Akademisyenler, Ağrı Dağı'nda yaylacıların yaşamını yerinde araştırıyor
Iğdır Üniversitesi Ağrı Dağı Uygulama ve Araştırma Merkezince hazırlanan, TÜBİTAK tarafından desteklenen "Sosyal Bilimlerde Etnografik Yaklaşım Projesi" kapsamında, Türkiye'nin farklı kentlerindeki üniversitelerden akademisyenler ile yüksek lisans ve doktora öğrencileri, Ağrı Dağı'ndaki 2 bin 200 rakımlı Korhan Yaylası'na geldi.
Proje yürütücüsü Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Bölgesel Coğrafya Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Adem Yulu'nun öncülüğünde yaylada akademisyen ve öğrenciler, etnografi yönteminin farklı disiplinlerde ne anlama geldiği ve nasıl uygulandığını teorik olarak inceliyor.
Katılımcılar, yaylacıları ziyaret ederek koyun sağımını, kıl çadırda yaşamı, kaymak, peynir üretimini, hayvan bakımını ve buradaki yaşamı alanda vakit geçirerek tecrübe ediyor.
Anadolu Üniversitesinden Prof. Dr. Semra Günay, İstanbul Üniversitesinden Doç. Dr. Oya Topdemir Koçyiğit, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinden Doç. Dr. Selda Tuncer, Acıbadem Üniversitesinden Doç. Dr. Alper Bilgili ve Iğdır Üniversitesinden Dr. Öğr. üyeleri Adem Yulu ve Mehmet Ali Sevgi ise yayladaki kıl çadırlarda dersler veriyor.
Ekibin bölgedeki araştırmaları ve çalışması sürüyor.
Proje yürütücüsü Dr. Öğretim Üyesi Adem Yulu, AA muhabirine, çalışmaları farklı illerinden gelen yüksek lisans ve doktora öğrencileriyle yürüttüklerini söyledi.
Öğrenim açısından projenin farklı bir çalışma olduğunu dile getiren Yulu, "Ağrı Dağı'nın yaylalarındaki kadim sakinleriyle belli zaman geçirmek için buraya geldik. Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen, alanında uzman akademisyenlerimiz ve öğrencilerin kıl çadırlarda yaşamları tecrübe ederek etnografi inceliklerini uygulamalı görme şansı oluyor." dedi.
Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Günay ise etnografi yöntemlerinin sosyal bilimler için çok önemli olduğunu belirtti.
Projenin, TÜBİTAK'ın desteğiyle yapılmasının da önemli olduğuna işaret eden Günay, Türkiye'nin her yerinden, çok farklı disiplinlerden öğrencilerin yaylada deneyimsel öğrenimler yaptığını anlattı.
Sahada eğitimin öğrenciler açısından da önemli olduğunu vurgulayan Günay, şöyle konuştu:
"Yaylada yapılan eğitim hem öğrencilerimizin yetiştirilmesi hem de bilimsel araştırmamızın artırılması açısından önemli bir katkıdır. Bu çalışma, kapasitesinin arttırılması, kültürler arası iletişim, etkileşim ve uyum gibi konularda da Türkiye'de politika geliştirmek için bilimsel temel oluşturacak. Bu alanda katkı sağladığımız için çok mutluyuz. Öğrenmenin farklı yöntemleri var. Masa başında, derslikte, sınıf ortamında eğitim veriliyor ama deneyimleyerek, yaşayarak, uygulayarak öğrenme daha kolay, daha zevkli ve daha kalıcı oluyor."
"Bu eğitim benim için çok güzel bir başlangıç oldu"
Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü yüksek lisans öğrencisi Berrin Çoban da katıldığı projeyle ciddi kazanımlar elde ettiğini söyledi.
Hayatında ilk kez böyle bir deneyim yaşadığına dikkati çeken Çoban, "Sosyoloji öğrencisiyim, ileride akademik hayatımdaki araştırmalarımda etnografi yöntemini kullanmak istiyorum. Bu eğitim benim için çok güzel bir başlangıç oldu. Kitaplarda, makalelerde konar göçerlerin hayatını çok okuyoruz fakat buraya gelerek görmek, hissetmek, onlarla sohbet etmek, buranın o havasını ruhumuzda hissetmek çok ayrı bir şey." ifadelerini kullandı.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Coğrafya Bölümü yüksek lisans öğrencisi Aybüke Yayla ise dersleri genelde konferans salonlarında aldıklarını ancak yaylada yapılan eğitimin çok farklı olduğunu anlattı.
Yayla, "Yaylacıların yaşamını birebir görmek çok farklı bir duygu. Çünkü oturduğumuz yerden onların çalışmalarına olan bakış açılarını fark edemiyoruz. Burada hocalarımız bize anlatıyor, her şeyi deneyimleyerek empati kurmak çalışmalarımızda bizlere rehberlik ediyor." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.