‘Türkiye'nin yüzde 22,5'i çölleşme riski altında’

‘Türkiye'nin yüzde 22,5'i çölleşme riski altında’
“17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü” etkinlikleri kapsamında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin katılımıyla, "Toprağına Sahip...

“17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü” etkinlikleri kapsamında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin katılımıyla, "Toprağına Sahip Çık, Çölleşmeye Dur De" sloganıyla, video konferans yöntemiyle toplantı düzenlendi. Bakan Pakdemirli, Türkiye'nin yüzde 22,5'inin çölleşme riski altında olduğunu söyledi

DİYARBAKIR YENİGÜN - Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin katılımı ile "17 Haziran Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü" etkinlikleri kapsamında "Toprağına Sahip Çık, Çölleşmeye Dur De" sloganıyla, video konferans yöntemiyle toplantı düzenlendi. Pakdemirli, “Yaklaşık 1,1 milyon hektar alanda, yani Kıbrıs adası kadar büyük bir alanda, erozyon kontrol çalışması yaptık. Son 18 yılda, 5 milyon 402 bin hektar alanda çalışma yaparak, yaklaşık 4,7 milyar adet fidanı toprakla buluşturduk”  dedi Küresel ısınma, iklim değişikliği, çölleşme ve kuraklık gibi tüm insanlığa ait sorunlara "küresel salgın" kavramının da eklendiğine işaret eden Pakdemirli, "Covid-19, bütün insanlığı ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve bilhassa sağlık açısından hayati bir imtihana tabi tuttu. Pek çok alışkanlığımız değişti. Hürriyetimiz dahi zaman zaman sınırlandı. Dünyada yağma görüntülerine, sağlık skandallarına şahit olduk. Ancak hamdolsun, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, devlet olarak güçlü bir irade ortaya koyduk." diye konuştu. Türkiye'nin ev sahipliğinde 2015'te düzenlenen Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı'nı hatırlatan Pakdemirli, hem ulusal hem de uluslararası alanda bakanlık olarak çölleşme ve arazi tahribatıyla mücadelede çok büyük bir yol kat ettiklerini bildirdi. 3. Tarım Orman Şurası'nda eyleme geçirilen kararlardan birinin de "Çölleşme ve erozyonla mücadelenin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi" olduğunu anımsatan Pakdemirli, "2019'da başlatmış olduğumuz, 'Arazi Tahribatının Dengelenmesi Yukarı Sakarya Havzası Projesi' kapsamında, 2022 yılı sonuna kadar, arazi tahribatını dengelemek için karar vericilere yol gösterecek bir Karar Destek Sistemi kurulacak ve ülkemizin topraklarını arazi tahribatı açısından karış karış izleyeceğiz. Ayrıca Yukarı Sakarya Havzası'ndan öğrendiğimiz iyi uygulama örneklerini ülke düzeyinde yaygınlaştıracağız." diye konuştu.

‘4,7 milyar fidan toprakla buluştu’

Türkiye'nin yüzde 22,5'inin çölleşme riski altında olduğuna değinen Pakdemirli, çölleşmeyle mücadele etmeksizin kırsal kalkınmayı sağlamanın, fakirliği azaltmanın mümkün olmadığını dile getirdi. Bakanlık olarak son 18 yılda geliştirdikleri politikalar ve hayata geçirdikleri projelerle toprağa güçlü bir şekilde sahip çıkmayı başardıklarını vurgulayan Pakdemirli, şöyle konuştu:

“Bu kapsamda son 18 yılda, 5 milyon 402 bin hektar alanda çalışma yaparak, yaklaşık 4,7 milyar adet fidanı toprakla buluşturduk. 'Geleceğe Nefes' kampanyamızı milli bir fidan dikme seferberliğine dönüştürdük. 81 ilimizin tamamında sağlık çalışanlarımıza hediye ettiğimiz 'Sağlık Kahramanları Hatıra Ormanı' kampanyamız sürüyor. 2002 yılında 20,8 milyon hektar olan orman varlığımızı, 22,7 milyon hektara çıkardık. 2023 yılı hedefimiz ise ülkemiz yüzölçümünün yüzde 30'u olan, 23 milyon hektar orman varlığına ulaşmak. Orman Genel Müdürlüğümüz tarafından, 1946-2002 yılları arasında, toplam 470 bin 243 hektar alanda erozyonla mücadele çalışması yapılmıştı. 2003-2019 yılları arasında ise erozyon kontrol çalışmalarımızı, yıllık bazda 8 katına çıkararak, toplamda 56 yılda yapılan çalışmanın 3,3 katından fazlasını 18 yıla sığdırdık ve yaklaşık 1,1 milyon hektar alanda, yani Kıbrıs adası kadar büyük bir alanda, erozyon kontrol çalışması yaptık.”

Hobi bahçesi uyarısı

Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla tarım arazilerinin, Türkiye genelinde ilçe bazında belirlenen "Yeter Gelirli Arazi Büyüklüğü" altında bölünmesinin önüne geçtiklerini belirten Pakdemirli, bununla toplam 1,6 milyon hektar alanın miras ve satış yolu ile hisselendirilmesini ve bölünmesini önlemiş olduklarını söyledi. Salgın nedeniyle vatandaşların toprağa ilgisinin arttığını dile getiren Pakdemirli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vatandaşlarımızın toprağa artan ilgisi nedeniyle tarım arazilerinin noter ile hisseli olarak satışlarının yapılarak, bu alanlar üzerinde izinsiz hobi bahçeleri oluşturulduğunu görüyoruz. Dikkatinizi çekmek istiyorum ki noter aracılığı ile yapılan satışlarda arazinin değil, kooperatif veya şirketin hissesi satılmaktadır. Bu noktada vatandaşlarımızın, noter satışı yapılan arazilerde hiçbir zaman hissedar olamayacakları ve tasarruf haklarının da bulunmayacağını, bu vesileyle bir kez daha belirtmek istiyorum. Yani daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, biz ne aradaki aracılar kazansın diye tarım arazilerimizi çölleşmenin kucağına atabiliriz ne suyumuzun bu kadar fütursuzca kullanılmasına müsaade edebiliriz ne de insanımızın tarıma olan ilgisinin kullanılarak kandırılmasına göz yumabiliriz. Türkiye'de 7 milyon hektar alana sahip 265 ovayı tarımsal sit alanı ilan ettiklerini anlatan Pakdemirli, 2023'te koruma altına alınan ova sayısını 300'e çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi. Hibe ve kredilerle 8,8 milyon dekar alanda damlama ve yağmurlama sulama sistemleri kurulmasını desteklediklerini, 6,5 milyon hektar alanda da toplulaştırma çalışması yürüttüklerini aktaran Pakdemirli, 2023'e kadar 8,5 milyon hektar alanda, 10 yıl içinde de toplam 14,5 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmalarının tamamlanacağını vurguladı.

“Erozyonla taşınan toprak miktarı geriledi”

Türkiye'nin 1970'li yıllarda erozyonla taşınan toprak miktarı yıllık 500 milyon ton iken, bunun çalışmalar neticesinde yıllık 154 milyon tona düştüğünün dile getiren Pakdemirli, "Hedefimiz ise erozyonla kaybolan toprak miktarını bu yıl sonuna kadar 140 milyon tona, 2023 yılı sonuna kadar ise 130 milyon tona düşürmek." dedi. Türkiye'de her yıl 18,8 milyon ton gıdanın çöpe gittiğine işaret eden Pakdemirli, "Fakat isabetli bir farkındalık oluşturduğumuz takdirde, ülkemizdeki gıda kayıpları ve israfında gerçekleştirilecek sadece yüzde 2'lik bir iyileşme, 10 milyar lira tasarruf demek. Bu da yine 360 bin ailenin, 1 yıllık asgari geçim rakamına karşılık gelmektedir. Bu nedenle artık 'Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık' diyoruz." diye konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.