başkalarının parasıyla kendine harcadığın masrafları soracaklar.
Devletin parasından bir hırka bile aşıran savaşta ölse bile şehit olmaz sözünü hatırtayacaklar.
Faizle batağa sürüklenenlerin akibetini soracaklar.
Haksız yere kazanılan bir kuruşun dahi hesabını soracaklar.
Birbirine düşman ilan edilen halkların kin ve nefretinin hesabını soracaklar .
Doğduğunda seçme hakkına sahip olunmayan ırk, din, dil, mezhep, etnik köken gibi değerlerle suçlu bulunup yargılananların hesabını soracaklar.
İslam dininin anlamı olan Barış kavramının neden yok edildiğini soracaklar.
Camilerin Allah-ı, islamı, kuranı, barışı, kardeşliği, iyiliği aşılamanın mekanı olduğunu, siyasetin empoze edildiği bir dergah olmadığını soracaklar.
Sizlere nereden geldiniz, niye geldiniz ve nereye gideceksiniz diye soracaklar.
Bunlara verdiğiniz cevaplar rüzi mahşerde sizlere bizlere herkese belge olarak verilecek.
İşte o zaman rüzi mahşerde cennet belgesini almaya hak kazanayız .
Sevgi ile kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.