Son 3 haftada 3 kadın cinayeti

Son 3 haftada 3 kadın cinayeti
Diyarbakır’da, son 3 haftada 3 kadın cinayeti yaşandı. Avukat, polis ve ev hanımının hayatını kaybettiği olaylardan ikisinde cani kocalar, eşlerini...

Diyarbakır’da, son 3 haftada 3 kadın cinayeti yaşandı. Avukat, polis ve ev hanımının hayatını kaybettiği olaylardan ikisinde cani kocalar, eşlerini çocuklarının gözleri önünde katletti. Peki yaşanan bu kadın cinayetleri neden önlenemiyor? Bu soruyu sorduğumuz KAMER Vakfı Başkanı Nebahat Akkoç, cinayetlerin önlenmesi için kararlı ve net bir siyasi iradeye ihtiyaç olduğunu vurguladı. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Av. Gazal Bayram Koluman ise sorunun yasalarda değil uygulamada olduğunu savundu

Şirvan Oktay GÖRER

DİYARBAKIR YENİGÜN - Diyarbakır’da son Ramazan ayının son 3 haftasında 3 kadın cinayeti yaşandı. İlk olay 19 Mayıs’ta yaşandı. 19 Mayıs 2019 Pazar günü çocuklarının bir etkinliğinden dönen avukat Müzeyyen Boylu I., henüz bilinmeyen bir nedenle otomobilin içinde eşiyle tartıştı. Tartışma sonrası çocuğu ve eşini otomobilde bırakan Müzeyyen Boylu I. araçtan çıkarak yürümeye başladı. Bu sırada aracını park eden doktor şeşi Mesut I., çocuğunun yanında belinden çıkardığı tabancayla eşine kurşun yağdırdı. Vücuduna toplam 14 kurşun isabet eden Müzeyyen Boylu I. olay yerinde hayatını kaybetti. Olayın ardından çocuklarını eve bırakan cani koca polis ekiplerine teslim oldu. Cani koca, emniyetteki işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Meslektaşı olan kız arkadaşına kurşun yağdırdı

İkinci olay da 26 Mayıs 2019 Pazar günü yaşandı. İddiaya göre, Muharrem Y. isimli polis, aralarında gönül ilişkisi bulunan Merve Ünal ile sabah saatlerinde tartıştı. Bir süre sonra tekrar bir araya gelen ikiliden Muharrem Y., belirten çıkardığı tabanca ile meslektaşı olan kız arkadaşı Merve Ünal’ın göğsüne ateş edip öldürdü. Zanlı Muharrem Y., olayın ardından teslim oldu. Zanlı, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli mercilerce tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Öldürdüğü eşini yol kenarına bırakıp kaçtı

Üçüncü olay da 2 Haziran 2019 Pazar günü meydana geldi. Yaklaşık 2 buçuk aydır evde şiddetli geçimsizlik yaşadığı öğrenilen Aygül G. ve Recep G. çifti, Bismil ilçesine giderken yolda tartıştı. Tartışma sonucu aracını yol kenarında durduran Recep G. eşiyle kavga etmeye başladı. Olayı gören bir kamyon şoförü müdahale edince Recep G., eşi olduğunu ve tartışmanın kimseyi ilgilendirmediğini söyleyerek kamyon şoförünün gitmesini istedi. Olay yerinden uzaklaşan kamyon şoförünün durumu jandarmaya haber vermesi sonucu bölgeye gelen jandarma ekipleri tahlisiz kadının cesedine ulaştı. Eşiyle tartışan Recep G.’nin çocukları önünde eşi Aygül G.’yi bıçaklayarak öldürdüğü ve eşinin cansız bedenini yol kenarına bırakıp kaçtığı iddia edildi. Jandarma ekipleri olay yerini inceledikten sonra tahlisiz kadının cenazesini Çınar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Olayın ardından yapılan çalışmalarda cani koca, Diyarbakır’da saklandığı bir evde yakalandı. Recep G. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilecek.

17 yılda 15 bin kadın öldürüldü

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre 2019 yılının Ocak ayında 43, Şubat’ta 31, Mart’ta 27, Nisan ise 36 kadın cinayete kurban gitti. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun Mart ayında hazırladığı “2018 Türkiye’de Kadın Yaşam Hakkı İhlalleri” raporuna göre ise 2002 yılında Türkiye’de öldürülen kadın sayısı 66 iken, 2018’de bu rakam 440’a ulaştı. Tanrıkulu’nun raporunda yer alan bilgilere göre 2002 yılından 2019 yılının Mart ayına kadar toplam 15 bin 34 kadın öldürüldü.

 “Kararlı ve net bir siyasi iradeye ihtiyaç var”

Peki yaşanan bu kadın cinayetleri neden önlenemiyor? Bizde bu soruyu KAMER Vakfı Başkanı Nebahat Akkoç ve Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Av. Gazal Bayram Koluman’a sorduk. Çok uzun bir süredir kadın hakları alanında mücadele veren Akkoç, cinayetlerin önlenmesi için kararlı ve net bir siyasi iradeye ihtiyaç olduğunu vurguladı. Yasalara rağmen kadınların korunamadığının altını çizen Akkoç,  “Kadın cinayetlerinin son bulması için, kadınların içinde bulundukları şiddet sarmalının farkında olan, kadınlara yönelik cinayet ve her türlü şiddeti engelleme konusunda kararlı ve net bir siyasi iradeye ihtiyaç var. Son zamanlarda iktidar bu konuda bir beyanda bulunmadığı gibi ülkede artan gerilim de şiddeti tırmandırmaktadır. Dikkat ederseniz öldürülen kadınların bir kısmı şiddetten kurtulmak için çaba harcayan kadınlardır. Yasalara rağmen bu kadınlar korunamamaktadır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile kadın kuruluşlarının bir an önce buluşması, uygulamada karşılaşılan sorunları tartışıp çözüm üretmesi gerekmektedir” dedi.

 “Sorun yasalarda değil uygulamada”

Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Av. Gazal Bayram Koluman ise sorunun yasalarda değil uygulamada olduğunu ileri sürdü. Cezaların artırılmasının çözüm olmadığını savunan Koluman, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair bir yasamız var. Bu yasa İstanbul sözleşmesi baz alınarak hazırlanmış bir yasa. Bu yasanın yerelde uygulamasının sağlanması halinde kadının korunmaması ya da şiddetin önlenmemesi diye bir durum mümkün olmaz. Yasal mevzuat aslında yeterli ancak bunu uygulamada sıkıntısını yaşıyoruz. Koruma mekanizmasını geliştirecek bir altyapı sorunu var. Bu sağlanmadığı müddetçe, biz kadını koruyamayız. Bu da etkin, adil, çözümleyici bir yargı ile mümkün olduğunu bilmemiz gerekir. Şiddete maruz kaldıktan ya da cinayete kurban gittikten sonra da failin etkin bir şekilde yargılanması oldukça önem taşıyor. Ceza üst ve alt sınırları oldukça yeterli aslında ama haksız tahrik ya da iyi hal indirimi uygularsanız. Bu noktada caydırıcı rol oynamaz. Yasal mevzuatın daha ağırlaştırılması gibi bir çözüm bulunmasından ziyade, mevcut yasaları uygulamak çok önemli” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.