Dr. Vahap Kaya
A.Vahap Kaya Yazdı: Yol
Bu kadar tahrip olmuş duyguların içinden birini alıp yol almak o yoldan yaşamı idame ettirmek belki en basit görülecek bir göz ucu, belki de farkındalığın başlangıcı ve nice efsaneler.
Ama yaşamı deneyimlemek ve o deneyimlerden kimseyi kırmadan incitmeden emeği yaşamın hizmetine sunmak
Tarih döngüsünden günümüze insanlığın birbirine yardım ederek kendilerini bu güne aktarması kadar şaheser ve muhteşemdir
Ne olur ise olsun; gideceğin yol, kat edeceğin mesafede, çevrende yaşanılacaklardan ve senin etkilediklerinin geri dönüşümünden sende etkileneceksin.
Bazen efsaneleri bir çırpıda gözlerde, hayallerde bazen de kendin olduğun kahramanlık destanında devri alem yaşarsın.
Bu ilişki sirkülasyonundan toplumsal davranış çıkar ki bu da uzun süre yaşamda kaldığında ve uyaransız yaşanmaya başlandığında, istekle yaşanıldığında kültür olup insanlığın karşısına çıkar.
Artık bir govendin başında veya sonundasın fark etmiyor ama oyundasın ve sende oynayanlara eşlik ediyorsun stresleri dökerek
Her oyun oynayışta ille gelin damat olmak zorunda değil ama çok istiyor isen gelin yaşamın kendisi ve damat ta insanlığın yaşamaya çalıştığı yaşam olsun
Özelikle toplumsal değişikliklerin başlangıcında; yüzyıllar veya bin yıllar yaşanmışlıkları değiştirmek epey sancılı bir süreç olmakla birlikte! İnsanlık tarih döngüsünü her kat edilecek mesafe için yeniden, yeniden döngüsünü başa sarıp tekrardan işleme başlamıyor.
Mirasının öyle ustalıkla değerlendirdi her kat edilen mesafeyi ilerleme merhalesi olarak aldı, her birikmiş artıyı yaşamda yükselme basamağı aldı.
İnsanlık kat ettiği mesafeyi miras olarak kuşaktan kuşağa aktarır ama son dönemlerin moda yaklaşımı güç bende ise her şeyi yaparımı bir kenara bırakmak gerekir.
Aksi hepimizin bulunduğu gemiyi batırır hepimizin batması içten bile değil, böyle durumlarda kurtaranın da olmaz kurtarmak isteyen olsa dahi; işe nereden başlayacağını ve nasıl toplayacağını biraz zor kestirirler.
Toplumla beraber yaşamı ilerletmenin yolunu bulmalı ve bozmak isteyenler karşısında kendini doğal koruma refleksinde bir düzenek oluşmalı.
Sen bana küfretmemelisin, ben san küfretmemeliyim, benim yükün eğrildiğinde el atmalısın, senin yükün eğrildiğinde el atmalıyım, bunlar doğal refleksler ve insanlığın ulaştığı seviyedir.
O zaman gençliği zehirlemek isteyenlerin karşısına bu doğal seleksiyon çıkar,
Toplumu vasatlaştırıp cahil bırakmak isteyenlerin, kitap düşmanı bir nesil yetiştirmek isteyenlerin köhne beyinlerine karşı; daha fazla kitap okuma isteğini canlandıralım.
Nifak ekmek isteyenlerin tohumları hep kendi nadasına, kendi bahçesine ekilmiş olur.
Kötülük yapanlar önce baltayı kendi ayağına vururlar, kısa vadede kendine zarar vermezse dahi uzun vadede elenip tarih sahnesinden yol olurlar izi kalmamacasına veya lanetlik anlatımların baş aktörü olurlar
Ve yine günümüz modası iyiliği, doğruyu, paylaşmayı ve geleceğimiz olan çocuklarımızın, gençlerimizin korunmasını sarpa, Kaf dağına mahkûm edenlere inat;
Yaşamda rahat yoktur, herkes ezada yaşamalı düşüncesin inat;
Doğru ve en basit yol dururken insanlığı en zora koşturanlara inat;
İnsanların birbirine daha sıkı sarılmak için, efsaneleri yaratmak için ciddi hazırlıklara başlamak gerekir, yâda bu güne değin bu hazırlıkların çoktan hazır olması gerekirdi.
Hiçbir zaman geç değildir en basit davranış ise insan kalmaya veya daha fazla insan olmaya devam etmek gerek, canınız yansa dahi iyi olmaya devam etmek gerek.
Halk arasında harika bir masal vardır ki “ adamın bir, bir çobana denk gelir ve üç aylık kışı misalen der ki “ çoban ben yoldan gelirken üç tane azgın kurt gördüm ve sana doğru geliyordu bilgin olsun”
Çobanda der ki “gelsin ben o üç kurt için dokuz köpek beslemişim” yani üç kış ayına karşılık bende koyunlarımı, keçilerimi dokuz ay beslemiş ve hazırlık yapmışım”
İşte paranın kıble olduğu bir ortamda ciddi bir kenetlenmeye, ciddi, ciddi insanlığın hizmetine paranın girişine kafa yormak gerekir.
Kötülüğün son bulacağı herkesin birbirine bakarken güleceği, selamlaşacağı sahneler için uğraşmak gerek
Aksi takdirde para sahipleri toplumun bütün taşlarını yerinden oynatır, toplumu ayakta tutan bütün direkleri sarsar ve biz seyirci kalırsak; yıkıntıların altında bizde kalırız.
Biz öldükten sonra nelerin yaşandığını pek bilemeyiz, iyiliğin hâkimiyeti ve bu hakimiyeti görmek için
Her kes sorumluluğunu bilse iyi olur.
Her seferinde, her gün yolunu ekstra efor sarf etmeden, insanlıktan geçirse ve her gün yenilense iyi olur.
Yoksa en kötü tabloların yaşanması içten bile değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.